Ticari hayatta birçok şirketin de sahibi olan FETÖ mensupları mal varlıklarını güvendikleri isimlere devir ederek kaçırıyorlar.
FETÖ mensupları, mahkemeler "el koyma" kararı verdiklerinde mal varlıklarının üzerlerinde bulunmaması için paralarını, evlerini, arsalarını, arabalarını ve mücevherlerini FETÖ mensubu olmayan ancak güvenli buldukları kişi ya da kuruluşlara devir ediyorlar.
Bu devirler şaibe yaratmasın diye aralarında eski tarihli borç evrakları yapıldığı da öne sürülüyor.
Fetullah Gülen ve Hakan Şükür gibi isimlerin mal varlıklarına el konulması üzerine bu devirlerin giderek artacağı da vurgulanıyor.
Bu konuda gerekli çalışmaların yapılması belirtilirken bu mal varlıklarını alanların da hukuken suçlu duruma düşecekleri hukukçular tarafından vurgulanıyor.
Özellikle 17-25 Aralık sonrası Fetullah Gülen cemaatine yakın iş adamlarının mal kaçırma eylemleri yaptıkları ve üzerlerine kayıtlı şirket hisselerini yediemin olarak gördükleri ve cemaat mensubu olmayan yakın arkadaşlarına devir ettikleri öğrenildi.
Hukukçular FETÖ mensuplarının 17-25 Aralık sonrası kaçırdıkları mal varlıklarının da araştırılarak devlet tarafından el konulması gerektiğini vurguluyorlar.
Devredilen bu şirketlerin, madencilik, enerji, akaryakıt, inşaat, eğitim kurumları ve medya kuruluşları gibi birçok sektörde olduğu da vurgulanıyor.
"Eskiden FETÖ'cüydük" diyenler
Bugünlerde medyada ve özellikle televizyonlarda, "Biz de cemaat mensubu idik ama kandırıldık" diyerek itiraflarda bulunan kişiler yer alıyor.
Bir kısmı ise yayınlara çıkmasalar dahi günlük hayatlarını devam ettiriyorlar.
Peki, bir suç örgütünde bulunup da sonradan, "döndüm-çıktım-ayrıldım" diyen kişiler suçsuz mu?
Ya da diğer bir deyişle 15 Temmuz'a kadar cemaat faaliyetleri içinde bulunmaları yargılanmaları için yeterli değil mi?
Elbette yeterli olması ve işledikleri suçların da cezasını çekmeleri gereklidir.
Ama savcılarımız her nedense bu isimlerin üzerine gitmiyorlar.
Suç işlememiş olsalar dahi yapacakları itirafların iddianamelerde yer alması da çok önemlidir.
FETÖ maşaları ne olacak?
Fetullah Gülen Terör Örgütü'nün tezgahı ile yürürlüğe konulan Ergenekon, Balyoz, Casusluk, ODATV, Fenerbahçe gibi davaların tetikçiliğini televizyonlarda, gazetelerde yapan gazeteciler, sözde uzmanlar, hukukçular ve gizli tanıklar hesap vermeyecekler mi?
Eğer 15 Temmuz sonrası Yeni Türkiye kurulmasını istiyorsak TRT'yi, Anadolu Ajansı'nı, Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nü, gazeteleri, televizyonları, radyoları, kamu kurum ve kuruluşlarını, belediyeleri, askeri ve polisi işgal eden FETÖ'cüleri tek tek ayıklamalı, yargıya sevk etmeliyiz.
