Eski bayramlar tadında iyi bayramlar diliyorum

Eski bayramlar tadında iyi bayramlar diliyorum

Merhaba değerli okurlarım, umarım herkesin keyfin yerindedir. Bu hafta bayrama çok az bir süre kaldı. Ekonomi, spor ve siyasette hareketlilik çok daha fazlaydı. Ekonomi için çok önemli olan, merkez bankasının faiz kararı bekleniyordu.

Sporda dört büyük kulüp bir araya gelir mi.. tartışmasında kulüp başkanları canlı yayında bir araya gelerek sporun dostluk, birlik ve beraberliğin temeli olduğunu göstermiş oldular. Sıkıntılarını dile getirdiler. Saygı çerçevesinde dayanışma içinde olduklarının mesajını Türk futbol seyircisine göstermiş oldular.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri yine gündemde yerini aldı. İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener''in ismi geçmesi bir kadın olarak, beni gururlandırıyor. Cumhurbaşkanı olmasını çok isterim.

Çünkü, Hem bir dönemin İçişleri Bakanı, hem lider ve siyasetçi, en önemlisi de bir anne. Bir tarih öğretmeni, tarihine sahip çıkan, Balkanlardan göçmüş Anadolu kadını. Görevin hakkını verir. Çok da yakışır. Hayırlısı olsun. Tüm ismi geçen siyasetçilere de başarılar diliyorum.

Bu hafta gündemin içinde yine hukuk, yargı, adalet sistemi konuşulan konular arasındaydı.

Boğaziçi Üniversitesi''nin rektörü Prof. Dr. Melih Bulu''nun 2547 sayılı Yükseköğretim kanunu ve 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi gereğince görevinden alınması en çok takip edilen haberler arasında yerini aldı. Prof. Dr. Bulu 194 gün yaklaşık yedi aya yakın sürede atanma aşamasında en çok tepkileri üzerine alan rektör olarak görevinden alınmasına sessiz kaldı. Sosyal medya hesabından Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın resmini paylaşarak hesabını kapattı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bayram mesajında kurallara uyalım. Hastalanmadan, maske, hijyen ve mesafeyi aksatmayalım mesajını yeniledi. Kesinlikle kurallara uyalım sonra canımız yanmasın. Bana bir şey olmaz demeyiniz. Sonuçlarını tüm dünyayla birlikte yaşıyoruz. Ortada şakaya gelir bir yan yok. Aşılarımızı günü geldiğinde vurduralım. Bilime inanalım.

Merkez Bankası faiz kararını açıkladı. Yapılan toplantı sonucunda Para Politika Kurulu politika faizini yüzde %19''da bırakma kararı aldı. Zor bir dönemden geçiyoruz. Ülke adına iç ve dış ekonomideki süreç ve toparlanma adına umarım yeterli olur.

Eminönü çarşısındayım...

Bayram haftası klasik esnaf ziyareti ve küçük alışveriş için tarihî Eminönü''ndeyim. Hiç bayram havası yok. Bayramı belli ki insanlar çoktan unutmuş. Hayat, geçim mücadelesinde. Bazen insanlardan duyuyorum. Nerede o eski bayramlar, bayram yerleri tatlı telaş nerede... Kimine göre sıradan bir gün, kimine göre hiç sevmediği günler, kimine göre de bayram çok kutsal. Kimine göre şartlar doğrultusunda ritüeli sürdürmek lazım diye kulak misafiri oluyorum. Kendi adıma kalabalık ailede büyüyünce eski bayram havası olmasa da, hayatta kalan büyüklerimiz, küçüklerimizle elimizden geldiğince biraradayız. Bugünler bizim için çok önemlidir. Ailenin üçüncü kuşak çocuklarıyız. Ziyaret edilecek sevdiklerimizin listesi not alınır. Kardeşler arasında hep birlikte gidilecek yerler teyit edilir. Çok uzakta olanlar aranır. Yüz yüze ziyaretlerde biraz geç kalındığında sofra beklemez diye tatlı kızmalar, nerede kaldınız diye.. tripler sonra sarılıp gülüşmeler sohbet vardır.

İyi ki de var. Hayat paylaştıkça güzeldir.

Tramvayla Cevizlibağ-Kabataş hattında yolculuk ediyorum. Hafta içi olsa da hatırı sayılı kalabalık var.

Yabancı ülkede gibi hissediyorum. Arap dünyası, Orta Doğu, Afgan, Türkmen, Avrupa''dan turistlerimiz İstanbul turu yapıyor. Yapsınlar tabii bizim paramızın on katında bir liraları var. Keyfini sürsünler.

Bizim vatandaşımız da ekmeğinin derdinde. Üç beş hanım nerede ucuzluk var. Tramvayda sohbet yapıyor. Kendi semtlerinin pazarını bırakıp bayram gezmesi niyetine çıkmışlar sokağa. Zaten tatili çoktandır unuttuk hayli zaman oldu gidemiyoruz.

Bu pahalılıkta nereye gideceksin. Her şey almış başına gidiyor. Beyler çalışıp eve geldiğinde akşama ne var diye soruyorlar. Yemek yapmaktan başımız dönüyor. Ama yapılacak bir şey yok. Hele bir oğlum var Buzdolabının içinde uyuyor sanki... Anne ne var.. Anne ne var.... Dolaptan bir şeyler ya buluyor. Ya bulamıyor. Sonra yine odasına koşuyor. Ne varsa o odada bütün gün odadan çıkmaz karnı acıkmadıkça. Elinde telefon yetiyor ona.

İşi de olmayınca ne yapsın. Yemeğe verdi kendini. Kaldır pizza. Kondur makarna. Bıkmıyor da. Gülüyor anne. Allah''tan pirzola değil. Anne yapsın. Baba çalışsın. Çocuklar da kafayı yemesin diye mutfakta. Çocukların gönlüne göre bir şeyler yapmaya çalışıyorum...

-Hep aynı telaş. Ne yapacaksın. Herkes öyle ..

-Kafa dağıtmaca pazar gezmeleri işte.. Bazen ne yapsam diye başım dönüyor.. Kime anlatacaksın derdini...

-Öyle valla herkesin derdi başından aşmış.

-Mecbur. Yapmasan bereketi olmaz.

-Eşe çoluk çocuğa günah adam olmasa yandık. Bizde emekliyiz ama, ev kira olunca yetişmiyor.

-Aman hayat işte. Hayata güzel bakıp küçük kaçamaklar pazar gezmeleri işte. Gülüşmeler..

-Evet semt pazarı dolaşmak... Milleti görmüyon mu magazin de yıkılıyor... Millet nerelerde... Gülüşmeler..

-Olsun terapi, terapi... Gülüşmeler... Ekonomi önemli

- Öyle en iyi, en ucuzu semt pazarı ama esnaf napsın iş yokmuş pandemi herkesi yordu..

-Sorma..

-Pazarı ben de seviyorum gönlümü hoş ediyorum. Seviyorum. Kafam dağılıyor. Nasıl bakarsan öyle. Konuşmalar uzayıp gidiyor...

İşte bu hanımlar ekmeğini taştan çıkaran hanımlar. Güçlü kadınlar. Hayata güzel bakan ailesine sahip çıkan anaç kadınlar. Yoktan var eden hayatın zorluklarına göğüs geren güzel yürekli kadınlar.

Hanımlar İstanbul Avrupa yakasından Şehremini Salı pazarı çok uygun çeşidi bol ve gezerken pek çok çeşitle sıkılmadan pazar çantanız doluyormuş. Hanımlar da o tarafa gidiyor. Pazar gezmesini seven, bayram alışverişi adına o tarafa yakın olanlar bir baksın. Keyfiniz bol olsun. Doğruysa hanımların ucuz dediği adres şahane haber. Denemesi bedava.

Tatil yok, geçim sıkıntısı çok

Esnaf hemen Merkez Bankası açıklamasını yorumlamaya, konuşmaya başlamış. Dünyanın durumu belli millet aç aç, durum ortada sabitleme olmayacak da ne olacak. Dolar, Euro, altın fırladı gitti. Millet düğün dernek yaparken kara kara düşünüyor. Eskiden çeyrek almaya gelen sabit müşteri vardı. Şimdi hal hatır sorup çeyrek ne kadar diye sorarak dükkandan ayrılıyor. Olanda var. O da Türk değil. Bizim paranın değeri kalmadı. Gideceksin dış ülkeye beş yıl zorluk çekip paraları toplayıp geleceksin. Başka çare yok. Kırk yıl çalışsak ev alamayız. Allah''tan faiz değişmedi de altın fazla oynamaz böyle gider. Birkaç düğün dernek var. Almazsan olmaz. Gücü yeten almaya çalışır... konuşmaları uzayıp gidiyor.

Çarşıyı dolaşırken hem esnafa selam veriyorum. Hem de fiyatlara bakıyorum. Fiyatlar ucuz diyemem. Müşteri yok. Pandemi gerçekten işleri çok zorladı. Esnafla konuşurken iki zabıta geçiyor. Dışarı taşan gıdaları dükkana almaları uyarısını yapıyor. Esnaf kızıyor. Ne yapalım biz bir yıldır yattık. İş yok diyor. Sesimize kulak verin diyor. Haklısınız diyorum.

İlerliyorum. İşler nasıl diyorum. Esnaf tezgahını düzenlerken yaktı sigarasını, daldı. Eyvah dedim. Ne diyecektir acaba..

Gözlerini büyüterek...

-Görmüyor musun işler nasıl diye soruyorsunuz.

-Haklısınız diyorum.

-Önceden, aylar öncesinden heyecan olurdu. Arkadaşlarla aramızda konuşurduk. Yorulacağız ama olsun. İşler çok yoğun olacak ama olsun. İzinleri, nöbetleri bile ona göre ayarlama yapardık. Tatlı bir telaşı, heyecanı olurdu. Şimdi nerde...

Geçmişte bayram gelecek diye haftalar öncesinden de kıpırdanmalar başlardı. Bayramı anlardık. Vatandaş gelir nabız yoklar. Sonra yine gelir. Sohbet, muhabbet üç beş liralık bayram alışverişini, bayram hediyesini alırdı. Evinin yolunu tutardı.

Şimdi ne heyecan var. Ne tadı, ne tuzu derler ya.. Durumumuz o vaziyet. Tatil yok. Geçim sıkıntısı çok. Olan da var. Onlar da bizden değil. Bizim gibi çalışanda çok zor.

İnsanlar asık suratlı oldu. Sohbeti unuttu. Hediyeyi bırak. Kendi bayram alışverişini yaparken bile zorlanıyor. Yapamıyor. Öfkeli bir ruh halinde dolaşıyor. Gelen de boş kalabalık. Konuşmayı, sohbeti unuttuk. Satış yok. Durum bu... konuşmaları uzayıp gidiyor...

Umut olmazsa yaşamın anlamı olmaz. Mutlaka bu sıkıntılar geçecektir. Hepimizin yaşadığı zor bir dönemden geçiyoruz. Umarım herkesin evinde bayramın, bayram tadında geçmesi dileğiyle.

Fırsat bulup tatil imkanı yapanlara da sağlıklı güzel bir bayram geçirmelerini diliyorum.

Ancak uzun yolda araç kullananlara uyarı yapmadan geçemeyeceğim. Trafik kurallarına uyalım. Uykumuzu alalım. Hız yapmalıyım. Siz ve araçtaki canların, karşı taraftaki insanların sorumluluğunuzu unutmayınız.

İyi bayramlar diliyorum.

Sevgiler. Saygılar.

Yazarın Diğer Yazıları