Ey Diyanet etme ihanet

Bugün mübarek cuma, pazar günü ise 10 Kasım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 81. yılı.

Diyanet İşleri Başkanlığı, AKP hükümeti döneminde ne yazık ki ne milli bayramlarımızda ne 10 Kasım'larda Atatürk'ü de silah arkadaşlarını da cuma hutbelerinde anmıyor…

Şimdi buradan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a çağrı yapıyorum.

Bugün cuma hutbenizde 10 Kasım 1938 tarihinde ebediyete intikal eden büyük önder, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve kahraman silah arkadaşlarını rahmetle, minnetle anmayı asla unutmayın.

Başkan Erbaş'a, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi web sitesindeki şu bölümleri de bu vesile ile özetleyerek hatırlatmak isterim:

-23 Nisan 1920'de Mustafa Kemal tarafından kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nde din hizmetleri ihmal edilmemiş,

-3 Mayıs 1920 tarihinde oluşturulan hükümette Osmanlı devletindeki Şeyhülislamlık karşılığı olmak üzere Şer'iye ve Evkaf Vekâleti adı altında bir Bakanlık kurulmuş,

-3 Mart 1924'te kurulan Diyanet İşleri Reisliği'ne dönüşmüş…

-Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görevi, kuruluş kanunu olan 429 sayılı Kanun'da "İslam dininin itikat ve ibadet alanıyla ilgili işleri yürütmek ve dini kurumları idare etmek" şeklinde ifade edilmiştir.

-Ülkedeki tüm cami ve mescitlerle bunların görevlilerinin idaresi başkanlığa verilmiş.

-1924-1926 yılları bütçe kanunlarında kadro dereceleri ve sayıları belirtilmeksizin merkez teşkilatında Reis ile çeşitli kadrolar maaş yekûnu olarak yer almıştır.

-1927 yılı Bütçe Kanunu'nda, 71'i merkezde olmak üzere toplam 7.172 adet kadro ile Diyanet İşleri Reisliği'nin merkez ve taşra teşkilatlarının idarî yapısı da ilk defa belirtilmiştir.

-22 Haziran 1935 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2800 sayılı "Diyanet İşleri Reisliği Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun", Başkanlığımızın ilk teşkilat kanunudur. Bu kanunda, teşkilatın yapısı, kadro durumu tayin usulleri, her vilayet ve kazada bir müftü bulunacağı hükme bağlanmış, müftü seçimi usulü belirlenmiştir.

Ey Diyanet Başkanı Ali Erbaş,

Ey Diyanet İşleri Başkanlığı personeli,

Bu tarihinizi bir kez değil, defalarca okuyun ve görün ki Türkiye'nin de Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da kurucusu büyük önder Atatürk'tür.

Sizler şahsi olarak ne düşünürseniz düşünün bizi ilgilendirmez…

Ancak bizi ilgilendiren sizlerin kamu görevlisi olarak Atatürk'e vefa duyma zorunluluğunuzdur.

Ya bu vefayı göstereceksiniz ya da o makamlardan ayrılıp gideceksiniz…

Bugün vatanımızda camiler yapılıyorsa, ezanlar okunuyorsa, Müslümanlar serbestçe ibadet ediyorlarsa, gayrı müslimler bile huzur içindelerse bilin ki Atatürk sayesindedir.

Ey Diyanet, bu 10 Kasım öncesinde de sonrasında da cuma hutbelerinde etme ihanet…

Atatürk'ün adını hutbelerde anmamak;

-Günahtır,

-Ata'mıza ihanettir,

-Müslümanlığımıza leke düşürmektir,

-Ecdadımıza saygısızlık etmektir,

-Ve bu millete saygısızlıktır…

O Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki;

-İlk olarak Kur'anın dilimize çevrilmesini emrettim. Bu da ilk defa olarak Türkçe'ye çevriliyor.

-Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.

-Sarık ve cüppeyle artık dünyada muvaffak olmanın imkânı yoktur. Yaptığımız muazzam inkılaplarla medeni bir millet olduğumuzu cihana ispat ettik.

-Bir takım şeyhlerin, dedelerin, seyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin arkasından sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacılara talih ve hayatlarını emanet eden insanlardan mürekkep bir kütleye, medeni bir millet nazariyle bakılabilir mi?

-Hükümdarlar işte bunları ele aldılar ve işte bunlar dine uygundur diye fetva verdiler. Gerektikçe yanlış hadisler uydurmaktan çekinmediler. Gerçek ve imanlı ulema her vakit her devirde bunların kinine hedef oldu.

-Fakat gerçekte alim olmamakla beraber, sırf o kılıkta bulundukları için alim sanılan, çıkarına düşkün haris ve imansız bir takım hocalar da vardır.

Değerli okurlarım,

CHP Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin, konuyu Meclis gündemine taşıyarak, "Diyanet milli bayramlar ve 10 Kasım'larda Atatürk'e yer vermemeyi adeta gelenek haline getirdi. Mursi, için gıyabi cenaze namazı kılıyoruz, Suudi Kralın ölümü için yas tutuyoruz ama Diyanet, bu topraklarda İslam dininin yaşamasını sağlayan, cumhuriyetimizin ve ülkemizin kurucusu Atatürk'ün adını anmıyor. 8 Kasım Cuma günü Diyanet'in hutbesini millet adına takip edeceğim. Diyanet artık bu inadından vazgeçsin" dedi.

Yazarın Diğer Yazıları