Faiz başımıza iş açacak
Merkez Bankası ile hükümetin faiz kavgası en güncel konu. Önce Başbakan başlattı bu tartışmayı ve kavgayı. Sonra devreye bakanlar girdi.
Merkez Bankası’na saldırdıkça saldırıyorlar.
Ekonomide bugün yaşanan sıkıntıların tek sorumlusu Merkez Bankası oldu.
Çünkü Merkez Bankası faiz artırdı ve geri düşürmüyor.
Hükümete göre Türkiye adeta cennet. Her şey düzene girdi, ekonomi tıkırında ve tek sorun faizlerin yüksek olmasında. Merkez faiz indirmediği için otomotiv ve konut satışları durdu. Bu da piyasanın durmasına neden oldu.
Hükümet Merkez Bankası’nı günah keçisi ilan etti.
Peki Türkiye’de gerçekten faizler yüksek mi? Ve Merkez Bankası neden faizleri artırdı, neden geri düşürmüyor.
Buna bir iktisatçı gözüyle değil de sıradan bir vatandaşın anlayacağı bakışla baktığımızda, aslında Merkez Bankası’nın haklılığı ortaya çıkıyor.
Çünkü mevcut hükümetin Türkiye’de yarattığı sahte cennet, tamamen sıcak paranın ortaya çıkarttığı bir piyasa. Piyasadaki bol para Türkiye’ye bankalar aracılığı ile geldi ve bu da toprağa gömüldü. Yani inşaat oldu, evlere plazma televizyon olarak girdi. Hiç bir zaman o bol para, fabrika olarak yatırıma dönüşmedi.
Çünkü hükümetin işine geldi. İnsanlarda bir taksit çılgınlığı başladı. Vatandaş gelecek 10 yılını bankalara sattı.
Amerika bol parayı kesince Türkiye’deki para geri çıkmaya başladı. Türkiye üreterek para kazanamadığı için yani kazandığından çok harcadığı için cari açık ortaya çıktı. Cari açığı da finanse edebilmek, dışarıdan paranın gelmesi için havuç göstermek gerekti. Merkez Bankası da bu havucu biraz yüksekte tutarak yani faizi yükselterek Türkiye’den para çıkışını önledi. Bir kaç ay öncesine kadar doların 1.40 liraya ulaştığını insanlar çok çabuk unuttu.
Faizlerin hükümet tarafından müdahale ile düşmesi halinde Türkiye’den para çıkışı olacaktır. Bir kaç milyar doların çıkması bile, doların 1.50’nin üzerine çıkmasına neden olacaktır. Bu da ülkemizde akaryakıttan tutun da iğneden ipliğe kadar her şeye zam gelmesi anlamına gelir.
Merkez Bankası faizleri yüksek tutuyor ama bunun nedeni ve sorumlusu hükümettir.
Türkiye ‘Kırılgan Beşler’ olarak adlandırılan ülkeler arasında yer alıyor.
Brezilya, Türkiye, Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika.
Şu anda en yüksek faizi Brezilya yüzde 11’le veriyor. Bu ülkeler bu rakamı enflasyon oranına göre ayarlıyor. Brezilya’da enflasyon yüzde 6.37 olmasına rağmen faizler yüzde 6.37. Türkiye’de 9.66 ama faizler yüzde 8.75. Yani parasını faize yatıranlar neredeyse 1 puan kaybedecek. Bu mantıkla Türkiye sıcak para çekebilir mi?
Türkiye’nin en önemli iktisatçılarından Mahfi Eğilmez, bu konuya en doğru açıdan bakıyor. O da Türkiye’de tasarruf oranının yetersizliğine. ‘Kırılgan Beşler’ arasında en yüksek tasarruf oranı yüzde 31.2 ile başta Endonezya geliyor, bunu yüzde 30.6 ile Hindistan, yüzde 15.8 ile Brezilya, yüzde 13.2 ile Güney Afrika ve yüzde 12.6 ile Türkiye izliyor.
Sorun, Türk insanı tasarruf etmiyor. Hatta bırakın tasarrufu tam tersi borçlanarak geleceğini ipotek altına alıyor.
Hükümetin öncelikle harcamayı değil tasarrufu tercih etmesi lazım. AKP Hükümeti tasarrufu teşvik etmiş olsaydı bugün, güçlü bir Türkiye olurdu ama AKP diye bir parti olmazdı.