Ekrem İmamoğlu'na dost nasihatı...
31 Mart yerel seçimi öncesi tüm İstanbulluları kucaklamak için sokaklara çıktığında, 23 Haziran'da cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a onun atadığı Binali Yıldırım'a 806 bin 415 tarihi fark attığında, "Bu adam Erdoğan'a rakip olur" demiştim.
25 yıl sonra AKP kalesini yıkma başarısının arkasında asla unutma ki;
Birinci sırada CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
İkinci sırada İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener var,
Üçüncü sırada başta yandaş (!) olmak üzere medya var
Ve elbette velinimetin İstanbullunun "emanet" oyları var…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Florya sahilinde mayosu ile güneşlenip zaman zaman mütevazı bir sandalda kürek çekip tatil yapmasını bu fotoğraf ile anımsatırım.
2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün meşhur "çivileme" atlayışı ile denizde yüzerken istiklal savaşlarımızın yorgunluklarını tatil yaparak attığını bu fotoğraf ile anımsatırım.
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, 1983 Kasım ayında Başbakan seçilmesinden, 25 Mart 1984 tarihinde yerel seçimlerinden 3 ay sonra 29 Haziran'da Bodrum Aktur'daki yazlık evinde 9 gün tatil yaptığını özel arşivimdeki şu fotoğraf ile anımsatırım.
Yine anımsatalım ki merhumlar; Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş ve Necmettin Erbakan'ın deniz fotoğrafları yok.
Günümüze gelince ben de bulamadım Google'da bulamadı ki Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Recep Tayyip Erdoğan'ın, Meral Akşener'in, Temel Karamollaoğlu'nun da denizde yüzerken ya da mayolu fotoğrafları yok.
Neyse, bu anımsatmalarımdan sonra gelelim konumuza.
Ekrem İmamoğlu Bodrum tatilinden sel felaketi üzerine dönünce;
- Meteorolojiyi suçladı,
- Ailesine karşı sorumluluğunu hatırlattı,
- "25 yıldır kenti yöneten anlayış" dedi,
- Eleştirileri, "seviyesi düşük cümleler" diye değerlendirdi,
- "Başkan yoksa Başkanvekili Göksel Gümüşdağ var, onu neden eleştirmiyorsunuz?" diye soramadı
- "İstanbul'a ihanet ettik" sözünü hatırlatarak İstanbul eski belediye başkanı olan AKP genel başkanı Erdoğan'ı tek kelime ile eleştirmedi…
Sayın İmamoğlu,
Anlıyorum ki AKP'ye hücum etmek istemiyorsun.
Anlıyorum ki AKP'li seçmenden de oy aldığın için onları kırmak istemiyorsun,
Anlıyorum ki İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisindeki AKP+MHP çoğunluğundan "icraatlarımı engellerler" diye çekiniyor, korkuyorsun,
Ve anlıyorum ki senin hedefin cumhurbaşkanı olmak.
Sayın İmamoğlu,
Cumhurbaşkanlığını, devletin bütün gücünü ve Yandaş Seçim Kurulunu ve sana karşı ikinci kez aday olan Binali Yıldırım'ı 806 bin 415 tarihi fark ile yendim diye havalanma…
Cumhurbaşkanı hedefini bugünden itibaren unut, aklını, gücünü ve 7/24 vaktini İstanbul'un sorunlarına ayır.
Görüyorum ki, CHP genel merkezinin faaliyetlerinde de hep ön plandasın, her gün TV ekranlarındasın.
Günlük 1.2 milyon tirajlı Haldun Simavi'nin efsane Günaydın gazetesinde muhabir olarak çalışırken ki baban Hasan Bey beni o günlerden de tanır.
Ankara Temsilcisi Bekir Coşkun'un bana söylediği şu sözü ki danışmanın gazeteci kardeşim Şükrü Küçükşahin de anımsar.
"Başarılı meslek hayatın boyunca merdivenleri büyük hızla çıkarsın ama bir yalan haber, bir yanlış haber yaparsan, unutma ki çıktığın zirveden anında tepetaklak düşersin."
Sayın İmamoğlu,
Başarılı olamazsan İstanbul'u da, cumhurbaşkanlığı hayalini de kaybedersin.
***
Ankaralı gazeteciler siyasi kulis bilgilerini genelde, "Siyasette hava" diye yazarlar.
Bu deyiş gerçek oldu. Yani havanın da siyaseti oldu…
Ankara'daki yağış durumu için yılların Meteoroloji radyosunu açtım. Sabah haberlerinde gazeteleri okuyorlar, siyasi yorumlar yapıyorlar.
Spiker, "Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli'den müjdeli haber var" dedi.
Tam yeni yangın söndürme uçakları, helikopterler alınacak diye düşünecekken spiker, "İzmir'deki orman yangını söndürüldü" diye devam etti.
Spiker kardeşim ormanların yanmaması müjdeli haberdir. 50 hektar orman yandıktan sonra söndürmek müjdeli haber olamaz, olsa olsa siyasi hava durumu olur…