Fasulyeden raporlar dizisi...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Soma’da,  “maden kazalarında acıların azaltılması için”  dedi ki;
 “Devlet Denetleme Kurulu olarak tavsiyelerimiz var. Eminim ki bunlar da ışık tutacaktır düzenlemelere..” 
Gül’ün söz ettiği, DDK’nın maden kazalarıyla ilgili raporunun  yayımlanma tarihi 8 Haziran 2011. Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesinde höyük gibi duruyor. Ama özeti.. Neden?.. Hemen ilk başta deniyor ki;
 “İşbu Raporun; araştırma ve inceleme kapsamında yer alan Kurumlara dair hizmete özel nitelikli tespit, değerlendirme ve öneriler içermesi nedeniyle internet sayfasında özetine yer verilmiştir.” 
Yani; sansürlenmiş!..
Yani; sıkıntılı yerler var kamuoyunun bilmemesi gereken.
Devletin en üst denetleme organı olan DDK maden kazalarını araştırdıktan sonra bakın raporun sonuç bölümlerine neler yazmış:
“Ancak, bütün tedbirler alınsa dahi meydana gelebilen, işin mahiyetinden kaynaklanan kaçınılmaz kazalar dışında; havalandırma ve tahkimat noksanlıkları gibi çeşitli konulardaki işletme uygulamalarından kaynaklanan kazalar çoğunluktadır. Bu çerçevede, anılan bölümde ayrıntılı biçimde incelenen kazaların nedenine ilişkin benzerlikler aşağıda listelenmiştir.
Risk değerlendirmesi yapılmaması, Taşeronluk/alt işverenlik uygulaması, Üretim zorlaması, Geçmiş kazalardan ders alınmaması, Grizu riskine karşı önlemlerin yetersiz olması, Kontrol ve degaj sondajlarının yeterince yapılmaması, Delme-patlatma işlemindeki düzensizlikler, Çalışanlarda CO maskesi bulunmaması, Gaz izleme ve ikaz sistemlerinin yetersizliği, Havalandırma yetersizliği, Grizu emniyetli elektrikli cihaz ve ekipmanlar ile ilgili sorunlar, Nefeslik-kaçamak yolu ile ilgili yetersizlikler, Tahkimat ile ilgili eksiklikler, Tahlisiye hizmetleri ile ilgili sorunlar, Maden işletmelerinde gözetim (iç denetim) hizmetlerinin yetersizliği, Teknik nezaretçilik vb. işletme içi denetim uygulamaları ile ilgili sorunlar, Kamu birimleri denetimlerinin etkinsizliği, Mesleki eğitim ve iş güvenliği kültürü noksanlıkları.” 
...
“Çalışmaların ortaya çıkardığı ilk tespit; ülkemizdeki maden işletmelerinde karşılaşılabilecek muhtemel bütün riskleri değerlendirerek sistematik tedbirler alınmasını sağlamaya yönelik iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi kurulmasında ve dolayısıyla risklerin önceden değerlendirilerek önlenmesinde ciddi eksiklikler bulunduğudur. Bu eksiklikler; işverenlerin kaza maliyetlerini azaltıcı önlemlere yeterince önem vermemeleri, donanımlı ve tecrübeli iş güvenliği uzmanı sayısının yetersizliği, risk değerlendirmesinin işyerlerine özel hazırlanmaması, seçilen risk değerlendirme yönteminin işyerinin koşullarına uygun olmaması gibi hususları içermektedir.” 
...
“Çalışmanın ortaya çıkardığı önemli sonuçlardan birisi de kamu denetim sisteminin; gerek görev ve yetki tanımlamaları gibi alanlardaki tasarım sorunları gerekse görevli birimlerin uygulamalarında izlenen yöntem ve süreçlerdeki yaşanan sorunlar nedeniyle etkinlikten uzak ve ciddi bir zafiyet alanı oluşturduğuna ilişkindir. Kazalar irdelendiğinde etkin bir denetim sisteminin olmaması ve/veya denetim yetersizliğinden beslenen/kaynaklanan sorunlar/nedenler öne çıkmaktadır. Maden işletmeleri iş sağlığı ve güvenliği yönünden Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Kurulu, proje uygulamaları ve iş güvenliği yönünden Enerji Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) tarafından denetlenmektedir. Denetim birimleri arasında işbirliği/koordinasyonun bulunmadığı, ilgili kurumların bünyesindeki denetim birimlerinin, aynı alan ve mevzuda bazen birbirinden farklı idari işlem ve tasarruflarda bulunduğu, bazı maden ocakları uzun süre denetlenmemişken bazı ocakların birkaç gün arayla farklı iki kurumca denetlenebildiği, işletmelerle ilgili güncel veri tabanları bulunmadığından kapalı ocakların denetim programlarına alınabildiği, iş sağlığı ve güvenliği sahasında çok başlılık olarak nitelendirilebilecek bu durumun uygulamada mükerrer veya çelişkili raporun ortaya çıkmasına veya kararların alınmasına yol açabildiği görülmüştür.” 
...
“Kazaların nedenleri arasında eğitim eksikliği önemli etkenlerden birisi olarak ortaya çıkmaktadır. İşverenlerce eğitimin zaman kaybı ve gereksiz yere katlanılan bir maliyet olarak algılandığı görülmüştür.” 
8 Haziran 2011’de Başbakanlığa gönderilen rapor ne olmuş?..
Yanıtını Soma’dan aldık. Daha fazlasını söylemeye gerek var mı?..
Ortaya çıkan bir gerçek;
Cumhurbaşkanı içinden geldiği partiye yeterince ışık tutamıyor..
Acı bir gerçek daha var;
Devletin en üst teftiş kurulu yalan olmuş!..
Peki biz kime, neye güveneceğiz?
Dayan Allah’a, güven Allah’a...

Yazarın Diğer Yazıları