Federasyon için tüm hazırlıklar tamam!

Referandumdan "evet" çıkar ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesiyle kavgalı biri Başkan seçilirse; federasyonlu, çok dilli, çok etnisiteli bir ülkeye dönüşebileceği endişeleri yoğun bir şekilde dile getiriliyor.

Hükümet nezdinde bu endişeler "komplo teorileri" olarak nitelendirilse de yakın zamanda bittiği iddia edilen 'Çözüm Süreci'ndeki yaklaşımlar; endişelerin haklı olduğunu gösteriyor.

Hatırlanacağı üzere Çözüm Süreci, hükümetten belirli kişilerin sürdürdüğü bir projenin ötesinde adeta devlet politikası haline getirilmişti. Merkez medyada tek bir eleştiri dahi çıkmıyor, gazetelerin manşetleri parti genel merkezlerinden atılıyordu. Bölgede görev yapan kaymakamlardan polis memurlarına, zabıtalardan devlet adına iş yapan firmalara kadar kapsamlı bir süreç geliştirilmişti. Örgüte yönelik tek bir operasyon yapılmadığı gibi, güç toplamalarına da müsaade ediliyordu.

Bugünlerde, 16 Nisan referandumunda "hayır" diyeceğini açıklayan vatandaşlara yapıldığı gibi çözüm sürecinde de farklı düşünenlere ağır ithamlar bizzat hükümet nezdinde gerçekleştiriliyordu. Çözümün, bölünme süreci olduğunu dile getirenler için "Ülkesini sevmeyen, terörün devam etmesini isteyen odaklar" tanımlaması yapılıyordu.

Çözüm sürecinde "hain" ilan edilenler haklı çıktılar, bunun bedelini ise sürecin mimarları değil, binden fazla şehit veren Emniyet, TSK ve şehit aileleri ödedi!

Çözüm sürecinde PKK'nın taleplerinin birçoğu yerine getirildi:

Millî Eğitim'in Kürtçeyi tanıması, müfredata eklemesi,

Kürtçe yayın serbestliğinin getirilmesi,

Yerel yönetimlerin, PKK'nın istediği şekilde güçlendirilmesi, belediyelere açılan soruşturmaların sonlandırılması,

Cumhuriyet'in vatandaşlık tanımının temeli olan "Türk milleti" ifadesinin terk edilmesi,

Dağlardan, şehir girişlerinden 'Ne mutlu Türk'üm diyene' yazılarının kaldırılması,

Öcalan için söylenen "bebek katili, cani" gibi ifadelerin terk edilmesi, İmralı'daki şartların geliştirilmesi, yeni mahkûmların adaya gönderilmesi,

Örgütün siyaset yapabilmesi için yasal engellemelerin aşılması (PKK'lı olmaktan defalarca hüküm giyen HDP'lilerin hiçbir engele takılmadan vekil, belediye başkanı seçilmesi gibi..),

Üniversitelerdeki PKK faaliyetlerine serbestlik getirilmesi, Kürtçe lisans ve yüksek lisans bölümlerinin açılması,

KCK davalarının bitirilmesi, KCK kapsamında tutuklu bulunanların serbest bırakılması...

Daha onlarca talep yerine getirildi. İşin enteresan tarafı çözüm süreci bitmesine rağmen bu değişikliklerin hepsi aynen devam ediyor. Çünkü Cumhuriyet'in "Türk milleti, Türklük" kavramlarıyla çatışmalı olan Siyasal İslamcı cepheye göre, "Bu değişimlerin yapılması zaten gerekliydi, çözüm süreci bahane oldu. Geriye dönüş olmayacak."

Rabia işaretinde "Tek dil" neden yok!

AKP'nin 2013 yılından itibaren bir el işareti oldu, Rabia... Mısır'daki askeri darbe sonrasında protestocu grup arasında yer alan Rabia isimli küçük çocuğun hayatını kaybetmesiyle kullanılmaya başlandı. Arapça'da "Dört, dördüncü" anlamına gelen "rabia" kelimesinden ortaya çıkan işaret, bir süre sonra AKP'nin seçim meydanlarına taşındı.

Referandum sürecinde de yoğun bir şekilde kullanılmaya devam ediliyor. Erdoğan, seçim meydanlarında rabia işaretini "Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan" olarak tanımlıyor. Tüm parlamenter rejimlerde; "tek devlet, ortak bir vatandaşlık tanımı, tek bayrak, ortak bir coğrafya" vardır. Bu yüzden, mevcut durumu tekrar etme üzerinden propaganda yapmak çok anlamlı değil. Ancak burada en önemli husus olan "tek dil"... AKP ısrarla "tek dil"i kullanmak istemiyor.

Çünkü plan ve proje çok farklı... Anadolu Ajansı geçtiğimiz günlerde "TRT radyoları bir ilke imza atacak" başlıklı çok önemli bir haber geçti. Haberde:

"...Aynı anda farklı il ve istasyonlarda, değişik dil, lehçe ve içeriklerle dinleyiciye seslenebilme özelliği taşıyan sistem "TRT FM" yayınlarıyla uygulamaya geçti. Sistem sayesinde eş zamanlı olarak her istasyona farklı mesajlar gönderilebileceği belirtildi. Sistemle, ulusal yayın sırasında yörelerin özelliklerine göre yapılan yerel anonsların, aynı anda farklı içerikle dinleyiciye ulaştığı vurgulandı" deniyor.

Bölgelere göre farklı dil ve lehçelerde yayın yapmanın tek karşılığı "federasyon"dur.

Rabia'da ısrarla kullanılmayan "tek dil"den, bölgelere göre çok dilli yayın girişimlerinden de anlaşılacağı üzere, federasyon sistemine geçiş için tüm hazırlıklar tamam!

Yazarın Diğer Yazıları