Elimizi çabuk tutmalıyız
Yarından itibaren Türkiye, içinde bulunduğu ekonomik daralmadan çıkış için çözüm aramalıdır. Kaldı ki zira ekonomide daralma, GSYH'da küçülme artık dibe vurdu. Daha fazla beklemek ekonomide çöküşe neden olabilir. Ancak bu defa hükümette iktisat politikalarında revizyon değil, reform yapmalıdır.
TÜİK'in yayınladığı bazı göstergeleri başka türlü yorumlamak mümkün değildir.
1 - Perakende satış hacim endeksi, perakende ticaret sektöründe farklı tür ve büyüklükteki işletmelerin satışlarını aylık olarak ölçen bir endekstir. Toplam talebin ne durumda olduğunu ve tüketici güvenini de gösterir. 2016 =100 bazlı ve Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış Nisan 2019 ayı perakende satış hacim endeksi, hem geçen seneye göre yüzde 7.1 ve bir önceki aya göre ise yüzde 1.85 oranında geriledi.
2 - Yıllardır ekonomide canlanmayı ayakta tutmak için konut yapımı ve konut satışları destekleniyor. Konut politikasının devlet politikası olması doğaldır. Ancak sosyal konut devlet politikası olur. Devletin lüks konut yaparak veya yaptırarak kar etmesi ve gelir sağlaması doğru değildir. Piyasa düzenini bozar. Müteahhitlere karşı haksız rekabet oluşturur. Kaldı ki devlet desteğine rağmen, küçülmeden önceki yıllarda konut fiyatları tavan yapmıştı. Bu yılın ilk beş ayında konut satışlarının yarı yarıya düşmesi ve özellikle de banka kredileri ile alınan ipotekli konut satışlarının durması, hem geçmiş politikalarda yanlışlığı, hem de ekonomide ve toplam talepte daralmanın dip yaptığını gösteriyor.
3 - 2018 Ocak- Mayıs arasında geçen beş aylık dönemde 302 bin 311 otomobil satılmıştı. Bu sene aynı dönemde satışlar yüzde 49.6 oranında yani yarı yarıya azalarak 152 bin 456'ya geriledi.
4 - Herşeyin özeti tüketici güven endeksidir. Tüketici güven endeksinde 100 güven sınırıdır. 100 altı güvensizliği gösteriyor. 2018 haziran ayında Tüketici güven endeksi 70.3 iken, bu sene Haziranda 57.6'ya geriledi.
Tüketici güven kaybı bu gün tüketimin azalmasına neden oluyor. Yarın için de olumsuz beklentilere neden oluyor. Yatırımları olumsuz etkiliyor.
Ekonomik sorunlar birbirini tetikliyor. Satışların düşmesi sektörlerde daralma, firma iflaslarına yol açıyor. Dönmeyen kredilerin artmasına neden oluyor. Dahası bir yandan kur artışı bir yandan daralma, dış borçlarda temerrüt riskini artırıyor.
Sonuç olarak, bütün göstergeler mevcut politikaları hızla değiştirmemiz gerektiğini ve dahası İMF ile stand bay yapılmasının zorunlu olduğunu ortaya koymaktadır.