Tek adam rejimi kontrolü kaybediyor, ekonomik kriz engellenemiyor, işsizlik patlaması sosyal sıkıntı yaratıyor, döviz ve altın her gün "tarihi" denilen rekorlar kırıyor Cumhur İttifakı da oy kaybediyor.
Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli oturup kalkıp halka umut aşılamak için "ekonomide pembe tablo" çiziyorlar.
Samimi söyleyeyim kendilerinin bile inanmadığını düşünüyorum.
"Lafla peynir gemisi yürümez" derler ya, ekonomi vaat ile laf ile düzelmiyor, düzeltilemiyor.
Dış kredi ancak tefeci faizi ile alınıyor, karşılıksız para basılıyor, enflasyon düşürülemiyor.
Değerli okurlarım,
Kasım 2002''de tek başına iktidar olan AKP''nin dolar karnesini Merkez Bankası resmi rakamlarından alarak sunuyorum:
2002: 1,5064 - 2003: 1,4916 - 2004: 1,4219 - 2005: 1,3408 - 2006: 1,4318
2007: 1,3015 - 2008: 1,2930 - 2009: 1,5474 - 2010: 1,5011 - 2011: 1,6708
2012: 1,7921 - 2013: 1,9020 - 2014: 2,1881 - 2015: 2,7209 - 2016: 3,0223
2017: 3,6491 - 2018: 4,8154
"Tek adam gelecek dertler bitecek" dönemine gelince:
9 Temmuz 2018''de "tarafsızlık yemini" ederek Cumhurbaşkanı olarak 2. ve son döneminde olan Erdoğan''ın dolar karnesi şöyle:
9 Temmuz 2018: 1 Dolar = 4,5304
9 Temmuz 2019: 1 Dolar = 5,7122
Ve 7 Ağustos 2020: 7,2792
Bu başarısız icraatın sorumlusu AKP kabinesinin başı Erdoğan 3-4 gün önce diyor ki;
"Türkiye bir tırmanışta ama bu tırmanışımızı görmek istemeyenler var.
Ben belgelere dayalı olarak konuşuyorum.
Türkiye adeta bir uçuşun içerisinde ama gözü olup görmeyenler, gerçekleri yanlış anlatırlarsa anlatsınlar biz Türkiye olarak bu kalkınmamızı, tırmanışımızı yüksek oranda devam ettireceğiz.
"Türkiye''de ekonomi, sistem olarak oturmuştur. Bazen tırmanışlar bazen inişler görülebilir ama yerli yerine oturacaktır.
Yaşanan sorun gelip geçici bir dalgalanmadır."
Sayın Erdoğan bu tablo mu size bu sözleri söyletiyor?
Size başka bir tablo mu sunuyorlar?
Erdoğan''ın ve Maliye ve Hazine Bakanı damadı Berat Albayrak''ın açıklamalarına işte bu yüzden inanmıyorum.
Ekonomi yönetimlerine de güvenmiyorum ki dünya finans çevreleri de güvenmedikleri için Türkiye''ye dış kredi vermiyorlar.
Çünkü tablo ortada, gerçekler balçıkla sıvanmaz.
Değerli okurlarım,
Cumhur ittifakı hızla eriyor oy kaybediyor.
Bunu da en iyi Erdoğan ve Bahçeli görüyor.
Düşünüp taşındılar oylarını yüzde 12''lere çıkaran İYİ Partiyi ve Meral Akşener''i yanlarına almak için siyasi kurnazlığa başvurdular.
Akşener Ayasofya''da namaz kılınca, "an bu andır" dediler ve ilk hamleyi MHP''nin genel başkanı Devlet Bahçeli özetle şöyle yaptı.
"Zillet İttifakı''nın üç asıl ortağından ikisinin, yani CHP ile örtülü ortak HDP''nin Ayasofya''ya yaklaşımı ortadadır. Ancak İYİ Parti Genel Başkanı son hareketiyle onlardan ayrışmış, ayrı düşmüştür.
Meral Hanım''ın kendisi adına hayırlı bir gelişmedir. Sayın Akşener''in böyle ittifak olmayacağını görüp derhal evine dönmesi doğru ve tutarlı bir davranış olacaktır. Evinde rahatı ve huzuru bulacaktır."
Devlet Bey devlet adamı olarak acaba şu sözlerini neden unuttu ki;
"Kendilerine tutunacak çürük bir ip buldular ama bunun sonu siyasi mezarlık, ipin sonu mezbeleliktir."
İYİ Parti lideri Meral Akşener''in "Memleket Masası" çağrısını ise Bahçeli şu sert sözlerle hedef aldı mı? Aldı:
"Hiç kimse sipariş masa kurup ihanet ve işgal emellerini aklama ve temize çıkarma ayıbına ümit bağlamamalıdır. Memleketi kırık dökük masalara sığdırmaya çalışanların acıklı sonlarından ibret almak isteyenler Mondros''tan Sevr''e kadar uzanan ihanet ve istila sürecinin nasıl yerle yeksan edildiğini unutmamaları ikazen tavsiyemizdir.
Milletvekili transfer borsası kurup korsan siyaset ticaretine bel bağlayanların Gazi Meclisi''mizin saygınlığına gölge düşürme çabaları Türkiye''nin ayak bağı ve ağır yüküdür."
Değerli okurlarım,
Hatırlarsınız;
Bahçeli, Erdoğan''a ettiği hakaretleri unutup onu cumhurbaşkanı seçtirdi.
Şimdi de Akşener''e hakaretleri unutup yuvaya geri çağırdı. Erdoğan da destek verdi.
Şimdi; Erdoğan ve Bahçeli''nin Akşener''e çağrılarının hedefi nedir sorusu cevap bekliyor.
