Ankara’nın Salı’ları artık klasik Salı olmaktan çıktı. Siyasi parti grup toplantılarının yapıldığı gün Meclis kulislerinde haber kaynardı. Bu durum çok farklılaştı. Milletvekilleri de sadece gazetelerden okudukları televizyonlardan duydukları ile siyaset yapar oldu. Doğal sonuç!.. Gündem devlet krizi ve güçler çatışması olunca en derin haberlerin kaynağı farklı yerlere kaydı.
Salı sabahının 5 ana gündem maddesi vardı Ankara’da;
1- Başbakan Erdoğan’ın Brüksel’e giderken Adana’da yapılan TIR operasyonu için söylediği; “Burada jandarmamız da kullanılmıştır. Hukuki süreç başlatılmıştır. Bunlarla ilgili gereği yapılacak. Savcı benim iznim olamadan kalkıp böyle bir müdahalenin içine giremez” sözleri.
2- CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Silah kaçakçılığı MİT’in görevi mi” çıkışı.
3- Ümraniye Davası hükümlüsü eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ için savcılığın tahliye talebi.
4- Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının görevleriyle ilgili suçlardan dolayı yargılama usullerini yeniden belirleyen Askerlik Kanun tasarısının Meclis’e sevk edilmesi.
5- HSYK toplantısı.
Bu Salı Meclis kulisleri yerine, adrenalinin en yüksek olduğu devlet koridorlarında haber takibi için mesai yaptım.
Başkentte masaya yatırılan kriz maddeleri ile ilgili sorularıma aldığım cevaplarla birlikte yapılan ortak değerlendirmeleri (hiç isimlendirme yapmayacağım-aht-) şöyle özetleyebilirim;
* Suriye’ye giden TIR’lar;
Bu TIR’larda Türkmenlere giden yardımlar vardı. Çok tehlikeli bir oyunla karşı karşıyayız. Bölgede Suudi Arabistan’ın, İsrail’in, Irak’ın, İran’ın nerelere ne malzemeler yığdığına ne yardımlar yaptığına kimse dikkat etmiyor. Devlet çok tehlikeli ve sinsi bir oyunla karşı karşıya. MGK kararıyla hareket ediliyor. Kimse başına buyruk “şuraya, şuna, bu kadar yardım edelim. TIR’lar yola çıksın” diye hareket etmiyor.
MİT mensuplarını bölgede adım adım takip eden polis ekipleri var. Bunlar için gereği yapıldı ve yapılmaya devam edilecek.
Adana Jandarma Bölge Komutanı paralel yapının savcısı ile birlikte hareket etti. Komutan operasyon için sabah saatlerinde bazı gazetecileri haberdar etti, özel hazırlıklar yaptı.. Talimatı bağlı olduğu imamdan aldı. Adana Jandarma Bölge Komutanı operasyon sırasında Genel Komutanın “operasyonun durdurulması” emirlerini dinlemedi, kendini yaktı. Genelkurmay devreye girdi. Hukuki süreç sonunda gereken yapılacak.
Tablo kötü. Fakat bunun faydalı bir yönü de paralel yapının gücünün test edilmesi. Nereye kadar hareket edebileceklerinin ortaya çıkarılması. Paralel yapının bir Tuğgenerali kendini açık etti. Paralel yapının bir Tuğgenerali daha var. O da yakında ortaya çıkarılacak.
HSYK’nın (Salı) toplantısında son gelinen noktada devletin reflekslerinin yansımaları net bir şekilde ortaya çıkacak.
* Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları büyük talihsizlik. MİT’in görev ve  yetkileri kanunlarla bellidir. Kurum Devlet kararı olmadan hareket etmez.
* El Kaide operasyonları; Türkiye’nin ısrarla El Kaide’ye destek verdiği yönünde oyunlar kuruluyor. İsrail, Golan tepelerinde onlar için yol yaptırdı. Yaralanan militanları alıp tedavi ediyorlar sonra bölgelerine bırakıyorlar kimsenin haberi yok. Bugüne kadar Türkiye’den, El Kaide ile ilişkilendirilen 2 bin kişi sınır dışı edildi. Hapishanelere de konulan 200’e yakın El Kaide militanı var.
Avrupa ülkelerine resmen başvurduk.  “Ülkenizde bulunan El Kaide mensuplarını Türkiye’ye göndermeyin”  diye. Avrupa bu konuda samimi değil. Adamları uçağa bindirip, uçak havalandıktan sonra bize bilgi veriyorlar. Adamları havaalanına inince karşımızda buluyoruz ve gereğini yapıyoruz.
* Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının Yüce Divan’da yargılanabilmeleri ile ilgili kanun tasarısı çok zaman önce, İlker Başbuğ’un tutuklanmasından hemen sonra hazırlanmıştı.
* Çözüm süreci; İmralı’da görüşmeler çeşitli düzeyde sürdürülüyor. Terör örgütü içindeki tüm unsurların faaliyetleri dikkatlice takip ediliyor. Öcalan’ın barış dışında hiçbir şansı kalmadı. 30 Mart sonrasında herhangi bir ayaklanmaya karşı devlet tüm tedbirlerini aldı.
“Bu kaotik ortama Ankara’da nasıl bir adlandırma yapılıyor” diye sorarsanız..
Arz edeyim efendim;
 “Gayrimilli unsurların temizlenme süreci. Milli devlet olmanın sancıları.” 
Yazarın yorumu;
İnşallah öyledir ve de geç kalınmamıştır!..