Erdoğan açıkladı: Millet şikâyetçi
AKP'de 2019 temizliği için Genel Başkan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kolları sıvadı.
Milletvekilleri ve belediye başkanlarının, yüzde 60'ı değiştirilerek metal yorgunluğu giderilmeye çalışılacak.
Bu temizlik de bugünden sancılar yaratmaya başladı.
Önce en çok merak edilen AKP'liden başlayalım.
Abdullah Gül'ün durumu ortada ya Cumhurbaşkanı adayı olup AKP'den kopacak ya da 11. Cumhurbaşkanı olarak evinde oturup Erdoğan sonrası için alternatif olmayı bekleyecek.
Metin Metiner, Şamil Tayyar, Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu, Burhan Kuzu başta olmak üzere AKP kulislerinde 94 milletvekilinin 2019'da aday gösterilmeyeceği konuşuluyor.
Onlar artık AKP'nin aktif siyaset hayatında milletvekili olamayacaklar.
Ayrıca AKP'de 3 dönem milletvekilliği ya da belediye başkanlığı yapanlar için ara verme zorunluluğu uygulanacak.
Belediye başkanları arasında en az 100'den fazla ismin bu şarta takıldığı belirtiliyor.
Bölgesinde 'sevilen' başkanlara veya milletvekillerine ise 3 dönem şartı Genel Merkez tarafından hazırlanan raporlara göre işletilmeyecek.
Ancak son sözü Erdoğan'ın söyleyeceği ifade ediliyor.
Erdoğan'ın partide yenilenme kararı seçmen tabanında AKP'den Saadet Partisi'ne geçişe yol açabilir.
Millet şikâyetçi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu süreçte bürokratların da bizim hızımıza ayak uydurması gerekiyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hafta sonu AK Parti il kongreleri nedeniyle bulunduğu Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon'da teşkilatlara 'bürokratik oligarşi' konusunda uyarılar yaptı.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) ve Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) yoluyla bürokratlarla ilgili yoğun şikâyet aldıklarını açıkladı.
2017 yılında BİMER'e 2 milyon şikâyet başvurusu yapıldı ancak CİMER'e yapılan şikâyetlere ilişkin istatistikler ise cumhurbaşkanlığı tarafından açıklanmıyor.
Erdoğan milletin ağladığını şu sözleriyle teyit etti:
"Bürokrasiyle ilgili özellikle vatandaşı bire bir ilgilendiren konularda CİMER ve BİMER'e yoğun şikâyetler geliyor. Bunların hepsini yakından takip ediyorum."
Mühre ne gerek var?
"Sınırlı sorumlu" kooperatiflerimiz vardı bir zamanlar.
Günümüzde ise "sınırsız sorumsuz" bir seçim dönemi var kapımızda.
Şu mühürsüz oy zarfı ya da pusulası konusu yasa Meclis'ten saatler içinde çıkartılıp, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da jet hızıyla onaylanınca muhalefet eleştiriler yöneltti.
Ben farklı bir açıdan bakıyorum.
Madem mühür şart değil neden tüm oy pusulalarına ve tüm zarflara mühür basılacak ki?
Paramızda olan ve kalpazanlar tarafından da kolaylıkla yapılan filigranlar oy pusulalarının güvenliğini sağlıyormuş.
Tamam, o zaman tüm oy pusulaları ve tüm zarflar mühürsüz olsun ki seçimlerde hile yapılması tamamen kolaylaşsın.
Hatta sandıklarda siyasi partilerin temsilcilerine de gerek yok. Sadece bir devlet memuru olsun yeter.
Devletin memuruna güvenmiyor musunuz?
Gezer oy sandıklarını "seçim hizmetini vatandaşın ayağına götürme" diye algılamamız ve yaygınlaştırılmasını sağlamamız lazım.
Mühür, memur ve gezici sandık projesinden ortaya çıkan sonuç da şudur: AKP kafaya koydu, 2019'da ne yapıp ne edip 3 seçimi öyle ya da böyle kazanmak istiyor.
Sınırsız sorumsuz YSK mı seçim güvenliğini sağlayacak? Güldürmeyin beni...