Enflasyonda kim hülle yapıyor?
Şubat ayı enflasyon rakamları açıklandı. Ancak İstanbul için, İstanbul Ticaret Odası(İTO) ve Türkiye İstatistik Enstitüsü Kurumu (TÜİK) çok farklı enflasyon açıkladılar. İTO perakende fiyatlar Şubat enflasyonunu yüzde 1.29 olarak açıklarken, TÜİK, TÜFE oranını sıfıra yakın, on binde 2 olarak açıkladı.
1) Enflasyon zaten istikrarsızlık demektir. Yatırım, üretim ve tüketim kararlarını etkiler. Ancak bir şehir için birbirinden çok farklı olan iki enflasyon rakamı olursa, bu istikrarsızlığı da geçen bir sorun haline gelir. Belirsizliği artırır. Belirsizlik olursa, yerli ve yabancı sermaye yatırım yapmaz. Kaldı ki fizibilite hesapları da yapılmaz. (Aşağıdaki tablo.)
Dahası, bu iki kuruluştan birisi yanlış yapıyor... Biri devletin resmi kurumu, diğeri de yarı kamusal bir kuruluş. Biri milletin vergisi ile iş yapıyor, diğeri ticaret erbabının verdiği aidat ve harçlarla iş yapıyor. İki kurum arasındaki fahiş fark, kurumlara olan güveni zedeliyor.
2) Şubattan şubata yıllık enflasyon gıdada biraz daha yüksek yüzde 8.83 oldu. Gıda fiyatlarının, TÜFE sepeti içindeki payı dörtte bir dolayında ve fakat, fakir-fukaranın harcamalarının en az yarısını oluşturuyor. Bu nedenle enflasyon düşük gelir gruplarını, çalışanı daha çok etkiliyor.(Aşağıdaki grafik.)
3) Maalesef, 2004 yılından beri, enflasyon yüzde10'un altında ve üstünde seyrediyor. 2006 yılından beri Merkez Bankası enflasyon hedefini tutturamadı. Bu düzeyde kronikleşmiş enflasyon, tasarruf-tüketim dengesini, tasarruf-yatırım dengesini ve piyasa düzenini bozuyor ve kırılganlığı artırıyor.
4) Şubat ayında ve şubattan şubata yıllık olarak, üretici fiyatları(Yİ-ÜFE), TÜFE'den daha düşük çıkıyor. ÜFE maliyet artışını gösterir. Daha düşük olduğuna göre önümüzdeki aylarda, perakende fiyatlara olumlu yansıması, yani TÜFE'nin de düşmesi gerekir.
Ne var ki bu durum rekabet şartlarının çalışması halinde mümkündür. Türkiye'de piyasada kartelleşme var. Maliyetler düşse de vitrindeki fiyatlara yansımıyor.
5) Hükümet ve Merkez Bankası, her zaman bir bahane yaratıyor. Enflasyon suçlusu olarak, bir zamanlar petrol fiyatları vardı, bir zamanlar kur artışı ve gıda fiyatlarında artış vardı.
Gerçekte ise bu bahanelerin yer almadığı çekirdek enflasyon genel olarak daha yüksek çıkıyor. Şubat ayında da çekirdek enflasyonu daha yüksek, yüzde 9.72 oldu. Çekirdek enflasyonun daha yüksek çıkması, enflasyonun yapısal özellik kazandığını gösteriyor. Yapısal enflasyon da para politikası ile çözülmez.
Sonuç: Enflasyon bundan sonra da çözülmez. Zira siyasi iktidarın başkanlıktan başka gözü dünyayı görmüyor. Önlem alınmazsa elbette enflasyon da devam eder.