Enflasyon ücret dengesini bozdu
Merkez Bankası Nisan ayı enflasyon verilerini değerlendiren raporunu açıkladı.
* Çekirdek enflasyonda yavaşlama var,
* İşlenmemiş gıda fiyatları TÜFE'nin yüksek çıkmasına neden oluyor,
* Hizmetlerde TÜFE yatay seyrediyor,
* Yİ-ÜFE, Maliyet artışı enflasyonu zorluyor.
Nisanda gıda enflasyonu yüzde 31.86 ve fakat gıda içinde yer alan taze sebze ve meyve fiyatlarında artış yüzde 73.66 oldu.
Yİ-ÜFE yüzde 29.69 ve fakat Elektrik gaz üretimi ve dağıtımı 57.87 oldu. Nedeni enerji fiyatları ve yanlış özelleştirmedir. Normalde üretimim teşviki için sanayide kullanılan ve halkın refahı için konutta kullanılan elektrik ve gazın sübvansiyonlu olması gerekir.
Aslında enflasyonun nedenlerini ve para ve faiz konusunda kararlarını açıklamak Merkez Bankasının görevidir ve fakat enflasyona kalıcı çözüm bulmak Hükümetin görevidir. Enflasyona çözüm ise ancak orta ve uzun vade gerçekleşir. Bu süreçte enflasyonun ekonomik ve sosyal tahribatına da çözümler getirmek gerekir.
Bozulan dengelerin başında maaş ve ücretler de erozyon gelmektedir.
TÜFE sepeti içinde gıda'nın payı yüzde 23.3 'tür. Oysaki düşük gelir gruplarında bu pay daha yüksektir. Yine düşük gelir guruplarında eğlence ve kültürün payı sıfıra yakındır. Aynı paralelde ortalama olarak TÜFE sepetinde yüzde 7.86 olarak görünen lokanta ve otellerin payı da, düşük gelir guruplarının harcama sepeti içinde daha düşüktür. Zaten TÜİK'te 2017 de düşük gelir grupları gelirlerinin yüzde 28.6'sını gıdaya ayırdığını açıklamıştı.
Kaldı ki TÜİK'in açıkladığı bu oran bile çok düşüktür. Aynı TÜİK 2019 Ocak ayında 4 kişilik bir ailenin sağlıklı beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı, yani açlık sınırını 2 bin 8 TL olarak açıklamıştı. Yani asgari ücretin yüzde 100'ü kadar.
Bu şartlar altında kaba bir hesapla, işçi ve memurun enflasyonu gıda fiyatlarından dolayı 2 puan daha yüksek çıkıyor. Dahası enflasyon farklarının da 6 ay sonra ödenmesi nedeniyle çalışanların geç ödenen bu farklarından dolayı maaş ve ücretleri eriyor. Sonuçta kayıp daha da artıyor.
Bu sorun yıllardır devam ediyor. Memur ve işçi enflasyondan daha fazla zarar görüyor.
Bir toplumda her kesim enflasyondan farklı etkilenir. Bu nedenle TÜİK'in harcama sepeti içinde yer alan ve her bir harcama kalemine verilecek ağırlıkların, ev halkının bütçesi içindeki yerini (oranını) doğru temsil etmesi gerekir. Doğrusu maaş ve ücretlere TÜFE oranı uygulamak yerine ücretliler geçinme endeksi uygulamaktır.
Ücretliler geçinme endeksi ; çalışan ailelerin geçinmesi için harcama sepetinde yer alan mal ve hizmetlerin ağırlığına göre hesaplanan bir endekstir.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksi yapmaktadır. Ancak bu endeks ücretliler için değil , genel olarak yapılan bir endekstir. Dahası yalnız İstanbul İçin yapılmakta, tekniği eskimiş ve baz yılı çok geride kalmıştır. Ben İTO'nun bu endeksi yapmasını gereksiz bir harcama kapısı olarak görüyorum.
TÜİK' Yİ-ÜFE ve TÜFE yanında ayrıca ''Ücretliler geçinme endeksi'' yapmalıdır. Maaş ve ücret artışları bu endekse göre yapılmalıdır.