Erdoğan erken seçim için bir adım daha attı
"Erdoğan'ın erken seçim vaatleri" başlıklı yazım nedeniyle arayan ve mesaj gönderen siyasetçiler, iş insanları ve bazı okurlarım özetle şunu soruyorlar: "Önünde 3 yıl cumhurbaşkanlığı fırsatı varken neden erken seçim istesin?"
Recep Tayyip Erdoğan'ın erken seçimi düşündüğüne dair birden fazla neden var.
Önce Erdoğan'ın imzası ile Resmi Gazete'de yayımlanan genelgeyi dikkatinize sunayım:
"Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Korona virüs Bilim Kurulu'nun mezkûr hastalığın ülkemizde yayılımının önlenmesine dair tavsiyeleri hasebiyle; ulusal ve uluslararası düzeyde açık veya kapalı alanlarda düzenlenecek her türlü, bilimsel, kültürel, sanatsal ve benzeri toplantıların veya aktivitelerin nisan ayı sonuna kadar ertelenmesi uygun görülmüştür."
Bu karar ile siyasi partilerin genel kurulları da Nisan ayı sonuna kadar erteleniyor.
Erdoğan'ın erken seçim planladığının en güçlü ipucu budur.
Koronavirüs krizini Erdoğan siyasi fırsata çevirmeyi açıkladığı ekonomik önlemler ile göstermiştir.
Değerli okurlarım,
Ahmet Davutoğlu, Gelecek Partisini, Ali Babacan da Demokrasi ve Atılım Partisini kurdu.(DEVA).
Her iki parti de AKP teşkilatlarından ve seçmeninden büyük teveccüh görmeye başladı.
Teşkilatlarını hızla kuruyor, ilçe ve il kongrelerini yapıyor ve seçime girme hakkını kazanmak için gece gündüz çalışıyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun genelgelerine göre;
- Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Çoban Ateşi hareketi bu genelgelere istinaden Nisan ayı sonuna kadar genel kurul yapamayacaklar.
Eğer yeni erteleme olmaz ise bu partilerin Mayıs ayında başlayacak olan genel kurul toplantılarının iki ayda tamamlandığını farz etsek büyük kurultaylarını ancak bu yıl Temmuz ayında yapabilecekler ve seçime girme hakkını kazanabilecekler.
Ancak siyasi partiler yasasına göre, Genç Parti hariç yeni kurulan partiler için çok önemli bir hüküm var.
O da "seçimden 6 ay önce genel kurul yapma" şartıdır.
Erdoğan, Kasım 2020'de erken cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi yapma kararı alırsa;
Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Çoban Ateşi hareketi erken seçime giremezler…
İYİ Parti'nin erken seçime girmemesi için AKP ve MHP tarafından 24 Haziran 2018 tarihinde erken seçim kararı almalarını ve YSK kumpası olayını da unutmayalım...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 CHP'li milletvekilini İYİ Partili yapması sonucunda İYİ Parti yüzde 10 barajını da aşarak Meclis'e girdi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "muhtemel erken seçim ile Davutoğlu ve Babacan'ın partilerinin seçime girmesi engellenirse CHP'nin tavrını yapar mısınız?" sorusuna şöyle yanıt vermişti:
- "Sayın Babacan ya da Sayın Davutoğlu seçime girmek için milletvekili istemesi gibi bir talepte bulunduğu zaman elbette arkadaşlarımla da konuşarak ama prensip olarak elbette evet derim."
Demem o ki;
Gerek AKP'den gerek başka partilerden Gelecek ve DEVA Partisine geçebilecek 20'şer milletvekili muhtemel erken seçime girebilmeleri için olanak sağlayabilir.
DEVA Partisi kurucularından Adalet eski Bakanı Sadullah Ergin'e cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her türlü toplantıyı koronavirüs genelgesi ile 2 ay ertelemesinin erken seçim belirtisi olup olmadığını sordum.
- Ergin, "Dünya çapında yaygınlaşan bu salgın hastalık ile mücadele için yayınlanan cumhurbaşkanlığı genelgesinin erken seçim amacı taşıdığını düşünmüyoruz" dedi…
Değerli okurlarım,
Elbette Erdoğan, 2023'e kadar tek başına iktidarını sürdürmek isteyebilir ama, unutmamamız gerekir ki cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi her geçen gün AKP'ye olan güveni de azaltıyor.
Güçlendirilmiş parlamenter sistemi artık AKP milletvekilleri de seslendirmeye başladılar.
Çünkü milletvekilliğinin hiçbir gücünün olmadığını onlar bizlerden daha fazla görüyor ve yaşıyorlar.
İYİ Parti lideri Meral Akşener, Erdoğan'ın yeniden seçilmesini de göz önüne alarak, "Parlamenter rejim şartı ile erken seçim için Meclis'te destek veririz" önerisi de iki dönemi tamamlayan Erdoğan'ın 3. kez cumhurbaşkanı adaylığı için önemlidir.
Değerli okurlarım,
Alaaddin Kuday ağabeyim her yazım için mesaj gönderir ve görüşlerini yazar.
Dün sabah da ilk mesaj ondan geldi: "Şehitlerimi unutma lütfen Orhan, çünkü satır aralarında kaybolup gidiyorlar…"
Yüzde yüz haklısın değerli ağabeyim.
Şehitlerimizi "tane" mantığından çıkartmamız gerekli.
35 şehidimize karşı gösterdiğimiz duyarlılığı bir, iki, üç fark etmez her şehidimiz için göstermeliyiz.
Değerli okurlarım,
Ankara Üniversitesi Rektörü Sayın Profesör Doktor Erkan İbiş arayarak, "Araştırdım başhekimlik, cep telefonundan gizli çekim yapanlar konusunda gereğini yapmamış" diye vurguladığım cümlemin yanlış olduğunu söyledi.
Başhekimliğin derhal soruşturma açtığını ve gizli çekim yapanların tespit edilerek gereğinin yapılacağını vurguladı.
Duyarlılığı için teşekkür ediyor, başhekimlikten de özür diliyorum, beni yanıltan ve yanlış bilgi verenleri de kınıyorum…