Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

Emperyalist tezgah mutlaka bozulmalı

20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı'nın 44. yıldönümünü büyük bir coşku ve gururla kutladık. 44 yıl önce Anavatan Türkiye'nin garantörlükten kaynaklanan haklı müdahalesi olmasa Kıbrıs Türkü tamamen yok olacak, Kıbrıs'ta Türk ve Müslüman varlığından bahsetmek mümkün olmayacaktı. Rum tarafının adayı Yunan yapma ve Enosis emellerine bu kutlu günde dur denilmiştir. Mutlu Barış Harekatı ile özgürlüğüne kavuşan Kıbrıs Türkü egemen topraklarında devletimiz KKTC'nin kuruluş filizlerini bu anlamlı günde atmıştır.

Rum tarafı ne yazık ki yaşananlardan ders almamış, bugün dahi adayı Yunan yapmak üzere destekçileri emperyalist güçlerle birlikte var güçleri ile sinsi planlar yapmaktadır. 50 yıldır müzakere süreçlerinden sonuç alınamamasına rağmen, emperyalist Batı, tarafları yeniden müzakereye zorlamaktadır. BM Genel Sekreteri Guterres, Crans Montana'da çöken Kıbrıs Konferansı sonrasında tarafların niyet ve hedeflerinde herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen geçici temsilci atayarak, yeni bir sürecin kapılarına açmak için gayret göstermektedir. Emperyalist tezgah BM Genel Sekreterinin geçici özel temsilcisi Lute'nin liderlerle görüşmesi ile devreye konmuştur. Amaçları Türkiye'yi adadan çıkarmak ve Kıbrıs Türklerini azınlık statüsüne indirgeyerek Kıbrıs'ın anahtarını Rum-Yunan ikilisine teslim etmektir.

***

BM Genel Sekreteri Guterres'in özel temsilcisi ABD emperyalizminin şahin kanadına mensup Lute'nin önceki gün CB Akıncı ve Anastasiadis ile ayrı ayrı görüşmesinden sonra Guterres, ABD ve Anastasiadis tarafından Akıncı'ya destek için hazırlanan senaryo uygulamaya konmuştur. Garantörlüğü dışlayan Guterres belgesi temelinde görüşmelere oturmak isteyen CB Akıncı'nın, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile görüşmesinden önce, elini güçlendirmeyi amaçlayan senaryo çerçevesinde, Anastasiadis, Guterres belgesini kabul ettiğini ve masaya oturmaya hazır olduğunu açıklamıştır. Bu tezgah bozulmalı, garantörlüğe sahip çıkılmalı, Guterres belgesi çerçevesinde federasyon görüşmelerinin kaldığı yerden başlaması tuzağı çökertilmeli, iki eşit-egemen devlet temelinde bir anlaşma ilkesi yeni milli politika olmalıdır.

BM Genel Sekreteri'nin geçici Kıbrıs temsilcisi Lute'nin her iki liderle Lefkoşa'da görüşmesinin ardından hiçbir açıklama yapılmamıştır. Pazartesi akşamı adaya gelen ve gelir gelmez Cumhurbaşkanı Akıncı ile görüşen Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu dün de Cumhuriyet Meclis'inde temsil edilen parti başkanları ile Cumhurbaşkanlığı Saray'ında bir araya gelerek izlenecek yol konusunu görüşmüştür. Görüşme sonunda CB Akıncı ve Çavuşoğlu ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundular. Basın toplantısında yapılan açıklamalara göre Türkiye ve KKTC tarafı, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması amacıyla, eskiden olduğu gibi, yapıcı bir duruş sergilemeyi sürdürecektir. Türk tarafı BM Genel Sekreteri Guterres'in geçici temsilcisi Lute tarafından başlatılan sürecin sonuçlarını görmek ve söz konusu süreci olumsuz bir şekilde etkileyecek adımlar atmaktan kaçınmaktadır. Lute'nin Lefkoşa temasları sonrasında gittiği New York'ta Guterres ile görüşmesinin ardından Ankara, Atina ve Brüksel'i de içine alacak şekilde temaslarına devam etmesi ve Eylül, en geç Ekim ayında raporunu Guterres'e sunması beklenmektedir. Türk tarafı ortaya çıkacak olan 'Lute Raporu' doğrultusunda müzakerelere hangi şartlar altında başlayacağını açıklayacaktır.

Dünkü Çavuşoğlu-Akıncı basın toplantısında Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun söyledikleri tarihe not düşme adına ve gelecek için yol göstermesi adına önemlidir.

Lute'nin görevlendirmesinin, BM Genel Sekreteri Guterres'in tarafların ve garantör ülkelerin ne düşündüğünü görmek istemesinin bir göstergesi olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, aslında Genel Sekreter'in, İsviçre'de garantör ülkelerin katılımıyla yer alan Kıbrıs'la ilgili zirvede "tabloyu çok net bir şekilde" gördüğüne inandığını söyledi.

Çözümsüzlüğün sebebi...

Müzakerelerin bir çözümle sonuçlanmamasının nedeni ile ilgili olarak da Çavuşoğlu, "Kıbrıs Rum tarafı Kıbrıs Türkünü bir azınlık olarak görmeye devam ediyor, eşit bir ortak olarak görmek istemiyor ve hiçbir şeyi Kıbrıs Türkü ile paylaşmak istemiyor. Çözümsüzlüğün sebebi budur" dedi.

Çavuşoğlu, "Rum tarafı adanın tek sahibi gibi davranmaktan vazgeçmeli. Özellikle hidrokarbon araştırmaları ya da sondajlarında bu tavrı net bir şekilde görüyoruz. Bundan sonraki süreçte bizim tavrımızın, hidrokarbon sondajları konusunda farklı olacağını zaten tüm dünya kamuoyu ile paylaştık. Özellikle Kıbrıs Türk halkının buradaki hakkını kimseye yedirmeyiz" dedi.

Güvenlik konusuna da değinen Çavuşoğlu, "Adada iki halkın, özellikle Kıbrıslı Türklerin huzur içerisinde yaşamasını sağlamamız lazım. Adadaki her iki tarafın da siyasi eşit olduğu gerçeği asla değişmez ve değişmeyecektir" dedi.

Türk tarafının önümüzdeki süreçte emperyalist Batı tarafından hazırlanan ve devreye sokulan şer planını bozmaması halinde, Kıbrıs Türklerinin yok olmakla yüz yüze kalacağı bir sürecin önlenmesi mümkün olamayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları