Eylül korkusu
Piyasalarda herkeste bir eylül korkusu var.q Dahası sanki birileri kasıtlı olarak eylül korkusu yaratmaya çalışıyor.
Bu korkunun ilk tohumunu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç attı.
“Eylül’de olaylar olabileceğine dair istihbarat raporu var!”
Hükümet elindeki istihbarat raporunu günler öncesinden açıklıyor?
Oldukça ilginç.
Kimsi şu günlerde açık açık eylül korkusunu yazıp çizmiyor ama herkesin dilinde bir eylül almış başını gidiyor.
Eylül ayında büyük olaylar olacak!
İyi de neden olacak?
Devleti yönetenlerin elinde böyle bir istihbarat var ise bunu önlemek yerine günler öncesinden kamuoyuna açıklayıp para piyasalarının gerilmesine neden oluyor?
Bunun elbette ne devlet ne de piyasa mantığı ile ilişkisi var.
Bunda olsa olsa şark kurnazlığı var.
Biliyorsunuz ekonomide son yaşanan sert dalgalanmalar Gezi Parkı’nda eylem yapan gençlere fatura edildi.
Gezi eylemleri nedeniyle dolar yükseldi, Gezi nedeniyle istikrar bozuldu ve faiz lobisi daha fazla faiz almak için bastırdı.
Geçen yazımda da rakamlarla ve tarihle belirtmiştim. Türk ekonomisinde alarm Gezi olaylarının çok öncesi başladı. Dolardaki yükseliş mayıs ayının ortalarından itibaren dikkat çekmeye başladı. Borsa mayıs ayının ortasından beri düşüyor. Daha Gezi olaylarının başlamasından günler önce.
O halde bütün bunlar ne oluyor?
Bütün bunların tek bir açıklaması olabilir. Hükümetin 10 yıldır sıcak paraya dayalı ekonomi politikası artık iflas etmiştir. Hükümet Gezi olaylarını bahane ederek düşen şapkanın ortaya çıkarttığı keli bu şekilde gizliyor.
Çünkü Türk ekonomisinin kırılganlığı ortaya çıkmıştır. Merkez Bankası’nın milyar dolarlık müdahalelerine rağmen dolar halen 1.930 seviyesinde inatla tutunuyor. Birileri her gün 50-100 milyon dolar alıyor.
Borsadan büyük yabancı fonlar ufak ufak değil, alenen kaçıyor.
Bütün bunları yaparken de eylül ayında olaylar olacak diye yapmıyor.
Gelişmekte olan piyasalarda yer alan Türk piyasasının balonunun patladığı için. Amerika’nın bu piyasalara bol keseden sürdüğü sıcak paranın artık temettüsü (kâr payı)ile eve dönmeye başlamasından kaynaklanıyor.
Bugüne kadar “bir başarı hikayesi” olarak bizlere lanse edilen ekonominin aslında kağıttan bir kule olduğu ortaya çıktı.
Şimdi hükümet bu 10 yılın başarısızlığını birilerine fatura etmek ve beceriksizliğini saklamak için eylül komplosu yazmaya başladı.
Eylül ayında Türkiye’de olaylar olabilir. Nitekim protesto gösterileri hemen hemen her gün devam ediyor. Basında yer almasa da Taksim ve çevresinde hükümeti protesto edenlerin sayısı hiç de küçümsenecek bir şey değil.
Eylül ayında üniversiteler açılıyor. Herkes tatilden dönüyor ve hükümete karşı tepkilerin bu aydan sonra biraz daha fazla ortaya çıkması tahmin ediliyor.
Yani bunun için öyle derin istihbarat çalışmaları ve raporları yazmaya gerek yok. Bu bir bilinen gerçek. Arınç ve hükümet bu gerçeği şimdiden açıklayarak eylül ve ekim aylarından sonra Türkiye’den sıcak paranın biraz daha çıkmasıyla yükselecek olan faiz ile dövize bahaneyi şimdiden yazıyor.
“Biz söylemiştik, bak gördünüz. Bu gösteriler istikrarı bozdu.”
Son 10 yıldır Türkiye’de bir ekonomik istikrar yok. Var olan büyük bir illüzyon.
Amerika’nın kendi ekonomisini kurtarmak için sıcak paraya “eve dön” çağrısı bu illüzyon bozan tek gerçektir.