Fenerbahçe'nin yıldız adayı Arda Güler'in pek bilinmeyen hikayesi

GÜREL YURTTAŞ/ Yeniçağ

Elinden tutup da oğlunu Gençlerbirliği Kulübü''nün kapısından içeri girdiğinde hayatlarında dönüm noktasını yaşadıklarını nereden bilebilirdi ki baba Ümit Güler? Daha 9 yaşındaydı Arda, minik yüreği atarken hızla aklından neler geçiyordu acaba?

Gençlerbirliği''nin altyapısında kısa sürede fark edildi. O dönem Gençlerbirliği''nde görev yapan eski Fenerbahçe''nin kaptanı Ümit Özat da gördü bunu. Yanına gelen minik Arda''ya imzaladığı topu verirken; bir yıldız adayının karşısında durduğuna inanıyordu.

İkibuçukluk olarak attı adımını 19 Mayıs Stadı''nın zeminine ilk kez. Kale arkasında top topluyordu. Çok eskilerden top toplayıcı çocuklara İkibuçukluk derlerlerdi. Bu maç başına aldıkları yevmiyedendi.

Sonradan bu tabir kalktı ortadan ama Arda''nın adının önüne yine de yerleşti. "İkibuçukluk aşağıya, ikibuçukluk yukarıya!"

O yaşında o kadar becerileri vardı ki; Gençlerbirliği''nin altyapısına sığmayacağı belliydi, Ankara''ya da. Gençlerbirliği''nin U13 takımında forma giyerken sorarlardı sık sık çocuğa:

- Ne olmak istiyorsun ileride?

- Fenerbahçe''de futbolcu.

- Kim gibi mesela?

- Alex de Souza!

Zaten evindeki odasının duvarlarında Fenerbahçe posterleri vardı, her sabah uyandığında Alex''in duvarda asılı fotoğrafı duruyordu karşısında. O kadar yetenekli, o kadar yetenekliydi ki; Fenerbahçe''nin bu küçük devi fark etmesi gecikmedi.

2019''da babası ve annesiyle birlikte davet edildiği İstanbul''da, Fenerbahçe''ye katılırken; sanki olgunluk çağında transfer olan bir yıldız gibiydi tavırları, konuşması.

Meğer futbol topuna ilk vurduğundan beri Fenerbahçe''ye imza attığında neler söyleyeceğini ezberlermiş Arda; o kadar inanmış yani. İşte o günkü sözleri:

"14 yaşında hayalini kurduğum kulübe geldim. Bir yanda yıllardır beraber futbol oynadığım takım arkadaşlarımdan ve hocalarımdan ayrılmanın üzüntüsü, diğer tarafta taraftarı olduğum ve hayalini kurduğum kulübe gelmenin mutluluğu."

Fenerbahçe''nin altyapı takımlarında da gösterdi farkını. Elit Akademi Ligi U14''te 21 maçta 12, Elit Akademi Ligi U15''te 13 maçta 5, Elit Akademi Ligi U16''da 6 maçta 1 gol attı. Fenerbahçe''nin U19 Takımı''nda 22 maçta 10 gol, 7 asistle oynadı.

Dinamo Zagreb''in ev sahipliğinde düzenlenen Mladen Ramljak Turnuvası''nda sarı lacivertli formayla en iyi oyuncu seçilirken, yine herkesi hayran bıraktı kendisine.

Yetenekleri fark edilmeyecek gibi değildi. Pereira da gördü. Helsinki maçında A takımda 16 yaşındaki çocuğa da yer verdikten sonra aynen şunları söyledi:

"Kariyerimde Porto gibi çok önemli bir kulüpte 5 yıl altyapıda çalıştım. Arda karakterinde ve kalitesinde çok az oyuncu gördüm."

İlk gören Pereira değildi tabi ki Arda''yı. Son görende. İsmail Kartal da 16 yaşındaki çocuğa Slavia Prag maçının 75. dakikasından itibaren görev verdi. Televizyon başındaki milyonlar da çelimsiz bedeniyle devleşen bir çocuğu izledi.

Fenerbahçe maçı 3-2 kaybetmişti ama artık bir yıldız kazanmıştı, onu tüm Türkiye tanımıştı. Hatayspor maçında da ilk onbirde olması kimseyi şaşırtmadı. Zaten sahanın en iyilerindendi, kazanılan ilk penaltı pozisyonunda atağın temelini atan isimdi.

Evet, bir yıldız doğuyor Fenerbahçe''de. Muhteşem sol ayağıyla ben yıllar evvel Beşiktaş''ın PAF takımında oynayan Sergen Yalçın''ı görür gibi oldum. Çalımları, driplingleri, pasları, futbol aklı, kendine olan güveni...

İzlerken bu süper yeteneği kendimi nedense Ahmet Haşim''in şiirini mırıldanırken buldum:

"Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak..."

Gerçi pek ağır olması mervidenlerden, biraz hızlı çıktı ama... Yine de dikkat! 40 yılda bir buluyoruz böyle yetenekleri, aman kaybetmeyelim.

İkibuçukluk Arda''ya "Yolu açık olsun" diyelim.

Yazarın Diğer Yazıları