Enflasyonu devlet yaratıyor
Ağustos ayında aylık TÜFE oranı yüzde 0.86 ve yıllık TÜFE oranı 15.01 oldu. Aylık Yİ-ÜFE oranı yüzde 0.59 ve yıllık Yİ- ÜFE oranı 13.45 oldu.
Ağustos enflasyonu geçen yılın aynı ayına göre ve bu yılın bir ay öncesine göre düştü. Eylül ayında da düşecek… Çünkü geçen sene kurlarda yaşanan şok artış, Eylül ayında aylık TÜFE' nin yüzde 6.30 ve aylık Yİ-ÜFE' nin de 10.88'e çıkmasına yol açmıştı. Bu sene eğer kurlarda yeni bir şok artış yaşamazsak Eylül enflasyonu daha düşük çıkar ve TÜFE' yüzde 15'in altına geriler.
Çekirdek enflasyonun da yüzde 13.60'a gerilemesi enflasyonun düşeceğini gösteriyor. Çekirdek enflasyon gerçek enflasyonu, yani arızi şoklardan kaynaklanan etkileri, mevsimsel etkileri, enerji fiyatları gibi elimizde olmayan fiyat etkilerini, piyasada oluşmayan kamu fiyatlarının etkisini çıkardıktan sonra kalan enflasyonu gösteriyor.
Ağustos enflasyon göstergeleri içinde 12 aylık ortalama enflasyon yüzde 19.62 oldu. Bu veri önemlidir . Çünkü kira artışları artık 12 aylık ortalama enflasyona göre yapılıyor.
18 Ocak 2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan kanun değişikliği ile kira sözleşmesi yenilemesinde en fazla yapılabilecek zam oranı "TÜFE 12 aylık ortalama" olarak değiştirildi. Ev sahibi ve kiracı kendi aralarında daha düşük kira artışı tespit edebilirler.
Enflasyonla mücadele için ekonomik istikrarı doğru değerlendirmek gerekir. Doğrusu yüzde bir veya yüzde iki dolayında bir enflasyondur. Bu kadarı ekonominin canlı kalmasını sağlar. Çin'de enflasyon yüzde 2 ile yüzde 3 arasında değişiyor.
Türkiye yüzde 10 dolayında kronik enflasyon yaşıyor. Kur şoku nedeniyle artan enflasyonun düşmesindan daha önemlisi bu kronik enflasyonu çözmektir.
Söz gelimi, normal kilosundan 20 kilo daha fazla kilosu olan bir insan düşünelim. Son hafta fazla yemekten dolayı iki kilo daha alırsa, bu iki kiloyu vermesi kolaydır. Ancak yerleşen fazla 20 kiloyu aynı kolaylıkla veremez. Verdiği bu iki kilo ile de işi çözdüm diyemez.
Türkiye de 2014 yılında, İMF'nin acı reçeteleri ile enflasyon yüzde 9'a gerilemişti. Son on beş yıldır yüzde 10 seviyesinde devam ediyor. Acı reçetelerle toplam talep kısılmıştı. Şimdi talepte yok. Ama kronik enflasyon devam ediyor. Demek ki nedeni yapısal sorunlardır.
AĞUSTOS 2018 VE 2019 ENFLASYON ORANLARI | ||
TÜFE | 2018 | 2019 |
Aylık (Haziran) | 2,30 | 0,86 |
Yıllık | 17,90 | 15,01 |
12 Aylık Ortalama | 12,61 | 19,62 |
Çekirdek (C) | 17,22 | 13,60 |
Gıda | 19,75 | 17,22 |
ÜFE | ||
Aylık (Haziran) | 6,60 | 0,59 |
Yıllık | 32,13 | 13,45 |
12 Aylık Ortalama | 18,78 | 30,51 |
İmalat | 33,29 | 10,59 |
Ara Malı | 39,16 | 9,30 |
Enerji | 42,23 | 24,13 |
Enflasyonu çözmesi gereken devlet, tersine enflasyon yaratıyor.
Bu gün devlete bir yatırım için başvuru yaparsanız, en az iki sene beklersiniz. Örnekleri bende var. Bu şartlarda yatırımın maliyeti artacaktır. Artan maliyetler de piyasada oligopol yapı olduğu için enflasyona yansıyacaktır. Demek ki , bürokrasiyi azaltmak ve kamu hizmetlerinin etkinliğini artırmak için devlette yetki ve sorumlukları iyi tespit etmek ve merkezi ve yerel yönetimler arasında iş bölümünü doğru planlamak zorundayız. Devlette liyakata göre çalışma düzeni kurmalıyız. Özetle devleti yeniden kurumsallaştırmak gerekir.
Dahası piyasada oligopol yapıları kaldırmamız gerekir. Kamu tekellerini özelleştirme yoluyla piyasa tekeli haline getirmişsek, piyasada oligopol yapıları çözemeyiz.
Üretim maliyetlerini düşürmek için devlet altyapı yatırımı yapmalıdır. Kamu-özel işbirliği diye özel sektöre yol yaptırmak, altyapı yatırımı değildir. Edirne'den İzmir'e bir TIR 1000 liradan fazla yol parası ödüyor. Yüksek ulaştırma maliyetini fiyatına yansıtmayan üretici iflas eder. Yansıttığı zamanda perakende fiyatlar artar.