Ekonominin içi gerçeği dışı hükümeti gösteriyor
Bir ekonominin geleceğini, tasarruf ve yatırımlar belirler. Dış işlemler cari açığı da iç tasarruf oranının düşük olmasıdır.
AKP iktidarı, günübirlik sıcak para-kur-borsa-faiz kısır döngüsü içinde, günübirlik politikalara sıkıştı kaldı. Bu nedenle ekonominin genel dengesi ile meşgul değil. Meşgul olmadığını Devlet Planlama Teşkilatı’nı kapatarak ve ’Kalkınma Planları’nı da rafa kaldırarak gösterdi. Gerçekte ise yetersiz iç tasarruf ve ortaya çıkan cari açığını sürdürülmesi mümkün değil. Şimdilik gidiyor. Ancak ekonomiyi kanırtarak gidiyor. Türkiye varlıklarını, altyapısını, bankalarını yabancıya sattı. Son on yılda dış borçlar iki katından fazla arttı.
Cari açık, yatırım-tasarruf farkına eşittir. Tasarruf oranı düştüğü için aradaki farkı dış kaynak girişi ile sağlıyoruz. Söz gelimi Kalkınma Bakanlığı’nın 2011 yılı kaynaklar harcamalar dengesi şöyledir:
2011 Yılı Kaynaklar Harcamalar Dengesi
GSYH Oranı
Toplam İç Tasarruf 14.1
Toplam Tüketim 85.9
Toplam Yatırımlar 22.5
Toplam Yurt İçi Talep 108.4
Yatırım-Tasarruf Farkı 8.4
Cari Açık 8.4
Türkiye’de iç tasarrufların GSYH’ya oranı yüzde 14.1 olurken, Çin’de yüzde 45 ve Hindistan’da yüzde 31, İngiltere’de yüzde 22, ABD’de yüzde 22,1, Fransa’da yüzde 24,2’dir.
Bu anlamda Türkiye’nin bir sorunu tasarruf yetersizliği... Diğer bir sorunu ise yetersiz yatırımlardır. Bu sorunlar devam ettiği sürece, uzun dönemli ve istikrarlı bir büyüme ve kalkınma sağlamak imkanı yoktur.
Yatırımlara gelince... Merkez Bankası’nın 2012 yılı güz dönemi yatırım anketine göre, imalat sanayisinde yatırım üretim artışı yaratacak yeni yatırımların payı düşüktür. Aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi yatırımların çoğu, yıpranmış tesis ve ekipmanların değiştirilmesi (amortismanı) için yapılmaktadır.
Yatırımların Amacı
2012’de 2013’te
yapılan yapılacak
Yüzde pay Yüzde pay
Amortisman 29.8 28.7
Üretim Kapasitesi Artışı 27.2 25.4
Verimlilik Artışı 26.3 28.5
Diğer 16.7 17.4
Üstelik 2012 yılında üretim kapasitesinin artırılması için yapılan yatırımların toplam yatırımlar içindeki payı yüzde 27.2 iken 2013 yılında yüzde 25.4’e geriliyor. Yatırımların talep açısından etkisi aynı olmakla birlikte, üretim artışı yaratan yatırımlar ve verimlilik artışı yaratan yatırımlar, toplam üretimi artırmaktadır.
Yeni yatırımları etkileyen faktörlerin başında talep artışı geliyor. Mamafih MB İmalat Sanayi anketinden de bu sonuç çıkıyor.
2013 İmalat sanayisinde
yatırımları etkileyecek faktörler
Önemli Önemsiz
Talep 83.8 16.2
Beklenen Kar 74.7 25.3
Finansman 53.1 46.9
Teknik Faktörler 64.7 35.3
Diğer 41.8 58.2
Önce toplam talebin yurt içindeki payı ile talep artışının farklı olduğunu anımsatalım. 2012 yılında toplam talep artışı düşük kaldı. 2013 yılında da büyümesi beklenmiyor. Bu demektir ki, yatırım artışı da sınırlı olacaktır. Ayrıca bankaların kredilerden yüksek faiz dışında, ayrıca çok sayıda komisyon alması nedeniyle, finansman imkanları da sınırlı olacaktır. Yani yeni yatırımları teşvik edecek finansman imkanları da artmayacaktır.
Sonuç, yine sıcak paraya, ithalata, dış borçlanmaya, varlık ve banka satışlarına devam şeklinde olacaktır.