Enflasyon riski arttı

Ekim ayı tüketici fiyatları endeksi (TÜFE), 9 yılın rekorunu kırdı. Aylık enflasyon oranı yüzde 3.27 oldu. Bu demektir ki, bizdeki bir aylık enflasyon oranı, gelişmiş ülkeler dünya ortalaması olarak bir yıllık enflasyon oranından daha yüksek çıktı. IMF tahminine göre 2011 yılında dünyada gelişmiş ülkeler enflasyon ortalaması yüzde 2.6’dır.
Ekim ayı enflasyonun oranları mevsimlik etkilerden dolayı yüksek çıkmaktadır. Örneğin, geçen sene Ekim ayında TÜFE oranı 1.83 ve önceki sene, 2.41 olmuştur. Bu sene bu mevsimlik etki yanında ayrıca döviz kurlarının artması ve maliyetlerin tüketici fiyatlarına yansıması da Ekim ayı enflasyonunun yüksek çıkmasına neden olmuştur.
Döviz kurlarındaki artış, Ağustos-Eylül-Ekim aylarında sanayi üretiminde maliyetleri artırmıştır. Bu nedenle Ağustos-Eylül-Ekim aylarında üretici fiyatları (ÜFE) daha yüksek oranda artmıştır. Bu artış, Ağustosta 1.76, Eylül’de 1.55, Ekim’de 1.60 oranındadır.
Türkiye’de üretim yapısı ithal girdi mallarına bağımlı bir yapı kazanmıştır. Söz gelimi sanayi üretiminde hammadde ve aramalı olarak ithal girdi oranı yüzde 70’tir. Bu nedenle döviz kurlarında artış, doğrudan sanayi mallarının maliyetini artırmaktadır... Son üç aydan beri, döviz kurları artınca ithal girdi fiyatları da artmıştır. Bu fiyatlar da üretime yansımıştır.
Üretim maliyetlerindeki bu artışlar, gecikmeli olarak Ekim ayında perakende fiyatlara yani TÜFE’ye yansımıştır. Aslında Türkiye’de talep yapısı uygun olsun veya olmasın, üretim maliyetlerindeki artışlar, tüketim fiyatlarına yansımaktadır. Bunun nedeni başta imalat sanayii olmak üzere, üretimde oligopolleşme oranı yüksektir. Bu sebeple firmaların çoğu, maliyet artışlarını olduğu gibi tüketicilere yansıtabiliyorlar.
Ekim ayında fiyatı en çok artan maddeler şunlardır: Alkollü içecekler ve tütün yüzde 14.11, giyim ve ayakkabı yüzde 7.99, gıda ve alkolsüz içecekler yüzde 4.04 . Özellikle gıda fiyatlarındaki artışın ortalama enflasyondan daha yüksek çıkması, Ekim ayında mutfak enflasyonunun daha yüksek olması demektir...
Öte yandan, ister kur artışından olsun, isterse başka bir nedenle olsun, herhangi bir ayda, geçici nedenlerle fiyatlar genel düzeyinin artması enflasyon değildir. Enflasyon olması için, fiyat artışlarının bir süreç haline gelmesi ve makul bir seviyenin üstünde olması gerekir.
Türkiye’de rekabet şartları uygun olmadığı için, ekonomik istikrar olmadığı için, risk yüksek olduğu için ve siyasi iktidar günübirlik politikalar uyguladığı için, enflasyonu kalıcı olarak düşük tutmak mümkün olmuyor. Psikolojik faktörler de aynı sonucu doğurmada etkili oluyor.
Türkiye, yıllardır zikzaklı bir enflasyon yaşıyor. O kadar ki, bu gün Ekim ayı ÜFE oranı, 7 yıl önceki ÜFE oranından daha yüksektir. Ayrıca aynı yıllar içinde enflasyon oranı aylara göre aşırı oynaktır. Sözgelimi bu sene Nisan ayında 4.26 olan yıllık TÜFE oranı, Ekim ayında 7.66 olmuştur.
Anlaşılan Merkez Bankasının 2011 enflasyon hedefi yine tutmayacak. Merkez Bankası orta vadeli planda zaten revize edilen yüzde 7.1 enflasyon oranını yüzde 8.3 yükseltti. 2010 yılı Kasım enflasyonu sıfıra yakın, yüzde 0.03 olmuştu. Aralık ayında ise yüzde 0.30 oranında düşmüştü. Bu sene kur etkisi devam edecektir. Bu düşük rakamların yerine Kasım-Aralık aylık enflasyon daha yüksek olacaktır. 2011 yıllık enflasyon oranı da yüzde 9’dan daha yüksek olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları