Emlak balonu ve eşeğin hikayesi
Bizim köylü Ahmet eşeğini satmaya karar vermiş. Kıymeti tas çatlasa 50 lira eden eşek için pazarlık payını da ekleyerek 100 lira fiyat koymuş. Komşu köyden acilen eşeğe ihtiyacı olan Mehmet 100 lira ödeyip almaya razı olmuş. Köylü Ahmet eşeğini satmış ama akşam da uykusu kaçmış. Düşünüp durmuş, “Mehmet 50 liralık eşeğe niye 100 lira verdi?” diye. İçi rahat etmeyince ertesi gün eşeğini geri almaya karar vermiş. Pazara gittiğinde Mehmet’in eşeği 200 liradan satışa çıkardığını görmüş. Sonunda 200 liraya almak zorunda kalmış. Ayni olay bu kez Mehmet’in başına gelmiş.
O da ertesi gün eşeği geri almaya karar vermiş. Bu alışveriş hergün fiyat arta arta devam etmiş. Birkaç gün sonra pazara bir başka köyden Hüseyin gelmiş. Hüseyin pazardaki kalabalığın arasına dalınca bir de ne görsün:
- “Al, al, al, sat, sat, sat” bağrışmaları arasında bir yaşlı eşek ve bu eşeğin 1 milyon liralık satış fiyatı.
Yanındakine sormuş
- “Hemşerim, bu yaşlı eşek 1 milyar lira eder mi yahu?”
Adam hemen yanıtlamış;
- “Valla grafikler ortada. Bu eşeğin fiyatı 50 liradan başladı, 950 liraya liraya geldi. Şöyle bir tekniğine bakarsan görürsün. Eşeğin fiyatı 1 milyondaki direncini kırarsa, 1,5 milyona kadar yolu var.
Kısadan hisse!
Bizim emlak fiyatları da resmen eşeğin fiyatı gibi arttı. 100 bin liralık evler bugün İstanbul’da 350-400 bin liraya satılıyor.
İstanbul’un kuş uçmaz kervan geçmez semtlerinde bile 300 bin liradan evler peynir ekmek gibi satılıyor.
Buralardan ev alanlar hep yatırım için alıyor.
300 liraya alıp 500 liraya satmak için.
İhtiyacı için, yani alıp oturmak için emlak alanların oranı istatistiklere göre yüzde 15. Geri kalanı yatırım amaçlı.
Son gözde Kayabaşı ve Arnavutköy.
3. Havaalanı yapılacak diye fiyatlar almış başını gidiyor. İyi de havaalanının bu bölgeye 30 kilometre ötede yapılacak olması insanların buraya taşınmasına mı neden olacak?
Elbette hayır. Bu bir pazarlama stratejisi.
Balonu bankalar şişirdi
İstatistiklere göre, Türkiye’nin en büyük ili olan İstanbul’da konut alan kişilerin yüzde 47’si konut kredisini tercih etti. Bu oran başkent Ankara’da yüzde 48, İzmir’de yüzde 46 olarak gerçekleşti. Bartın konut satışları içerisindeki yüzde 53’lük kredi kullanma oranıyla tüm iller arasında başı çekerken, onu Denizli yüzde 51 ve Tokat yüzde 50 ile takip etti. 2013’ün ilk 3 ayında satışlar içerisindeki en düşük konut kredisi payı olan 3 il Doğu Anadolu’dan çıkarken, 3 ay boyunca hiç kredili satışın gerçekleşmediği Hakkari bu alanda sonuncu oldu.
Bu istatistikte de görüldüğü gibi konutların yarısı krediyle alınıyor.
Bunda bankaların etkisi büyük.
Türk halkı bankalar tarafından büyük bir batağa çekiliyor.
Faizler düşük spekülasyonu ile aldanan vatandaş eşek hikayesinde olduğu gibi 100 liralık evi 300 liraya alıyor. Konut piyasasındaki bu balonu Türk halkının zaafını kullanan bankalar şişirmiştir.
Peki, şimdi ne olacak?
Dövizdeki yükseliş bankaları sıkıntıya soktu. Yurtdışından neredeyse sıfır faize yakın buldukları parayı Türkiye’de kredi olarak satan bankalar, dövizde terse geldiler.
Dövizin yükselişi bankaları sıkıntıya soktu.
Bu da kredi musluklarını kısmalarına faizleri yükseltmelerine neden oldu.
Bu musluğun vanası önümüzdeki aylarda daha da kısılacak. Zira dünyadaki ekonomik gelişmeler de onu gösteriyor.
Özet olarak, bankaların para satmak için oluşturduğu piyasada sona gelindi. Özellikle yatırım amaçlı yani 300’e alıp 500’e satmak için emlak alanların zarar dönemi başlıyor.