Enflasyon cebinizden çalmasın...
Enflasyon, farkına varmadan cebimizdeki parayı eritir veya farkına varmadan başkasına aktarır. Paranın bir nominal değeri var.. Yani paranın üstünde yazan değeri... Bir de satın alma gücü olarak değeri var. Bir yıl önce 11 lira ile beheri bir liradan 11 yumurta aldığınızı düşünelim. Bir yıl sonra enflasyon oranı yüzde 10 olduysa ve yumurtanın fiyatı da aynı oranda yani bir liradan1 lira 10 kuruşa çıktıysa, bu defa aynı 11 lira ile bir eksik yani 10 yumurta alabilirsiniz. Sonuçta cebinizde taşıdığınız 11 liranızın satın alma gücü de enflasyon kadar azalmış oldu.
Eğer parayı bankaya mevduat olarak yatırıp veya devlet iç borçlanma kağıtlarına yatırıp da yüzde 11 net faiz alırsanız, bu defa paranızın satın alma gücünü muhafaza edersiniz... Eğer aldığınız net faiz yüzde 10’un altında kalırsa bu defa bu fark kadar satın alma gücünüz düşer.
Paranızın erimesini önlemek için enflasyon ve faiz gibi getirileri karşılaştırmak gerekir. Reel getiri ve reel faizleri hesap etmeniz gerekir.
Reel faiz, nominal faizin, enflasyonun etkisinden arındırılması sonucu çıkan faiz oranıdır. Reel faiz hesabı şöyle yapılır:
Reel faiz = (1+ nominal faiz / 1+ enflasyon oranı) -1 X100.
Söz gelimi Türkiye İstatistik Enstitüsü (TÜİK), Şubat’tan Şubat’a son bir yıllık mevduat brüt nominal faizini yüzde 5.75, TÜFE oranını yüzde 7.89 ve reel faiz getiri oranını da yüzde -1.98 olarak açıkladı. Sonucu reel faiz hesabı formülünden hesaplarsak ,
Reel faiz= (1+0.575/ 1+0.789 ) -1 x 100 = -1.98 çıkar.
Yüzde -1.98 mevduata verilen brüt reel faizdir. Bir de vadesine göre değişmek üzere nominal faiz üstünden alınan gelir vergisi stopajı ve bu stopaj üzerinden alınan yüzde 5 oranında BSMV var. Bir yıllık mevduata uygulanan toplam vergi oranı yüzde 12.6’dır. Bu demektir ki 2003 şubatında bankaya mevduat yatıranın 2014 şubatında eline geçen brüt reel faiz yüzde -1.98, net reel faiz ise yüzde -2.26 oldu. Yani bankaya yüz lira mevduat yatıranın, bu 100 lirasının satın alma gücü bir yıl sonra 97 lira 74 kuruşa geriledi. Mevduat faizinin bir kısmı eksi faiz olarak bankaya transfer edildi. Bir kısmı da vergiye gitti.
Yine TÜİK, BİST 100 endeksinin Şubat’tan Şubat’a son bir yıllık nominal getirisinin yüzde -18.9 olduğunu ve reel getirisinin ise yüzde -24.83 olduğunu açıkladı. BİST 100 endeksine göre ortaya çıkan reel kaybı da aynı şekilde hesap edebiliriz.
Reel getiri = (1-0.189 )/ 1+ 0.789 )-1 x100 = -24.83 çıkar.
Şubat ayında Yurt İçi Üretici Fiyatları endeksi yıllık olarak yüzde 12.40 oranında arttı. Bunun temel nedeni kur artışlarıdır. Kur artışı üretimde kullanılan ithal ara malı ve ham madde fiyatlarını artırdı. Bu artış üretim maliyetlerini artırdı. Genel olarak bir firma artan maliyetlerini piyasada talep uygunsa perakende fiyatlara yansıtır. Yansıtamazsa zarar eder. Türkiye’de talep olmasa da firmalar maliyetlerini perakende fiyatlara yansıtıyor. Çünkü piyasada oligopol yapılar var. Kartelleşme var.
Yani, bu şartlarda 2014 yılında TÜFE oranı yüzde onun üstüne çıkar... Yüzde 11 dolayında tahmin ediyorum. Parasını bankaya mevduat olarak yatıran, bu yüzde 11 üstüne vergi kesintilerini de ilave ederek, mevduatına en az yüzde 11.5’ten faiz almalıdır. Yüzde 11.5 oranında faiz parasının satın alma gücünü ancak başa baş koruyacaktır.
Sonuç olarak enflasyon bazılarından alıp, bazılarına veriyor. Bu sorun ancak bilinçli hükümetler tarafından kontrol altında tutulabilir.