Esas olan sadakat
BU ADAMLAR, Fetullahçı terör örgütünün kafasındakiler, ezoterik yani eskimiş ve çağdışı öğretilerde kalmış insanları iblise bağlandıkları için gerçek Müslüman saydılar.
Diğer insanları da çengel atarak yanlarına alma siyaseti izlediler...
İmamlar, Abiler, ablalar hep bu görevi üstlendi...
Birlikte kendilerince bir de hukuk geliştirdiler, bâtıni bir hukuk...
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Hükûmet adına açıklama yaparken çok şeyden önce bu hususa değindi...
Mealen naklettim; Kurtulmuş, paralel devlet peşinde koşanların içyüzünü bu noktadan yola çıkarak açıkladı.
İyi yaptı!
............................
Fetullahçı terör çetesini böyle tarif etti ama akıllara da AKP'yi düşürdü...
AKP de, çeşitli beyanların hilâfına toplumu ayrıştırmaya kalkmadı mı...
Çağdaş hukuku, güçlünün hukuku haline getirmeye çalışmadı mı...
Lütfen hatırlayınız; AKP, iblisin paralel devlet şeklinde güçlenmesine, değişik çizgileri olan ayrıştırma esaslı bir siyasal felsefeyle, -belki farkında olmadan- katkıda bulunmadı mı
...........................
O felsefe her alanda "Bizden-Bizden değil" ayrışmasını öne çıkardı...
"Bizim kızlar", "Bizim gençler", "Benim polisim", "Benim öğretmenim" gibi ayrılık içeren ifadelerle bâtıni -ezoterik- bir çerçeve oluşturuldu ve parti toplumdan soyutlandı.
"Geçmiş geride kaldı, muhasebesini yapmanın bir âlemi yok" diyebilirsiniz.
Bence geçmişi hatırlatmanın sayısız faydası var...
Mesela birini söyleyim; iktidar partisinin vaktiyle cemaatin izlediği siyasete koşut adımlar attığını hatırlatmak, gelecekte izlenecek benzer bir siyasete şimdiden fren koymak olacaktır.
Ayrıca bu tip uyarılar ülke için hayırlı bir hatırlatma sayılmalıdır.
.......................
Yüzde yüz katılıyoruz; bundan böyle yapılacak ilk iş devleti ehliyet sahiplerine yani ehil ellere, liyakat sahibi yurttaşlara emanet etmek olmalı...
Mekanizmalarda görev vereceğimiz insanların devlete ve millete ille de sadakatle bağlanmış olmaları birinci koşuldur; bu da dikkatlerden uzak tutulmamalı.
Herkesin babası Baykal değil
-------------------------------------------------------
ESKİ CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a sıkıntı veren bir olay da geçen hafta yaşandı...
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi kızı Prof. Dr. Aslı Baykal Ataman babasını arayarak Fetullahçı olduğu iddiasıyla gözaltına alınmak istendiğini duyurdu...
Olay şu...
Polis, Aslı Hanım'ın üniversitedeki odasını bastı, arama yapmak ve hocayı alıp gitmek istedi...
Durumu öğrenen Baykal derhal Başsavcı'yı aradı ve böyle bir emir verilip verilmediğini sordu. Başsavcı, yanlışlık yapılmış olduğunu söyledi, akabinde de polislere "Çekilin" talimatı verildi...
..........................
Olaya ilişkin bir "Özür" de Vali'den geldi:
-Yanlışlık yapıldı, aile haklarını helâl etsin...
Baykal ve kızı haklarını helâl ettiler mi bilemiyorum...
Kim olsa etmezdi...
.........................
Olaya ilişkin açıklama yapan Deniz Baykal'ın üzerinde ısrarla durduğu önemli bir nokta var ki ülkede maalesef bu çokça yaşanıyor değerli okurlar...
Sağdan soldan toplanan derme çatma iddialar, güvenlik güçlerimiz tarafından maalesef önemli bilgi sayılıp delil diye savcılıklara naklediliyor...
Prof. Dr. Aslı Baykal Ataman'ın da başına, dayanaksız bir iddia az daha iş açacaktı.
Allah'tan babası devreye girdi de yanlışlık daha ileri taşınmadı...
Herkesin Deniz Baykal gibi babası yok, olsa dükkân onların...
.........................
O yüzden karambole gelip içeri düşen yurttaşlar olabiliyor...
Güvenlik güçlerimiz ve yargı mensupları, ihbarları iyice incelemeden ve kulaktan dolma bilgilerin doğruluğunu saptamadan uygulama yapma yanlışına düşmesinler...
Yurttaşın canını yakmak kimsenin hakkı olmamalı!
Bâtıla yapılan ödeme
--------------------------------------
15 TEMMUZ darbe girişiminden sonra şehit düşen, gazi olan, yaralanan, gözaltına alınan, tutuklanan ve firar eden insanların sayısı açıklandı...
Listeyi tekrarlarsam malûmun ilâmı olur; zira rakamları veren o liste günlerce önce basında yayınlandı.
Sadece, o günden bugüne tam 45 şirkete operasyon düzenlendiği, birçok iş adamının içeri alındığı, bazılarının yurt dışında saklandığı konusunu
gündeme getiriyorum...
Operasyona maruz kalan son iki şirket Akfa ve perakende devi A101...
Akfa'nın sektörü ağırlıklı olarak inşaat...
A101'in ise marketçilik...
Diğer 43'ü ise muhtelif sektörlerde faaliyet gösteriyor.
Hepsinde kaç kişi çalışıyor, kesin belli değil. Ancak bu şirketler sayesinde eş, çocuk, ana ve baba olarak en az beş yüz bine yakın insanın karnını doyurduğu sanılıyor...
............................
Kafamda cevabını bulamadığım bu duruma ilişkin bir soru var...
Bu şirketlerin sahipleri ve diğer iş adamları, iblisten nasıl bir çıkar sağlıyorlar ki himmet diyerek Fetullahçı çeteyi paraya boğuyorlar...
Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez derler ama bu iş adamlarının birinin bile iblisten kaz beklentisi yok ki... Dolayısıyla tavuğu esirgemeleri ve kaz gibi yolunmamaya özen göstermeleri lâzım...
Heyhat, bu yolu seçen nerede!
...........................
Savunmaya bakın:
-Efendim din...
Uğruna demek istiyorlar...
Ne dini kardeş, ne dini?
İblisin, bâtılı din diye yutturmasına bu kadar para ödenir mi a benim sersem sepelek kafalı kardeşlerim...
Elinizden şirketler gider ve siz de içeride çile doldururken hâlâ "Din uğruna ödenir arkadaş" diyorsanız elimizden size acımaktan başka bir şey gelmez...
RASTGELE
-----------------------------
GÜVENLİK uzmanı Mete Yarar eski bir asker. O açıkladı; Nusaybin'de bölücü örgütün varlığına ve kanlı saldırılarına neden son verilemediğini söyledi ve bu duruma ilçede görevli Fetullahçı birkaç emniyet mensubuyla komutanın neden olduğunu ileri sürdü. Durum fark edilince de polisler ve komutan değiştirildi, Nusaybin de bölücülerden temizlendi... Yarar'a göre bölücülerin üzerine gitmeyenler FETÖ yanlısıydı. Uzmanın bu sözleri herhalde savcılığı harekete geçirecektir.
*
MHP Genel Başkan adayı Dr. Meral Akşener ile üç MHP'li, kesin ihraç istemiyle Haysiyet Divanı'na sevk ediliyor. Akşener, telaşa gerek yok diyor. Delegeler gerektiğinde Akşener'i ve arkadaşlarını yeniden partiye taşıyabilecek... Ankara'da dolaşan söylentiye bakılırsa bu ihraçları Erdoğan istemiş, Binali Yıldırım da Devlet Bahçeli'ye intikal ettirmiş. Üstelik de "Bu ihraç hem size, hem bize yarar" diyerek...
BİR SÖZ
-----------------------
HADDİNDEN fazla övgü, soytarıyı bile kral yapar...
