Etiyopya’da yanık insanlar...

17 Aralık ile birlikte tamamen kopan cemaat-iktidar ilişkisi..
“Paralel devlet” suçlaması yapan Başbakan Recep Erdoğan’ın cemaatin en önemli faaliyetlerinden biri olan Türkçe Olimpiyatları’nın Türkiye’de yapılmasını yasaklaması..
Bu çok kısa özet girişi niye mi yaptım?..
Gazeteci ve Yazarlar Vakfı’nın davetlisi olarak bazı meslektaşlarımla birlikte önceki gün (Cumartesi) Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’daydık.
Necaşi’nin ülkesi, eski adıyla Habeşistan. İslam tarihindeki yeri, anlamı ve önemini tekrarlamaya gerek var mı?..
Etiyopya fakir bir Afrika ülkesi ama kıtada çok büyük bir ağırlığı var; Afrika Birliği’nin Genel Merkezi burası.
Erdoğan, Türkiye’de Türkçe Olimpiyatları’nı yasaklayınca açılış şöleni Etiyopya’ya alınmış. Önceki yıllardan alışageldiğimiz farklı bir organizasyonla karşılaştık yanık insanların ülkesinde. Bu yıla kadar Türkçe Olimpiyatları’nın organizasyonunu Türkçe Derneği ile Başkanı AKP Milletvekili Mehmet Sağlam olan Türkçe Olimpiyatları’nı tertip heyeti birlikte yapardı. Bu sene organizasyonu tek başına Türkçe Derneği üstlenmiş.
Türkçe Derneği yetkilileri 12’ncisi yapılan bu seneki organizasyonun diğer senekilere göre farklı olduğunu belirttiler. Etiyopya’daki şölenin açılış töreni olmadığını daha önce Türkiye’de yapılan açılış töreni ile zamanlamasının örtüştüğüne işaret ettiler. Türkçe Olimpiyatları’nın üzerine gölge düşmemesi gerektiğini vurgulayan üst düzey bir yetkili “biz bilek güreşi yapmıyoruz” dedi.
Türkiye’de yapıldığı senelerde televizyonlardan takip edebildiğim bugün ise yerinde izlemeye fırsat bulduğum Türkçe Olimpiyatları’nın içeriğinde değişiklikler olmuş. Şölenlerin resmi adı “Uluslararası Dil ve Kültür Festivali”.
Addis Ababa’da yapılan şölene 27 ülkeden 95 öğrenci katıldı. Katılan ülkelerden öğrenciler hem Türkçe hem de kendi dillerinde şarkılar söyledi. Folklor gösterileri yapıldı. Şölenin Afrika Birliği’nin genel merkez binasının en büyük 2’nci salonunda yapıldığına dikkat çekelim. Bunun büyük bir jest olduğunun altı çizildi. Afrika Birliği’nin en üst düzey yöneticileri ve Etiyopya Dışişleri Bakanı’nın şöleni izleyip daha sonra hem organizasyonu hem de TUSKON’u övmesi ve Türk insanlarına olan hayranlığını üstüne basa basa dile getirmesi bunu doğruluyordu. 17 Aralık öncesinde Türkçe Olimpiyatları’na tam kadro katılan, her türlü desteği sağlayan AKP iktidarından bir temsilcinin gelmesi tabii ki beklenemezdi ama bir kutlama mesajının gönderilmemesi de kayda değer başka bir noktaydı.
Onlar, her ne kadar “bu açılış töreni değil” dese de gayet ironik bir organizasyona sahne olan Türkçe Olimpiyatları’nın Addis Ababa ayağında burukluk hakimdi. Türkiye’den uzakta olmanın ve engellemelerin de hüznü karışmıştı. Şölenin başından sonuna kadar muhteşem Türkçeleri ile pırıl pırıl çocukların söylediği şarkılar, türküler ile hüzün bastırıldı, oyun havaları ile coşuldu. Organizasyon büyük bir stadyumda olmadı ama yine tam not aldı. Hepimizin büyük bir beğeni ile izlediği şölenin ardından Türkçe Derneği Başkanı Dr. Ali Ursavaş ile sohbet etme imkanı da bulduk. Ursavaş, Türkçe Olimpiyatları’nın çıkış noktasının ve kapsamının şarkı, şiir ve folklor gösterisi olmadığını söyledi. Ali Ursavaş, “Faaliyetlerimizin çıkış noktası yurt dışındaki okullarımızda Türkçenin daha iyi öğretilmesi yarışmasıdır. Çok farklı dallarda çok büyük yarışmalar düzenliyoruz ve bunları izlediğiniz şölenlerle sonuçlandırıyoruz” dedi. Ursavaş, her yıl dünyada 70 bin kişinin Türkçe Olimpiyatları’na hazırlandığını ve bir kez katılanın ikinci bir kez katılamadığını da hatırlattı.
Türkçe Olimpiyatları’na Haziran ayı içinde başka ülkelerde de devam edilecek. Romanya ve Almanya ayakları ile de kapanış yapılacak.
Yanık insanlar ülkesi Etiyopya’da burukluğun sıkı sıkıya içlere gömüldüğüne fakat coşkunun, heyecanın bitmediğine şahit oldum. Bitmeyen heyecanın tek sebebi ise yurt dışında faaliyet gösteren Türk okulları. Etiyopya’daki Türk okulu da diğer ülkelerde olduğu gibi büyük ilgi ve teveccüh görüyor.
Daha önce farklı coğrafyalarda Türk okullarını gezme ve inceleme fırsatı bulmuştum. Afrika Birliği’nin genel merkezinden baktığımda yapılan hizmetin inkar edilmemesi gerektiğini, karalama kampanyaların çok haksız ve insafsız olduğunu bir kez daha gördüm.
Hele AKP iktidarının bu okulların kapatılması için başvurduğu yöntemler de en hafif tabiriyle çok yakışıksız duruyor.

Yazarın Diğer Yazıları