Erbakan hoca ne derdi?...
HSYK’da deprem...
Savcılarda deprem...
Emniyette deprem...
TRT’de deprem...
TİB’de deprem...
BDDK’da deprem...
Akşam yatıyoruz görevden alma operasyonları, sabah kalkıyoruz yeni görevden almalar ve yer değiştirme operasyonları..
Son dakika! “Falanca yerde deprem, şu kadar kişi şuraya gitti, onların yerine bunlar geldi” diye devamlı bağırmaktan, alt yazı geçmekten yalama oldu haber kanalları.
Sabah erken kalkar hatun kahvaltı hazırlamak için. Alışkanlık, kahvaltıyı hazırlarken haber kanallarını dinler, her sabah “Falanca yerde yine deprem olmuş. Şu kadar kişi görevden alınmış. Gazetecisin atlama, uyan” diye mutfaktan bağırmaktan bitap düştü kadıncağız..
Deprem manyağı olduk!..
Meğerse ne kadar çürükmüş devlet yapıları..
Çimentodan demirden çok çalmış TOKİ müteahhitleri!..
Allah esirgesin, günün birinde memleketimizin bir köşesinde hakiki deprem olsa, dönüp de bakmayacağız “Yine emniyetten 50-60 kişi sürgüne gönderilmiştir herhalde” diye..
Akşam göreve getirdikleri adamları ertesi gün görevden alıyorlar. Bir furya daha; yenilerini getiriyorlar. Bir sonraki gün, “olmadı” deyip, onları da sepetleyip yerlerine daha yenilerini oturtuyorlar. Dönme dolaba çevirdiler bürokrasiyi..
Dün karşısında titrediğiniz istihbarat şube müdürünü ertesi gün mahalle karakolunda çay servisi yaparken, yanağından makas alınırken görebiliyorsunuz.
Gece çorbacının önünde ekip otosunda çorba içerken rastladığınız “devre” ertesi gün organizede karşınızda şube müdürü olarak dikiliveriyor..
Kimin eli kimin cebinde belli değil..
Başkentte bürokrasi koridorlarında gezdiğinizde duyduklarınız yüzünden küçük dilinizi yutacak hale geliyorsunuz.
En çarpıcısı, Erdoğan diktatoryasının yeni fişleme yöntemi hakkında;
Gönderilenlerin yerine getirilip tekrar gönderilenler diyor ki;
“Başbakanın adamları fişlemelerde o kadar titiz hale geldiler ki; en ufak riski bile analiz etmeden geçmiyorlar. Göreve getirilmesi düşünülen bir isim eğer namaz kılıyorsa bilgi notuna (namaz kılıyor cemaate yakın olabilir) diye yazılıyor.”
Aynen ANAP iktidarı gibi AKP iktidarı.. Cuma namazı çıkışlarında AKP büyüklerinin gittiği camilerde bağırılırdı “Ey cemaat ..... genel müdür yardımcısının ayakkabıları kayboldu. Bulan olursa getirsin” diye..
Ne günlere geldik..
Müslümanlar Müslümanları en yakından(!) takip eder hale geldi.
Ne uğruna?
Makam, mevki, koltuk ve istikbal...
Savaşta kazanacak tarafın yanında olup “Durmak yok yola devam” uğruna..
Ne diyor, Başbakan Recep Erdoğan?
“Müslüman Müslümana tuzak kurmaz. Bırakın Müslümanı, başka insanlara da tuzak kuramaz.”
Sırtından hançerlenip ev hapsinde dünyaya gözlerini kapatan merhum Necmettin Erbakan hayatta olup bu sözleri duysaydı acaba ne cevap verirdi?...