Eğer Türkiye'de yasalar varsa,
Eğer Türkiye'de anayasa varsa,
Eğer Türkiye'de hukuk varsa,
Eğer Türkiye'de bağımsız ve tarafsız yargı varsa,
Eğer Türkiye'de bir Cumhuriyet Savcısı varsa,
Eğer Türkiye'de demokrasi varsa;
İşte bunlar maalesef yok ki eğer olsaydı;
-Cumhuriyet Savcıları çoktan harekete geçmek ve soruşturma açmak zorundaydı…
Şu rezalete, şu yasaların nasıl çiğnendiğine bakar mısınız?
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan diyor ki;
-"Şu anda muhalefet ne diyor, gelince Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kaldıracaklarmış, yerine inanç bilmem ne başkanlığı diye bir şey kuracaklarmış…
-Teröristlere af çıkartacaklar…
-PKK yedili masaya desteğini Kandil'den açıklıyor.
-Neymiş terörist başını bırakacaklarmış.
-FETÖ'nün eli kanlı katillerini cezaevinden çıkarma sözü verenler var.
-Kandil'den... Ne diyor Kandil? Biz bay bay Kemal'i destekliyoruz.
-Bay bay Kemal Londra'dan 300 milyar dolar getirecekmiş. Sen şu anda hangi görevdesin, nasıl oluyor da olmayan bir şeyi getiriyorsun? Herhalde zamanında esrar, eroin göndermişler ki bunların bedelini geri döndürme gayreti var."
Allah aşkına tek bir kelimesi doğru mu?
Hayır yalanın zirvesi…
Yüzü kararmadan ama hırsla kinle bu iftiraları atan AKP'li Recep Tayyip Erdoğan seçimleri kaybedeceğini gördükçe yalana dolana sarılıyor.
Bakanları da ondan aldıkları bu yalanları hiç utanmadan tekrarlıyorlar.
İftiralarla toplumu birbirine düşürüyorlar…
Ne acı ki yalanları peş peşe savuran Erdoğan cumhurbaşkanı olarak şu yemini etti:
-"Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim."
"Tarafsızlık" yeminine sadık kaldı mı? Hayır…
"Milletin bölünmez bütünlüğü" ilkesine sadık kaldı mı? Hayır…
Peki yasalar bu yalanlar için ne diyor?
Örneğin; AKP'nin son çıkardığı "Dezenformasyon Yasası" özellikle yalan bilgilere dönük düzenlemeleriyle öne çıkıyor.
Türk Ceza Kanunu'nda "Kamu Barışına Karşı Suçlar" arasına yeni bir suç ekliyor.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na 217'nci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 29. Madde şöyle:
MADDE 217/A- (1)
-"Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma.
Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır…"
Millet İttifakı'ndan ya da Cumhurbaşkanı Adayı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan, "Diyanet'i kapatacağız" şeklinde ifade var mı? Yok…
Erdoğan'ın "gerçeğe aykırı" iftirası var mı? Var…
"Kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse" kim?
"Halk arasında endişe, korku veya panik yaratan" bu sözleri kim söylüyor?
-Recep Tayyip Erdoğan
Hakkında muhalefet partilerinden bir suç duyurusu var mı? Yok…
Medyada benden başka bu yasa hükmünü hatırlatan var mı? Yok…
Tek bir Cumhuriyet Savcısı soruşturma açtı mı? Açmadı, açamadı…
Topuna, "yazıklar" olsun…
O halde diyorum ki;
-Heyhat bedhahlar bilin ki topunuz hesap vereceksiniz
Hem de kendi çıkardığınız yasa ile 15 Mayıs'tan sonra bağımsız ve tarafsız olacak yargıda hesap vereceksiniz.
Hem de ceza alacaksınız.
İşte o zaman diyeceksiniz ki;
-Kendim ettim kendim buldum…
Değerli okurlarım,
1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramında Taksim Meydanı işçi ve emekçi düşmanları tarafından yasaklandı…
Tüm işçi ve emekçilere sesleniyorum:
-Bayramın özgürce kutlanmasını engelleyenleri 14 Mayıs'ta seçim sandığına gömün…
Ve bilin ki;
-1 Mayıs 2024'ü Taksim'de özgürce kutlayacağız…
