Fason ihracatı
Türk ekonomisinin en büyük sorunu cari açık. Başımıza ne geliyorsa bu cari açıktan geliyor. Türkçesi, sattığımızdan çok, satın almamız anlamına geliyor cari açık.
Türkiye ciddi bir ihracatçı olmasına rağmen aynı zamanda ithalatçı da.
Sebze ve meyve ihracatında Türkiye resmen çuvallamış durumda. En yakın ve en büyük pazarımızı artık kaybetmek üzereyiz. Rusya Türkiye’den aldığı sebze ve meyveleri sürekli olarak geri gönderiyor. Gerekçesi ise ya meyve sineği, ya da tarımsal ilaç kalıntısının olması.
Önemli bir başka ihracat kalemimiz olan tekstilde ise halen kendi markamızı yaratamadığımız için fasoncu durumundayız.
Avrupa’nın en önemli markalarının fasonu Türkiye’de yapılıyor.
Türkiye kendi markasını yaratamadığı için bir tekstil ürününden 2 dolar kazanırken, Avrupalı bu üründen 20 euro kazanıyor.
Bunun da Türkçesi Türkiye Avrupa’nın fasoncusu.
Gemi ihracatı
Son günlerde dikkati çeken bir başka ihracatımız gemicilik sektöründe. Sektör sessiz ve derinden ilerliyor. Gemiciliğin pirî olan Norveç’ten tutun da dünyanın bir çok yerine gemi ihracatı yapılıyor. Herkes tarım ve tekstil ihracatına odaklanmışken onlar, ihracat hedeflerini her geçen gün büyütüyorlar.
2013 yılında 1 milyar 164 milyon dolarlık ihracat yapan gemiciler, şimdi de çevreci gemi projeleriyle bu hedeflerini yıllık 10 milyar dolara çıkartmayı hedefliyorlar.
Gemi İhracatçıları Birliği’nin başında eski bir tersaneci olan Başaran Bayrak var.
Başaran Bayrak, tersanecilikte Japonya, Çin ve Güney Kore gibi dünyanın önde gelen ülkeleri ile yarışır duruma geldiklerini söylüyor. Çevreci üretimin ön planda olduğu bir dönemde Türk tersanecilerinin de önemli gelişmelere imza attığını söyleyen Bayrak, özellikle verimliliği yüksek, doğal gazlı, düşük emisyonlu çevreci römorkör, feribot gibi servis gemilerinin üretildiğine dikkat çekiyor.
Desteklenmeli
Türkiye’de bugüne kadar ihracat denilince hep tekstilciler akla geldi. Oysa üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz tersanecilikte dünya devi olabilir. Önemli olan devletin bu sektörü masaya yatırıp hedefini daha da büyütmesi için destek vermesi.
Gemi İhracatçıları Birliği Başkanı Başaran Bayrak, gemi inşa, tersane endüstrisi, gemi donanımı ve ekipmanları, güç kaynakları, deniz ve liman teknolojileri gibi sektörle ilgili tüm alanlarda Türkiye’nin gücünü katıldıkları fuarlarda gösterdiklerini söylüyor. Ancak bu iş sadece Başaran Bayrak ve bir avuç insanın çabasıyla olmaz.
Özellikle gemi inşası konusunda kalifiye elemanın yanı sıra modern tersaneciliğin gelişmesi için eğitimin önemi büyük. Bu eğitim için ise genel bir devlet politikası lazım. Özellikle önümüzdeki yıllarda çevreci gemi ve yat üretimi ciddi boyutlara ulaşabilir ve Türkiye bu pastadan büyük bir pay alabilir.
Devlet, tersaneciliği ne kadar çok desteklerse Türkiye’nin cari açığıyla mücadelesi de o kadar kolaylaşır. Yoksa bu cari açık öyle Avrupa’ya don gömlek satmayla kapanmaz.