FETÖ ile yatıp kalkmayalım
15 Temmuz'un birinci ayını tamamlıyoruz. Türkiye elbette çok büyük bir badire atlattı.
FETÖ darbe girişimini başarı ile önledik. Kökünü kazımak için de çalışmalar sürüyor.
Sırada ikinci büyük bela PKK var.
FETÖ için gösterdiğimiz direnci ve elde ettiğimiz başarıyı PKK için de göstermeliyiz.
Özellikle Kürt vatandaşlarımızın bu duyarlılık içinde PKK ile savaşta artık Kürt adına mücadele ettiği yalanına sığınan bu bölücü terör örgütüne herkesten çok tepki göstermeliler.
Gerek FETÖ gerekse PKK Türkiye'nin büyümesi, Türk halkının refahının engellenmesi için çaba içindeler.
15 Temmuz'dan bu yana FETÖ ile mücadele konusu Türkiye gündeminin birinci sırasında yer aldı.
Artık gerçek gündeme dönmeliyiz.
Rusya ve Suriye ile başlayan iyi ikili ilişkiler maalesef Avrupa ve Amerika ile iyi gitmiyor.
Avrupalılar Türkiye'ye verdikleri sözü tutmuyorlar.
Schengen vizesi ve Suriyeliler için verecekleri 6 milyar Euro'dan ses seda yok.
3 Milyon Suriyeli hala Türkiye'de.
Bu vermeleri gereken para Suriyelilerin refahı, sağlık ve eğitim gibi sorunlarının çözümünde kullanılacaktı.
Türkiye geri kabul anlaşmasına da uydu ve sözünü tuttu.
Ama bize her gün demokrasi dersi veren Avrupa ülkelerinin liderlerinden hiç biri çıkıp da, "Türkiye'ye ayıp ediyoruz" demiyorlar.
Bunlar hep kendi ülke menfaatlerini düşünen sahte insan hakları savunucularıdır.
Türkiye vaktiyle Almanya'dan Hitler katliamından kaçan Yahudilere yaptığı gibi Suriyelilere de kucak açan ve insani yönü Avrupa ülkelerinden de güçlü bir ülkedir.
İşte 15 Temmuz'un 1. ayında artık Türkiye'nin gündemine öncelikle ekonomimizi almalıyız ve normalleşme adımlarını attığımızı yerli ve yabancı yatırımcılara göstermeliyiz.