Enflasyon neden bitmiyor?

Coğunlukla yaz ayları enflasyon eksi çıkar. Söz gelimi üretici fiyatları (ÜFE) 2009’dan beri son dört yıldır eksi çıkıyordu, yalnızca bu sene 0.99 oldu. Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE ) de, son üç yıldır eksi çıkıyordu, bu sene 0.31 oldu.
Halkın satın alma gücünü TÜFE etkiler. Geçen sene Temmuz ayında yüzde 9.07 olan TÜFE oranı bu sene de değişmedi yüzde 8.88 oldu.

Temmuz ayında ÜFE oranı, TÜFE oranından daha yüksek çıktı. TÜFE’nin daha düşük çıkması, toplam talebin düşük olduğunu ifade eder. ÜFE’nin yüksek çıkması maliyet artışlarının olduğunu ifade eder. Temmuzda da kur artışı ithal ara malı ve hammadde fiyatlarını artırdığı için üretim maliyetleri arttı. Bu maliyet artışı teorik olarak talep yapısı uygun olursa, ileriki aylarda perakende fiyatlara da yansır ve TÜFE de önümüzdeki aylar daha yüksek çıkar. Ne var ki Türkiye’de piyasada oligopol yapılar olduğu için, talep olmasa da artan maliyetler vitrindeki fiyatlara yansıyor.
Aslında maliyet artışları belirli bir süre, diyelim ki birkaç ay, fiyatlara yansır... Ondan sonra fiyatlar bu düzeyde sabit kalır. Yani fiyat artışları olmaz. Başka bir ifade ile fiyatlar genel seviyesi bir defa artar ve bu noktada istikrar bulur. Ancak fiyat artışları devam ediyorsa, bunun nedeni enflasyon ortamı olmasından ileri gelmektedir. Bu anlamda Türkiye’deki enflasyonu, petrole, kura, yahut da sivri bibere bağlamak yanlıştır. Türkiye’de yapısal sorunlar enflasyona kronik yapı kazandırdı. Çözüm de yasal altyapı, kamu hizmetlerinde etkinlik, üretkenliğin artması gibi yapısal çözümlerden geçer.
Yine siyasi sorunlar ve toplumdaki gerginlik de kırılganlığı artırıyor, istikrarı bozuyor ve fiyatlara yansıyor
Dünyada enflasyonist dönem sona erdi. Buna rağmen de gelişmiş ve bizim gibi milli geliri yüksek, gelişmekte olan ülkeler içinde en yüksek enflasyonu yine biz yaşıyoruz.
Merkez Bankası 2013 yılı III. Enflasyon Raporu’na göre, bazı ülkelerde temmuz ayında bir yıllık enflasyon oranı aşağıdaki gibidir.

Sektörlere göre Temmuz ayında üretici fiyatları endeksi en fazla kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünlerinde ve yüzde 5.76 oranında arttı. Bu sektörler üretimde girdi olan sektörlerdir. Belli ki önümüzdeki aylar bu artışlar maliyetleri de artıracak ve perakendeye de yansıyacaktır. Bu tür maliyet artışların para politikası yoluyla önlenmesi, kendinden daha büyük zararlar ortaya çıkarır.
Bu gibi maliyet artışlarının enflasyonu bir süreç haline getirmesini ancak devlet önler. Bunun için yapısal sorunları çözecek ve arızi maliyet artışlarını, fiyat kontrolü, vergi teşviki ve indirimi veya sübvansiyon gibi yollarla önleyecektir. Bu tür istikrar önlemleri piyasa ekonomisine aykırı değildir.
Öte yandan bu sene enflasyon hedefi de tutmaz. Çünkü Ocak-Temmuz yılının ilk yedi ayında TÜFE oranı 4.32 çıktı. Oysa ki geçen sene aynı yedi ayda bu oran 1.71 olmuştu. Eğer bundan sonra kalan 5 ayda geçen seneki gibi aylık enflasyon oranları yüksek çıkarsa, 2013 yıllık TÜFE oranı yüzde onu geçer.

Yazarın Diğer Yazıları