Erdoğan da topal ördek
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları için, "topal ördek" dedi. Muhalefet sözcülerinin aklına gelmedi ama ben söyleyeyim, Erdoğan da "topal ördek" durumundadır.
Erdoğan, İmamoğlu ve Yavaş için neden, "topal ördek" diyor?
İstanbul ve Ankara'da Büyükşehir Belediye Meclislerinde Millet İttifakı'nın üye sayısı Cumhur İttifakı'nın üye sayısından az oldu.
Erdoğan'ın bu durumu, çoğunluğu olmadığı gerekçesi ile "topal ördek" olarak nitelediği anlaşılıyor.
Doğrudur, haklıdır.
Peki, Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde "topal ördek" değil miydi?
2002 yılında Erdoğan, "siyasi yasaklı" iken Genel Başkan olarak AKP'yi seçime "topal ördek" olarak sokmadı mı?
Dönemim Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu bu duruma iddianameleri ile karşı çıkmadı mı?
CHP ve genel başkanı Deniz Baykal anayasa değişikliği ile Erdoğan'ın siyasi yasağının kaldırılmasına destek vermeseydi Erdoğan ne milletvekili ne başbakan ne cumhurbaşkanı olabilirdi…
Haydi, şimdi de günümüze gelelim.
Erdoğan, 24 Haziran seçiminde Yüzde 52,6 oyla Cumhurbaşkanı seçildi.
Peki, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çoğunluk olan 300 milletvekili barajını aşabildi mi?
Hayır, aşamadı, AKP sadece 295 milletvekili çıkarabildi.
İşte bu sonuçla cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin başkanı olan Erdoğan'da "topal ördek" oldu…
MHP ve Devlet Bahçeli baston oldu, dayanak oldu ki Erdoğan, topal ördek olarak kalmasın.
Yarın Bahçeli'nin ne yapacağı belli olmaz, bakarsınız Cumhur İttifakı'nı bozuverir ki yeniden "topal ördek" durumuna düşebilir Erdoğan.
Değerli okurlarım, Cumhur İttifakı da, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de 31 Mart yerel seçim sonuçlarının uygulanmamaya çalışılması ile siyaseten çökmüştür.
İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'a YSK, ilçe ve il seçim kurullarının uyguladıkları kararlar rezaletin son boyutudur.
YSK üyelerine soruyorum:
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'a da bir gerekçe uydurarak mazbatalarını vermeyecek misiniz?
Niyetiniz bu ise açıklayın.
Türkiye'de demokrasiye sahip çıkmak asli ve anayasal görevinizdir. Bu görevi layıkıyla yapmak zorundasınız.
ADANA KOZAN'DA DA REZALET VAR…
Değerli okurlarım,
13 Mart 2019'da Cumhur İttifakı'nın Adana Kozan Belediye Başkan adayı Nihat Atlı, "Rabbimin izniyle analarını belleyeceğiz" dediğini yazdım.
Atlı'nın seçim konuşmasının o bölümünü hatırlatayım.
"Bu düşmanları da bu memlekette yok edene kadar, kanımın son damlasına kadar mücadele verip, Rabbimin izniyle de bunları içte ve dışta da hepsinin anasını belleyeceğiz arkadaşlar..."
Milletin anasını belleyecek bu adam seçimden birinci çıktı ama Saadet Partisi seçimden önce, İYİ Parti ise seçimden sonra ilçe seçim kuruluna Nihat Atlı'nın "seçilme hakkından yasaklı" olduğu gerekçesi ile itiraz ettiler.
İlçe seçim kurulu 3'e karşı 4 oyla itirazları reddetti.
Hukuki süreci de hatırlatayım.
Adana 2. Ağır Ceza başvurusu reddedilmiş, Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesine Atlı itiraz etmiş, orası da başvuruyu reddetmiş.
Yargıtay'a başvurmuş ve karar bozulmuş. Yargıtay'ın yıldırım hızıyla kararı(!) üzerine bu mahkeme "memnu hakların iadesine" 4 Nisan 2019 tarihinde karar vermiş.
Ama iş işten geçmişti, çünkü YSK'nın resmi seçim takvimine göre Atlı'nın bu kararı 2 Mart 2019 saat 17.00'ye kadar bu kararın ilçe seçim kuruluna vermesi gerekiyordu.
Seçim kanunu, YSK kararları Kozan ilçe seçim kurulu tarafından açıkça çiğnendi.
Adana il seçim kuruluna her iki partinin de itiraz edeceği açıklandı.
Değerli okurlarım, Adana İl Seçim Kurulu 26 dakika geç başvurdu diye İYİ Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Burhanettin Kocamaz'ın başvurusunu reddetti.
Bu kurul bakalım 32 gün geç verilen, "memnu hakların iadesi" belgesi konusunda Nihat Atlı hakkında yapılan itirazları nasıl değerlendirecek?
Hukukçular, "YSK'ya da itiraz edeceğiz, Nihat Atlı'ya mazbata verilemez. Kozan'da seçimin yenilenmesi şarttır" diyorlar.