Barış Pınarı harekâtını durduracaktık ve Başkan Donald Trump Türkiye'ye yönelik yaptırım kararlarını kaldıracaktı. Biz sözümüzde durduk ama Amerika yine aldattı, yine kandırdı, yine sinirlerimizi bozdu…
Amerikan Temsilciler Meclisi önemli hükümler içeren 2 ayrı karar tasarısını kabul etti.
35 yıldır farklı şekillerde gündeme gelen ve 8 Nisan 2019'da hazırlanan tasarı Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde terör unsurlarına karşı başlattığı Barış Pınarı harekâtını durdurmasına rağmen oylandı.
"Ermeni soykırımı" olarak nitelendirilen ilk karar tasarısı, 405 lehte, 11 aleyhte ve 3 çekimser oyla kabul edildi. Senato'dan geçmesi ve ABD Başkanı Donald Trump'ın da onayını alması gerekiyor.
Değerli okurlarım,
Bu Amerika, güya Türkiye ile müttefik.
Başkan Trump'ın yardımcısı Pence, Barış Pınarını durdurmak için apar topar Ankara'ya gelmiş ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yan yana oturtularak Türkiye ile Amerika arasında mutabakat sağlanarak yazılı hale getirilmişti.
Güya Amerika'nın yaptırımları kaldırılacaktı.
Ama terörist müttefiki Amerika'dan yine ihanet geldi.
YAPTIRIM DA KABUL EDİLDİ
Değerli okurlarım,
Türkiye aleyhindeki, "Sözde Ermeni soykırımı" tasarısının ardından Temsilciler Meclisi'ne Türkiye'ye yaptırımlar öngören 2. yasa tasarısı da sunuldu.
403 lehte, 16 aleyhte oyla kabul edilen tasarı da kabul edildi. Bu tasarı da Senato'dan geçtiği takdirde Başkan Trump'ın önüne gidecek.
Temsilciler Meclisi'nden geçen bu tasarısı kapsamında bakın hangi yaptırımlar var:
- Türkiye'nin Suriye'deki operasyonları nedeniyle, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile diğer bağlantılı bakanlara vize verilmemesi ve varlıklarının dondurulması,
- ABD vatandaşı olmasa da Türkiye'ye operasyonlar için hizmet ile teknoloji sağlayan kişilere de vize verilmemesi ve bu kişilerin de varlıklarının dondurulması,
- Halkbank'a finansal yaptırımlar uygulanması,
- Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri satın alması nedeniyle uygulanmak istenen CAATSA (ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası) yaptırımlarının da uygulamaya konulması,
- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ailesinin mal varlıklarının araştırılması isteniyor…
ERDOĞAN VE AİLESİNİN MAL VARLIĞI
Değerli okurlarım,
24 Haziran 2018 tarihinde cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Resmi Gazete'de kesin seçim sonuçları ile birlikte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın mal varlığı da yayınlanmıştı.
Senato ve Başkan Trump, Erdoğan ile ailesinin mal varlıklarının araştırılmasına ilişkin tasarıyı onaylarlarsa Erdoğan'ın resmi olarak ilan edilen mal varlığına kolayca ulaşabilirler.
Resmi Gazete'de, 5 Temmuz 2018'de yayınlanan mal varlığına göre;
- Erdoğan'ın 6 milyon 347 bin 760 lira nakit parası,
- Üsküdar Kısıklı'daki 4 milyon TL'lik konutu,
- Mehmet Gür isimli iş adamına 2 milyon lira borcu,
- 234 bin lira olan Audi A8 marka bir otomobil,
- Rize Güneysu'da 2 bin metrekare arazi var.
Geçen yıl verilen mal varlıklarında eşi Emine Hanım ile 4 çocuğunun mal varlıkları yer almıyor.
Ayrıca Erdoğan ve ailesinin yurt dışında yatırımları var mı yok mu elbette bilmemiz mümkün değil ama 17 yılda mal varlığındaki artış da dikkat çekiyor.
Değerli okurlarım,
Amerika'nın Türkiye'nin müttefiki olmadığı gibi stratejik ortak da olmadığını defalarca yazdım.
Temsilciler Meclisi'nin Türkiye karşıtı mesaisi hükümet tarafından sert tepkisiyle karşılandı.
Şimdi gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan'da…
13 Kasım'da Amerika'ya Trump ile görüşmeye gidecek mi gitmeyecek mi?
18 Ekim'de Trump'ın küstah mektubu gelince özetle şöyle yazmıştım:
Bu mektubu "çöpe atmak" Büyük Türk Milletinin onuruna hakarettir…
Bu mektuba yanıt;
- Amerika'nın Büyükelçisini "istenmeyen adam" ilan etmekle,
- Daha ağır bir şekilde yazılı yanıt vermekle,
- Dün Türkiye'ye gelen Başkan Trump'ın Yardımcısı Pence ile görüşmemekle,
- Erdoğan'ın 13 Kasım'da Amerika'da Trump ile yapacağı görüşmeye gitmemekle verilmelidir…
Değerli okurlarım,
Erdoğan grup toplantısının ardından gazetecilere yaptığı değerlendirmede ise 13 Kasım'da yapılması planlanan ABD ziyaretiyle ilgili olarak "Henüz kararımı vermedim" dedi.
