Federasyon koltuğunu işgal eden başkanı açıkladı

Paris Olimpiyatlarının yıldızları kim diye sorarsanız, tereddütsüz “5 kadın boksörümüz” derim…
Busenaz Sürmeneli, Buse Naz Çakıroğlu, Hatice Akbaş, Esra Yıldız Kahraman ve Gizem Özer…
Yolda kalanları ve yola devam edenleri ile hepsi birer yıldız…
Kim ne derse desin, kötü yönetilmesine rağmen Türk boksu, özellikle kadın boksunda dünyada çok çok iyi bir yerde…
Kimse “kötü yönetilme” meselesine takılmasın, çünkü Boks Federasyonu’nda uzun bir süre görev yaptım ve yapılan yanlışlıkları, haksızlıkları, adam kayırmacılıklarını gördüğüm için de istifa ettim…
Bazı insanlarla aynı çatı altında bulunmanın kişiliğime, karakterime ve mesleğime daha fazla zarar vermeden görevden ayrılmanın daha doğru olacağını düşündüm…
Ki, yüzde yüz doğru yaptım…
Benimle birlikte bazı yönetici arkadaşlar da istifa ettiler…
Anlayacağınız boks yönetiminde neler olup bittiğinin farkında olduğum için, boksun kötü yönetildiğinin altını çizdim…
Ve iddia ediyorum; boks kötü yönetiliyor, hem de kadın boksörlerimizin destan yazmalarına rağmen…
Burada boksumuzun nasıl yönetildiğini değil, kadın boksörlerimizin başarılarını konuşmak daha şık olur…
Değilse, Federasyon Başkanının, hangi sporcular için neler söylediğini, ne hakaretler ettiğini bilen birisi olarak, zamanın, o zaman olmadığını da bilen birisiyim…
Spor Bakanlığının ve Genel Müdürlüğün üst düzey yöneticilerinden, ismi önemli değil, “Bakanlık olarak Boksu Paris Olimpiyatları’na kadar biz yönetelim teklifime sıcak bakılmadı” itirafı, boksun kötü yönetildiği gerçeğinin açık-seçik beyanı değil midir?
Neyse.
Tokyo Olimpiyatları’ndan 1altın 1 gümüş çıkaran kadın boksörlerimiz, Paris Olimpiyatları’ndan 3 altın çıkarırlarsa kimse şaşırmasın…
Çünkü, Kadın boksunda gerçekten çok iyi bir yerdeyiz…
Busenaz Sürmeneli ile Gizem Özer talihsiz bir şekilde oyunlara veda ettiler…
Özellikle Sürmeneli’nin rengi ne olursa olsun bir madalyasının olacağına kendimizi inandırmıştık…
Ama, olmadı…
Gizem Özer, ilk turda İtalyan sporcuya 4-1 yenilerek elenen ilk boksörümüz oldu…
Ama, Paris’e gelene kadar verdiği mücadeleyi de çöpe atmamak lazım…
Keşke devam etselerdi…
Oyunlarda 5 sporcunuzun kürsüde yer alması nasıl bir duygudur?
Şimdi bu 5 sporcunun 3’ü kürsüde…
Hatice ve Buse Naz yarın altın için ringe çıkacaklar…
Esra Yıldız Kahraman ise bu akşam Tayvanlı Yu Ting Lin ile karşı karşıya gelecek…
Karşılaşmayı kazanırsa Esra’da final yapacak…
Umarım kazanır ve kadınlar boksta bir kez daha tarihe geçeriz.
Kadın boksunda çok başarılı olan bir ülke miyiz?
Evet…
Erkeklerde neden yokuz?
Ki, dünya boksunda bir yerimiz olmasına rağmen…
Bu ülke, Malik Beyleroğlu, Atagün Yalçınkaya ile olimpiyatlarda final oynamış, Eyüp Can, Turgut Aykaç ile bronz madalya kazanmış, ağır sıklette Sinan Şamil Sam ile dünya şampiyonluğu kazanmış…
Avrupa şampiyonlarını söylemiyorum…
Erkek boksunu geliştiremiyoruz, geliştirme adına çaba sarf etmiyoruz…
Kimse kusura bakmasın; Avrupa dereceleri sporcuları ödül, federasyon başkanını da koltuğu sağlama alma adına tatmin ediyor olabilir…
Ama, Avrupa şampiyonlukları ya da kürsüye çıkmalar, bu ülke insanını tatmin etmiyor…
Sporcuların aldıkları ödül analarının ak sütü gibi helal…
Onlara diyecek bir sözümüz yok…
Ama, hak etmediği ve siyasi kimliği ile Boks Federasyonu’nun koltuğunu fuzuli bir şekilde işgal eden adama söylenecek çok sözümüz var…
Şunu söylemeye çalışıyorum; erkekler boksta 13 yıl önce Fatih Keleş’in, son olarak Samet Gümüş’ün şampiyonlukları güzel, ama yeterli değil…
Samet’i gördük; Paris’te son 16 tur maçında Kazak rakibine 5-0 yenilerek oyunlara veda etti…
Özetlersem; bugün ve yarın kadın boksörlerimiz yeni bir tarih daha yazacak, bu ülkenin gururu olmaya devam edecekler…
Aynen “Filenin Sultanları” gibi, “Ringin Prensesleri”ni ayakta alkışlamaya hazır mısınız?

Yazarın Diğer Yazıları