Fiili işsizlik oranı: Yüzde 15.1

Türkiye İstatistik Enstitüsü (TÜİK ), 2011 Mayıs- Haziran-Temmuz ortalaması olarak, Haziran ayı işsizlik oranını, yüzde 9.2 açıkladı... Geçen yıl Haziran ayında işsizlik oranı 10.5 idi...
1)Yaz aylarında işsizlik oranı düşer... TÜİK, mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranı da yüzde 10.3 olarak açıkladı.
2) İstihdam politikaları açısından 2011 yılı ortalama işsizlik oranı önemlidir. Yılın ilk üç ayında işsizlik oranı yüzde 11 ile yüzde 12 arasında oldu. Yılsonu aylarda da artacaktır. Demek ki, 2011 yılı için ortalama işsizlik oranı, OECD ortalaması üstünde, yüzde 10 düzeyinde olacaktır... OECD raporlarında 2011 yılında OECD ülkelerinde ortalama işsizlik oranı yüzde 8 olarak tahmin ediliyor.
3) TÜİK işsizlik oranını yanlış hesaplıyor. Çünkü, uzun süre iş aramayıp iş bulamayınca, iş aramaktan umudunu kesenleri, ailesi yoluyla, eş ve dost yoluyla iş arayanları işsiz saymıyor.
Haziran ayında TÜİK’in işsiz saydığı 2 milyon 537 bin kişi yanında, iş aramayan işsiz sayısı da bir milyon 890 bin kişidir. Yani:
Türkiye’de fiili işsiz sayısı 4 milyon 427 bindir.
Fiili işgücü 27 milyon 438 binden 29 milyon 328’e çıkmaktadır.
Fiili işsizlik oranı da yüzde 15.1’dir.
4) Türkiye de işsiz kalma süresi de uzamıştır. OECD raporuna göre, Türkiye’de 2000 yılında 6 ay ile 1 yıl arasında işsiz kalanların oranı yüzde 15 iken, 2010’da yüzde 17,2’ye çıkmıştır. Bir yıldan uzun süredir işsiz olanların toplam işsizlere oranı ise 2000’de yüzde 18.1, 2010’da ise yüzde 24.7 düzeyindedir.
5) Tarım sektörü işsizliği gizleyen bir sektördür. Bu nedenle işsizliğin çözümünde göz önünde tutulması gereken, tarım dışı işsizlik oranıdır. TÜİK, Haziran ayı itibariyle bu oranı yüzde 11.9 olarak açıklamıştır.
6) Haziran ayında genç nüfusta işsizlik oranı, Türkiye ortalaması yüzde 18, kentlerde yüzde 21.4’tür. Geçmiş yıllara göre düşmüştür... Ancak yine de Türkiye’de gençler arasındaki işsizlik oranı, diğer ülkelere göre yüksektir.
OECD’nin iki gün önce yayınladığı “Bir Bakışta Eğitim, 2011” raporunda, 2009 verilerine göre, eğitimine devam etmeyen ve işsiz olan gençler oranının en yüksek olduğu ülkenin Türkiye olduğu belirtiliyor. Genç nüfusta işsizliğin çözümü, acil önlemler gerektiren bir sosyal problemdir. Zira bu gibiler anarşist ve teröristler tarafından daha kolay istismar ediliyor. Aşırı ideolojik uçlara daha kolay kayabiliyorlar. Ne yazık ki, hükümetin, işsizliğin çözümünü, aynen kurlarda olduğu gibi piyasaya bıraktığı anlaşılıyor. Ayrıca, işsizliğin çözümünde bir araç olması gereken işsizlik fonunu da başka amaçlarla kullanıyor.
Oysa ki, OECD ülkelerinde ve dünyada işsizlikle ilgili sürekli çözüm geliştiriliyor. Örneğin, Almanya’da istihdam piyasasındaki göreceli olarak daha iyi tabloda “kısa mesai” uygulamasının rolü büyüktür. Kısa mesai sayesinde çalışanların istihdam piyasasından kopmayarak orta sınıf içindeki yerlerini koruyabildiği, vergi ödemeye de devam ettikleri görülüyor. Ayrıca Almanya’da düşük ücret alan çalışanların bir işe girmesini kolaylaştırmak için devlet ücretin bir kısmını üstleniyor.
Türkiye’de büyüme var ve fakat bu büyüme tam anlamıyla istihdama yansımıyor... Yani ekonomik tablonun altı deliktir. Bu nedenle yalnızca istihdam politikalarını değiştirmek de yeterli gelmez. İçerde aramalı ve hammadde üretimini artıracak ve gelir dağılımını düzeltecek önlemler de almak gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları