Erdoğan'ın tüm vergi kararları geçersiz

Dönemin Başbakanı merhum cumhurbaşkanı Turgut Özal, "Anayasayı bir kere çiğnemekle bir şey olmaz" demişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa'yı tam 23 kez çiğnediği ortaya çıktı.

Nasıl mı? Hemen anlatayım…

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Rejimi 16 Nisan anayasa referandumu ile kabul edilip 24 Haziran cumhurbaşkanlığı seçimi ile yürürlüğe girdikten sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yayınlanan vergi kararlarının anayasaya aykırı olduğu ortaya çıktı.

Gelirler Genel Müdür eski yardımcısı Yakup Uslu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzası ile yayınlanan 23 ayrı "cumhurbaşkanlığı kararı" ile yapılan vergi düzenlemelerinin anayasa aykırı olduğunu anayasa maddeleri ile şöyle anlattı:

"Anayasanın 4. Bölümünde yer alan, 'Siyasi haklar ve ödevler' bölümünün içinde 'Vergi Ödevi' başlığı ile 73. Madde de yer almaktadır. Bu 73. Maddenin açık hükmü şöyledir: 'Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.' Bu maddedeki, 'Bakanlar Kurulu' ifadesi 16 Nisan anayasa değişikliği ile 'cumhurbaşkanı' olarak değiştirildi.

Bu durumda cumhurbaşkanı Erdoğan yetkisini: 1- Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, 2- Cumhurbaşkanlığı kararı 3- Cumhurbaşkanlığı genelgesi 4- Cumhurbaşkanlığı sirküleri yayınlayarak kullanır.

Ancak, anayasanın 104. Maddesinde de şu hüküm açık ve net şekilde bulunmaktadır:

'Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez.' Değerli okurlarım, Maliye ve Vergi hukuku alanında mastır yapan Yakup Uslu, bu anayasal skandalın hukuki boyutunu çok net şekilde ifade etti. Cumhurbaşkanlığı resmi web sitesinden aldığım bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasaya aykırı olarak 23 kez vergi düzenlemesi yaptı ve bunları da "cumhurbaşkanlığı kararı" olarak Resmi Gazete'de yayınlattı. Şimdi bu 23 değişik karar anlaşılan o ki tamamen "YOK HÜKMÜNDE" bulunmaktadır.

Yani geçersizdir.

Diğer bir bakış açısıyla hepsinin derhal iptal edilmesi gerekir.

Uslu, bu konuda şunları söyledi:

"İki örnek vermek gerekirse şunları söyleyeyim:

1- Tüm vergilerle ilgili 2010'dan bu yana yüzde 1,4 olarak uygulanan gecikme zammı oranı 2018'de yüzde 2'ye 1266 sayılı cumhurbaşkanı kararı ile de yüzde 2,5 olarak arttırıldı. Yani yüzde 78,5 oranına yükseltildi.

2- Döviz satışlarında yüzde sıfır olan banka ve sigorta muameleleri vergisi 1106 sayılı cumhurbaşkanı kararı ile de binde 1 olarak arttırıldı. Erdoğan tarafından yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile yapılan, "otomotiv, alkollü içkiler, sigara, mobilya, beyaz eşya gibi birçok üründe yapılan ÖTV ve KDV düzenlemelerinin de geçersiz olduğu tartışma götürmez şekilde ortadadır."

Değerli okurlarım,

16 Nisan'da, AKP ve MHP'nin işbirliği ile hazırlanan anayasa değişikliğindeki bu skandal hata kuşku yok ki çok önemli hukuki sonuçlar doğuracak.

Örneğin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için, "görev ihmali" ya da "yetkisiz yetki kullanma" şeklinde bazı suçlamalar yapılabilir.

Anayasa'nın 105. Maddesinin 1. Bendi, "Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir" hükmü taşıyor.

Bu konuda Erdoğan'a bir "anayasal suç" isnat edilir mi, edilmez mi?

Buna anayasa hukukçuları ve siyasiler karar versin.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen tek adam rejiminin yayınladığı anayasaya aykırı 23 adet cumhurbaşkanlığı kararının iptal edilmesi durumunda ortaya hukuki ve mali açıdan büyük sorunlar çıkacak.

Uslu, "cumhurbaşkanlığı kararları idari bir konudur. İdare mahkemelerinde açılacak davalarda görülür" dedi.

Fazladan vergi ödeyenler dava açarak haklarını arayacaklar.

Vergi indirimlerinden ya da vergi affından yararlananlar ve yararlanamayanlar açısından da hukuki sorunlar ortaya çıkacak.

23 adede ulaşan Cumhurbaşkanlığı Kararı için 23 ayrı kanun çıkarılsa ya da tek bir kanun ile bu 23 konuda kanuni düzenleme Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılması geriye doğru işler mi?

Bunu da hukukçular bilir.

Yazarın Diğer Yazıları