Fenerbahçe yeni sistemin kurbanı
Çok değerli futbol kamuoyu, son haftalarda Türk futbolunun atar damarı Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray kulüplerinin içinde bulunduğu hali izledikçe, ister istemez bizim de yaralarımız sızlamaktadır. Yeni sistem ve yeni Türkiye'de artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Dolayısıyla siz, spor kulübü yönetenleri olarak Türk futbolunun 90 yıldır idare ediliş şekline göre bir planlama yaptıysanız yandınız. Mesela Fenerbahçe'ye ya da Beşiktaş'a başkan oldunuz. Fakat yarım sezon geçti hâlâ normale dönemiyorsunuz. Oturmayan bir şeyler var demektir. Bu nedenle hayretler içindeyseniz sakın üzülmeyiniz. Bize göre; sebep siz başkanlar değilsiniz. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç veya Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi beyler biliyor musunuz? Siz göreve "kelepçeli" başladınız. Çünkü yeni dönemde Türkiye'de her şey değişmiştir. Ülke, federasyonlar, kulüpler, başkanlar, hakemler, kısaca Türk futbolu yeni başkanlık sistemine hazırlıksız yakalanmıştır. Dolayısıyla Türk futbolu da bu işten payını almış ve her şey "tarumar" olmuştur.
***
Öyle olmasa inanıyorum ki siz şahsi konumunuzla kulüplerinizin UEFA nezdinde "harcamakta zorlandığı" rakamı koymanın bir yolunu bulur ve "bağış" gibi muhtelif yollara başvurmazdınız. Başka reel bir örnek mi istiyorsunuz? Mesela paralel yapıyı futbolda ilk deşifre eden ve onunla ilk mücadeleyi başlatan Fenerbahçe değil midir? O halde mantıken yeni sistemin diğer "ödüllendirilen" örneklerinde olduğu gibi bu ün ve kazanımı ile önde, gözde veya övgüye mazhar olması gereken Fenerbahçe, görüldüğü gibi maalesef o konumda değildir. Başkanı da gerek mali mecburiyetler, gerekse başka nedenlerle bir yandan finansal zorluklarla terbiye edilmeye, diğer yandan da "uslu çocuk" rolüne zorlanmaktadır. Elbette bu yapılırken de bunu sistem yapıyor görüntüsü verilmemektedir. Tabii ki bu işler TFF'nin "omuzuna dayanan tüfekten" ateşlenir gözükmekte, taraftar da eski başkanımız Aziz Yıldırım ile Ali Koç'u mukayese eder duruma gelmektedir. Aziz Yıldırım olsaydı ne yapar eder bu işleri çözerdi demektedir. Çözerdi ve çözüyordu da. Biz de buna şahidiz. Fakat bu tezi savunanların atladığı çok mühim bir şey var. Aziz Yıldırım Bey'in ortalığı yakıp şahsiyet mücadelesi verdiği o dönem, Türkiye'nin parlamenter sistemle yönetildiği, kararlara itiraz edilebilen, güç dengelerinin olduğu bir dönemdi. Ali Koç Bey'in "canhıraş" uğraştığı bu dönemde ise Türkiye'de yeni başkanlık sistemi vardır. Şartlar da eskisiyle aynı değildir. Ve artık Türk futbolunda da hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.