Gazeteciler ve siyasetçiler hala Recep Tayyip Erdoğan'ı tanıyamadılar. Erdoğan ekonomiyi, tarımı, dış politikayı, eğitimi, sağlığı iyi bilmez ama siyaseti pek çok siyasetçiden iyi bilir. Kısa vadede bakanlarını da genel merkez yöneticilerini de kesinlikle değiştirmez.
Değiştirirse büyük siyasi hata yapmış olur.
Gelin şu gerçekleri ortaya koyalım ki ne demek istediğim daha net anlaşılsın:
1 - Bazı bakanların değişmesini isteyenler ve yandaş yazarlara bunu empoze edenler Erdoğan'ın etrafında bakanlık bekleyenler.
2 - Bakan değişikliği her zaman partilerin içinde kıskançlıklara ve küskünlüklere yol açar.
3 - Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan partilerini kurarken en önemli transferleri AKP'den yapacaklardır.
4 - Erdoğan bakanları değiştirirse bakanlıktan alınanlar küskünler, kızgınlar saflarına katılır.
5 - Bakanlık bekleyen ancak bakan olamayanlar çok daha büyük sayıdadırlar ki onlar da küskünler, kızgınlar saflarına katılır.
Gençlik yıllarından bu yana siyasetin içinde olan AKP genel başkanı Erdoğan bütün gücü ile partisinden kopmaları engellemeye çalışırken, Babacan ve Davutoğlu'nun partilerine kaçışı hızlandıracak hatayı yapar mı?
Bence yapmaz.
Bakanlar kurulunda değişiklik bekleyenler umut taşımaya devam etsinler.
Bu değişikliğin bir de AKP'li milletvekilleri boyutu var.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine göre, Erdoğan AKP'den bir milletvekilini bakan yaparsa o kişinin milletvekilliğinden istifa etmesi gerekli.
Bu da AKP'nin meclisteki sandalye sayısının eksilmesi demektir ki zaten MHP desteği ile Meclis'te çoğunluğu sağlamaktadır.
Abdülkadir Selvi başta bakanlar kurulunda değişiklik olacağını ifade eden yazarlara tavsiyem Erdoğan'ın içinde bulunduğu siyasi durumu daha iyi analiz etmeleridir.
Kaldı ki eğer Erdoğan bu yukarıda saydığım gerekçeleri umursamaz ve bakanlar kurulunda değişiklik yaparsa önüne çok önemli sorunlar da çıkacaktır:
- Berat Albayrak'ı görevden alacak mı?
- Berat Albayrak Dışişleri Bakanı mı olacak?
- Mevlüt Çavuşoğlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı mı olacak?
- Ekonomi yönetimine kim atanacak?
Burada gerçekçi bir durum tespiti de yapalım.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yabancı yatırımcılara güven vermediği için Türkiye acil ihtiyacı olan yaklaşık 100 milyar doları bulamıyor.
Çünkü yabancı yatırımcı "cumhurbaşkanı - damat" ilişkisini "güvensiz" hatta "riskli" buluyor.
Erdoğan dirense de ekonomistler IMF'e gitmenin dışında başka bir yol olmadığında görüş birliğindeler ama Erdoğan'ı ikna etmek de kolay olmuyor.
Erdoğan'ın yapacağı en önemli yenilenmenin genel merkez yönetiminde olacağı da iddia ediliyor.
AKP genel merkezindeki yenileme de bakanlar kurulu değişikliği ile ayni sonuçları doğurur yani küskünler, kızgınlar ve hatta istifaları gündeme getirir.
AKP'nin kurultay süreci bitinceye kadar Erdoğan'ın AKP genel merkezin yönetiminde de değişiklik yapacağını sanmıyorum.
Size samimi bir düşüncemi yazayım mı?
AKP'deki çöküşü Erdoğan ne bakan değişikliği ile ne de genel merkez değişikliği ile durduramaz.
Çünkü sorunun odağında Erdoğan ve getirdiği tek adam rejimi vardır.
Can Ataklı'ya kulis katkısı
Değerli gazeteci kardeşim Can Ataklı, "Washington için sarayın iki adamı birden yarışta" başlıklı yazısında yine çarpıcı kulis bilgileri verdi.
Büyükelçi Serdar Kılıç'ın görev süresinin yakında biteceğini ve yerine iki isim olduğunu şöyle yazdı: "Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan."
Can, "Ama her iki ismi duyunca da çok şaşırdım. Çünkü sarayın en güçlü adamı olarak bilinen, Erdoğan adına yetki bile kullanabilen, bakan olmadığı halde bakanlar kurulunun sözcülüğünü yapan İbrahim Kalın, neden bu büyük gücü bıraksın da Washington'a gitmek istesin?" diye soruyor.
İstanbul'da yaşamasına rağmen başkentteki siyasi kulisleri bizden yi takip eden dostum Ataklı'ya ben de karınca kararınca katkı sağlayayım.
Önce şunu vurgulayayım bakanlar da İbrahim Kalın da seçilmiş siyasetçi değil sarayın atanmış memurlarıdır.
Bakanlar Kurulu sözcülüğünün hiçbir önemi kalmamıştır çünkü
İbrahim Kalın'ın "büyük gücüne" gelince sevgili Can bu gücü kalmadı ki.
42 yaşındaki Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun çoktan Kalın'ın tahtını elinden aldı.
Sürekli Erdoğan'ın yanında en ön planda yer alıyor ve bakanlar kurulu açıklaması dışında tüm açıklamaları Altun yapıyor.
Bu durumun İbrahim Kalın'ı çok rahatsız ettiği ve Washington'a büyükelçi olmak istediği söyleniyor.
Sevgili Can, Hakan Fidan'a gelince Erdoğan, "sırdaşım" dediği milletvekili olmak için AKP'ye başvurmasına rağmen istifasını geri aldırdığı MİT Müsteşarını sanırım Washington'a göndermez…
