İyi günde yanında zor günde nerede?
FATİH SABOVİÇ / YENİÇAĞ
Hayatta insan düşmesin. Yükseklerdeyken herkes sizinle birlikte olur; fakat yaşamın içerisinde olan inişlerde yalnız başınıza kalırsınız. Kim olduğunuzu da yalnız kaldığınızda neler yapabildiğiniz belirler. İşte şimdilerde Fenerbahçe camiasında Jesus ve Itoudis açısından şu anda bir kez daha yaşanan bu. Hatta belki de bu senelerdir böyle… Peki değişir mi? Göreceğiz.
Ünlü futbol adamı Giovanni Trapattoni’nin bir sözü vardır; “Galibiyetin 100 tane babası vardır; ancak mağlubiyet yetimdir” der… Hakikaten de sporun da hayatta olduğu gibi böyle bir yönü var. Nankörlük deseniz tam değil, “Skora/sonuca göre her insanın yaklaşımı değişiyor” desek biraz daha doğru tabir gibi herhâlde…
Tarihteki çoğu başarı öyküsüne bakarsanız; daima birlik ve beraberlik olmanın tüm kapıları açtığını göreceksiniz. Çünkü insan tek başına bir yere kadar ilerleyebilir fakat hep birlikte gideceğiz yerlerin haddi hesabı olmaz…
İKİSİ DE ÇOK İYİ BİR BAŞLANGIÇ YAPTI
Sezon başı hem futbolda hem de basketbolda muhteşem bir momentumla başladı Fenerbahçe… Futbolda Dinamo Kiev süreci ve ligin ilk haftasındaki durumlar gidişatı biraz negatif etkilese de dümene geçen Jorge Jesus ile ekibi her şeyin doğru orantısını tutturup takımını zirveye taşımayı başardı.
Basketbolda da koç Itoudis’in gelişi, yardımcısı Dedas’ın takımı lige ve Avrupa’ya doğru şekilde kanalize edişi, Fenerbahçe Beko’yu tepelere taşıdı.
HER YER ONLARA DAİR ÖVGÜLERLE DOLDU
Süper Lig ve Avrupa’da Fenerbahçe Futbol Takımı’nın izlediği rota; Türkiye Ligi ve EuroLeague’de Fenerbahçe Beko Basketbol Takımı’nın rotası her yerde övgülerle anılmaya başlandı. “Fenerbahçe artık koçunu ve hocasını buldu” yorumlarından, “Yıllarca burada kalın” yorumlarına kadar…
Ancak işler istendiği gibi gitmemeye başlayınca bir anda topun ağzına konulan iki kişi de yine Jesus ile Itoudis oldu. Şimdi diyeceksiniz ki, doğal değil mi? Tamam, eyvallah doğal… Ancak ben de derim ki, “Daha geçenlerde sizi bulutların tepesine çıkaran yine bu iki insan değil miydi?”
SPOR KÜLTÜRÜMÜZ YOK, MANTALİZEMİZ BOZUK…
Senelerdir spor sektörünün içinde yer alan biri olarak bütün renklerden bağımsız şekilde şunu söyleyebilirim ki; bizim spor kültürümüz yok, bakış açımız ve mantalitemiz bozuk… Sporu, her zaman kazanılan ve kazanılması gereken bir şey olarak görüyoruz. Hırs ve günlük hayatında yaşadığı sorunlar insanların gözünü bürüyüp, spor alanlarında bize şiddet olarak geri yansıyor. Kendi kısır döngümüzü aşamıyoruz. Çünkü benim öğrendiğim, gözlemlediğim, çok sayıda ülkede yerinde yaşadığım spor kültürü böyle bir şey değil…
YİNE YÜZLERİNİ DÖNÜP RAHATLIKLA BAKACAKLAR
Itoudis ve Jesus kazanıp kazandırdıklarında onları göklere çıkarıp en ufak bir formsuzluk ya da geçiş sürecinde teklediklerinde onları yerlere indirmeye çalışan insanlar; yarın öbür gün işler tekrar yolunda gitmeye başladığında dönüp yine yüzlerine rahatlıkla bakacak.
Artık pek çok açıdan ülkemizdeki insana, emeğe verilen değer ayaklar altına alınmış durumda… Bu sebepledir ki; senelerdir her an, “Kenetlendik, bu sefer olacak” diyen Fenerbahçe camiası, tam anlamıyla hedeflerine yürüyemiyor. Siz tam anlamıyla birlik olmadığınız sürece içeriden ve dışarıdan gelen en ufak bir rüzgâr, ağacınızı sökmeye yeter. Köklerinizi hatırlarsanız, en şiddetli fırtına bile zarar veremez. Tüm bunların bir gün büyük camialarda ve Türk sporunda yankı bulabilmesi dileğiyle…