Fenerbahçe maçı ortada kaldı. 3 puanı getiren detayı Fatih Saboviç açıkladı

İki hafta önce Kadıköy'de Samsunspor ile 1-1 berabere kalarak hayal kırıklığı yaratan Fenerbahçe, geçtiğimiz hafta Başakşehir deplasmanında zorlansa da 90+4'te gelen penaltı sonrası ağları havalandırıp 1-0 kazanarak toparlanmıştı. Eski bir Fenerbahçeli olan teknik direktör Emre Belözoğlu'nun takımı Ankaragücü ise ligin orta sıralarından üst sıralara tırmanma yolunda potansiyel bir beraberliğe de razı olarak Kadıköy'e geldi.
Yine de zihinlerindeki temel bir noktada; bir kontra ya da rakibin temposunu düşürdüğü anlarda şok hücumlarla etkili olarak galibiyete erişmenin olduğu aşikârdı.

CENGİZ ÜNDER TERCİHİNE DAİR...
Maçın ilk dakikalarından itibaren tempolu ve ön alan baskısını hayata geçirdiği bir oyunu Ankaragücü'ne kabul ettirmeye çalışan bir Fenerbahçe izlemeye başladık. Stoperde Bonucci'nin yokluğunda Serdar Aziz, orta sahada Fred'in yokluğunda yeni transferlerden Rade Krunic vardı. Sarı lacivertli ekibin hocası İsmail Kartal, sağ kanatta ise Cengiz Ünder'le oyuna başlamayı düşündü.
Cengiz'in ceza sahasını hedef alıp yaptığı sert ve kale ile ceza alanı arasındaki boşluğa güdümlü füze gibi gidebilen ortaları -ayrıca uzaktan şutları da- Ankaragücü'nün katı savunmasını aşmak için avantaj yaratabilirdi.

LIVAKOVIC'TEN 'YAPMAMASI GEREKEN' BİR HAMLE
Maçta dengeli bir oyun seyri varken, Ankaragücü 12. dakikada kaleci Livakovic'in yaptığı sert müdahale sonrası penaltı kazandı. Kaleci Livakovic, rakibi dar açıya doğru yol alırken ona hamle yapıp yapmamakta kararsız olunca ayağını çekse de penaltıya sebep oldu. Kalitesine bu hamleyi pek yakıştıramadım. Zaten o da kararın ardından itiraz etmeden, "Ben nasıl böyle bir hamle yaptım?" gibi bir yüz ifadesine büründü.
Ankaragücü'nün eski Fenerbahçeli kaptanı Tolga Ciğerci, 13'te ağları havalandırdı ve Başkent ekibi Kadıköy'de öne geçti: 0-1.

CENGİZ YAPACAĞINI YAPTI! DİREKT KALEYE...
Yazının başında sanki hissetmiş gibi Cengiz Ünder'in kullanılma sebebinden bahsettiğimi, maçın 20. dakikasında anladım. Krunic'in yüksek atletizmiyle kazandığı hava mücadelesinden sonra top Fenerbahçeli oyuncularda kaldı. Sağ kanattaki Cengiz, kaleci ile ceza sahasının orta kısmına doğru sol ayağıyla sert bir orta yaptı ve kaleye yönelen top bir anda herkesi şaşırtıp ağlarla buluştu: 1-1. Bu gol, Kanarya'nın bu sezonki 100. golü oldu.
Fenerbahçe'nin golü yedikten hemen sonra böyle bir refleksle karşılık vermesi, hiç şüphesiz maçın geri kalanı için bir kırılma anı olabilirdi.

ÖNCE DZEKO DENEDİ, SONRA CENGİZ BİTİRDİ
Yarım saatlik ilk süreçte maç skor olarak başladığı yere gelmişti ve beraberlik vardı. Kronometreler 32'yi gösterirken Dzeko'nun Cengiz'in pasında kaçırdığı gol sonrası Cengiz Ünder yine sahneye çıktı. Ceza sahasında ayağına gelen topu yerden çok net bir vuruşla ağlarla buluşturan Cengiz, takımını 2-1 öne geçirdi. İlk golde sol ayağını kullanan başarılı yıldız, ikinci golde sağ ayağıyla filelere yolladı.
Hemen iki dakika sonra 34'te Morutan'ın uzaktan şutunda Livakovic topa parmaklarının ucuyla dokunup golü önledi ve meşin yuvarlak direkten döndü.

ASIL ÖNEMLİ OLAN NOKTA...
Livakovic’in yaptırdığı penaltıyı, direkten dönen şut öncesindeki ufak müdahalesiyle telafi etmesinden daha önemli bir şey varsa; takımda akan oyunda ikili mücadeleye giren hiçbir oyuncunun, ikinci bir hamle yapıp topu kazanmaya çabalamadan işin peşini bırakmamasıydı.
Dzeko, Tadic ve Ferdi'nin şutlarında ilk yarıda gole izin vermeyen Ankaragücü kalecisi Bahadır Han Güngördü, farkın 3 ya da 4 olmasını önledi. İlk yarıda Djiku, Ferdi, Mert Müldür ve İsmail Yüksek gibi isimlerin ekstra performansları, Fenerbahçe'nin öne geçip oyunu tutmasında büyük pay sahibi oldu.

EDIN DZEKO ALKIŞLARLA KENARA GELDİ
İlk yarıdaki yüksek mücadele gücünün ardından ikinci devreye geçtik. Moralli Fenerbahçe, yaklaşık 1 saat geride kalırken akan oyunda daha temkinli bir dizilimle sahadaydı. Takım boyunu aşırı derecede uzun tutmadan defans ve hücum hatlarında planlı şekilde gidip geldiler. Edin Dzeko sürekli forvet bölgesinden ayrılıp gezerek takım arkadaşlarının oyun kurmasına katkı sağlamaya devam etti.
Ankaragücü'nün çok aktif bir oyun sergileyemediği süreç sonunda, 70'te Edin Dzeko alkışlar arasında kenara gelip bölgesini Batshuayi'ye bıraktı.

DZEKO'YA BİR PARANTEZ...
Edin Dzeko her şeyden önce iyi karakterli biri… Saha dışı ve saha içindeki niyeti hep yapıcı olan, çözüm odaklı, kendini düşündüğü şekilde çevresini ve takımını da düşünen bir yıldız... Böyle karakterleriniz varsa ve çoksa başarının gelmesi tesadüf değil zaten; sadece bir süreç…
Şimdi dönüp Fenerbahçe takımına bakıyorum, teknik direktör İsmail Kartal'dan başlayarak onun iyi niyetine uygun isimler ve liderlerle oluşturulmuş bir takım var karşımda... Bu nedenle de sarı lacivertlilerin bu sezon şampiyonluk yolunda bu kadar iddialı olabildiğini görüyorum.

MAÇ 'ORTADA' KALDI
Karşılaşmanın son yarım saatlik dilimi, dikkat çekici gelişmelerle başlamadı. Normal sürede son 10 dakikaya girilirken 'ortada' bir karşılaşma vardı. Ne Fenerbahçe ne de Ankaragücü çok fazla birbirlerinin kale alanlarına etkide bulunamadı. Bu süreçte orta sahadaki yıldızları ayakta kalan taraf diğerine üstünlük kuracaktı. Bu çok netti... Ankaragücü'nün 80'lerin başında başlayan bir tür baskısını geri püskürtemeyen Fenerbahçe, ufak ufak oyunu kendi yarı alanında sahiplenir gibi oldu.

PRESE NET YANIT GELDİ
Fenerbahçe, rakibinin presine taraftarıyla birlikte net yanıt verdi. Son dakikalarda topun Ankaragücü yarı alanında kalmasını sağladı ve Tadic gibi bir komutanla tribünler de ateşlendi. Heyecanlı ve tempolu geçen bu süreçte Kanarya, maçın başındaymış gibi ön alan baskısı uygulayarak zorlandığı yerden çıktı. Son anları başarılı şekilde oynayan Fenerbahçe, evinde 3 puanı Cengiz'in iki golü ile alarak devam etti.

Yazarın Diğer Yazıları