Emriniz olur! Şeyh Said başımızın tacı!

Kemalizm tartışmaları zaman zaman alevlenir.

Hüda Parlıların dört cepheden asıl Mustafa Kemal Atatürk’ü kastederek “Kemalizm”e yüklenmeleri iktidar cephesinin ziyadesiyle memnun etmiş olmalı ki, bir söz etmediler.

Herhâlde, Saray Başdanışmanı Mehmet Uçum’un yerinde müdahalesini yeterli görmüşlerdir! Yalnız Mehmet Uçum Millî Görüş çizgisinden gelmiyor, tamamen ayrı bir dünyadan. Yalnız burada millî meselede hassasiyetin ortaya koyuyor.

Geçmişte Ak Parti’nin İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu "Sizi Türk'ten kurtardık!" demişti:

AK Parti iktidara gelmeden önce, bugünkü ile kıyas edilmeyecek şekilde yoksul, antidemokratik, uluslararası alanda silik ve esamesi okunmayan bir Türkiye vardı. Hepimiz Türk'tük. Etnik farklılıkları bahane ederek farklı isteklerde bulunmak yasaktı. Mesela, Kürt'sen 'Kürt' demek yasaktı. Dindarsan dini, vesayetçilerin istediği kadar yaşayabilirdin. Solcu isen sana münasip görüldüğü kadar solculuk yapacak, zararlı düşüncelerden uzak duracaktın.” (26 Ocak 2013)

Ak Parti milletvekili Tülay Babuşcu da “600 yıllık imparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi.” sözünü etmişti. (16 Ocak 2015)

Türk’e tavır 16 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden önce doruktaydı. Biliyorsunuz Türk Adını Silme Planı” başlığıyla seri yazı yazdık. Kitap olarak da çıktı ve her tarafa ulaştı.

ABD/Fethullahçı darbesi teşebbüsünden sonra hükûmet kanadında “Türk” adı o kadar çok geçti ki, biz de bu defa “Türk’e Dönüş” serisini kaleme aldık.

Bu ayrıntılara girmeyeceğim.

***

Hatırlayalım... Hüda Parlılar Kemalizm üzerinden “Türk”e nasıl hücuma geçmişti?

Adı Zekeriya soyadı Yapıcıoğlu... Ak Parti’nin el tutmasıyla dört milletvekilini TBMM’ye sokan Hüda Par’ın genel başkanı. Ne zaman konuşsa akıl almaz sözler ediyor. En son bir televizyon kanalına konuştu. En ağır sözlerini partisinin sitesi X’te veriyor:

“Jakoben, tepeden inmeci, dayatmacı, reddedici, asimilasyoncu, tenkili açıkça savunan, katliamları haklı göstermeye çalışan bir zihniyeti eleştiriyoruz.”

Zekeriya! -cı, cu’lu sıralamalarını tek tek açıklamalısın! Neler bunlar?

Türkiye Cumhuriyeti’ne doğrudan savaş açma ilânıdır bu -cı, -cular...

İktidardan hâlâ ses yok.

Bu kadar -cı, -culardan sonra kendisi nasıl TBMM’ye gelmiş acaba?

HÜDA -PAR Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir’in sözlerini bir daha verelim:

“Bu durum ve Türkiye'deki geçen 100 yıllık süreç ortaya koymuştur ki Kemalizm illeti bu memleketten çıkartılmadığı müddetçe ya da toplum bundan kurtarılmadığı müddetçe bizim birlik ve beraberliği muhafaza etmemiz imkânsızdır. Ne zaman biz bunu yaptık, eskisi gibi Müslümanca kardeş olduk o zaman biz bütün bu sorunlarımızın üstesinden geleceğiz.”

Normalde bu sözler dava konusudur.

“Kemalizm illeti” içine bütün “cumhuriyet” konuyor.

Hiçbir dönem dört dörtlük değildir. Şu gerçek ki; M. Kemal İstiklâl Savaşı’nı başlatmıştır. Ve şu gerçek ki; M. Kemal ne yaptıysa -her zaman yazarım- Osmanlı döneminde tartışılan meselelerdir.

İstiklâl Savaşı verilmeseydi, Osmanlı ayakta mı kalacaktı?

Sevr Projesi tatbikatına geçildiği için vatanseverler, Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinde kurtuluş savaşını başlatmışlardır. Dış kışkırtmalarla içeride İstiklâl mücadelesi verenlere karşı 30’dan fazla isyan çıkarıldı. İstiklâl Savaşı’ndan sonra bu isyanlar devam etti. 1925’te Şeyh Said’in bilerek veya bilmeyerek İngiliz uşaklığı yüzünden Musul kaybedilmiştir.

Şeyh Said yüzünden Takrir-i Sükûn Kanunu 4 Mart 1925’te kabul edilmiş, daha sıkı tedbirlere geçilmiş, CHP’ye alternatif Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 3 Haziran 1925’te kapatılmıştır.

***

“Kemalizm” meselesine sonra döneceğiz.

Hüda Par Diyarbakır’da bir toplantı düzenlemişti. Çok tartışılan bu toplantıya kamuoyunda bilinen birçok isim katıldı. Bunlar bile bile oyuna geldiler.

Hüda Parcılar 15 maddelik öyle bir bildiri yayınladılar ki, Türkiye Cumhuriyeti’ne açtıkları savaşın manifestosu desem yeridir.

Sadece üç maddeyi vereceğim:

“4- Kemalist resmi ideolojinin dayatmaları neticesinde ortaya çıkan ve bugüne kadar yüz binlerce insanın ölümüne ve büyük acıların yaşanmasına yol açan silahın ve şiddetin Kürt meselesi için bir çözüm enstrümanı olmadığı bilakis bu yöntemin Kürtlerin sahip olduğu beşeri ve siyasi gücü kriminalize ettiği ortaya çıkmıştır.

6- İç cephenin güçlenebilmesi için ulusçu resmi ideolojinin inkâr ve asimilasyon politikaları tamamen terk edilmelidir. Ayrımcılığın sonlandırılması için yasal ve anayasal düzenlemeler yapılmalı, temel hak ve hürriyetler hiçbir şarta bağlanmamalı ve pazarlık konusu yapılmamalıdır.

8- Kürtlerin büyük bir saygıyla andığı Şeyh Said–i Palevi gibi Kürt âlimlere yapılanlar başta olmak üzere bu güne kadar yapılan zulümlerden dolayı devlet adına özür dilenmeli ve mezar yerleri ivedilikle açıklanmalıdır.

***

“Şeyh Said-i Pelevî” dedikleri bahsettiğimiz isyancı.

Zekeriya ve adamları, Ak Parti’den TBMM’ye girdikleri için, bu partiyi kendilerine mecbur görüyorlar.

Ak Parti=Recep Tayyip Erdoğan daha susacak mı?

Yazarın Diğer Yazıları