Ekonomik ve sosyal krize rağmen iktidar neden kazandı?
Demokratik ülkelerde, bugüne kadar ekonomik krizlerde siyasi iktidarlar kaybetmiştir. Türkiye’de de muhalefetin “tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur” demesinin temelinde bu deneyim yatıyor. Buna rağmen AK Parti seçimi kazandı.
2003-2023 arası geçen 21 yılda Türkiye her alanda ve sürekli kan kaybetti.
1.Otokrasi tırmandı.
Dünya standartlarına göre; demokrasi anketi ve analizi yapan tüm kurum ve kuruluşlar ve Avrupa Birliği Türkiye’nin demokrasiden uzaklaştığını söylüyor.
Söz gelimi, Freedom House Dünya Özgürlükler Evi’nin her yıl yayınladığı siyasi haklar ve sivil özgürlükler endeksinde; Türkiye 1972 yılından 2016 yılına kadar “kısmen özgür” statüde iken; 2017 yılından itibaren “özgür olmayan ülke” statüsüne geriledi. 2023 raporuna göre; Dünyada son on yılda demokraside en fazla gerileyen ülkelerin başında eksi 33 puanla Libya geliyor. Dördüncü sırada eksi 29 puanla Türkiye geliyor.
2.Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığında geri düştük.
Bunu ispat etmek için anket, araştırma ve belgeye gerek yok, zira dünya ve biz her gün yaşayarak görüyoruz.
3.Yolsuzluk endekslerinde, Türkiye’de yolsuzluğun arttığı belirtiliyor. Söz gelimi Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün (Transparency International) 2022 Yolsuzluk Algı Endeksinde de Türkiye, 36 puanla endekste yer alan 180 ülke arasında 101. sırada yer aldı.
Halkı tedirgin eden sığınmacı sorunu bugüne kadar tarihte bir başka bir ülkede yaşanmadı. Ya da Venezuela’da yaşandı ama ülke kalmadı.
4.10 milyon sığınmacı, akla zarar iştir.
Son anketlerden;
*Yöneylem Araştırma anketinde halkın yüzde 66,1’i, sığınmacıların Türkiye’de kalmasını istemiyor.
*Konsensus Araştırma anketinde halkın yüzde 67,7’si sığınmacı kabul edilmesin diyor.
21 yıl önce sığınmacı sorunu yoktu. Bugün ise bu sorun toplumu tehdit eden bir sosyal sorun haline geldi.
5.Ekonomiye gelince;
Büyüme düştü, enflasyon arttı. Dış borç temerrüt riski arttı. Cari açık arttı ve gelir dağılımı bozuldu. TL krizi ekonomik krize dönüştü.
(Aşağıdaki tablo.)
Not: Gini katsayısının büyümesi; gelir ve servet dağılımında eşitsizliğin arttığı gösterir.
6.Türkiye’nin Dünya GSYH’sından aldığı pay arttı ve fakat kalkınma yarışında aynı kulvardaki gelişmekte olan ülkelerin gerisinde kaldı.
2003 yılında Arjantin’de fert başına GSYH bizden geri idi. Yaşadığı krize rağmen Arjantin bizi geçti. Yine 2003 yılında; Şili ve Türkiye’de fert başına gelir eşite yakındı. Şimdi Şili’de Fert Başına GSYH bizden 5 bin dolar daha fazladır.
Dünya ortalama fert başına geliri; 2003’te de, şimdi de yakalayamadık. (Aşağıdaki tablo.)
Bu şartlara rağmen, siyasi iktidarın kazanmasının iki temel nedeni var;
1.Popülizm tuzağı.
2.Muhalafetin başarısızlığı.
Popülizm Tuzağı;
Devletin bütçeden engellilere destek sağlaması, evi olmayana ucuz konut kiralaması, yoksullara destek vermesi sosyal devlet anlayışının bir gereğidir. Ama Türkiye’de tüm yardımlar oy hesabına göre yapılıyor. Bütçeden dağıtılan para, yatırım ödeneklerinden daha fazladır. Her seçimde KOBİ’lere esnafa faizsiz veya ucuz kredi veriliyor. Kamu bankaları popülizm yolunda kullanılıyor. Her seçimde, kamu imkânları, kamu kaynakları sonuna kadar kullanılıyor.
İnsanlar kısa dönemli çıkarlarını, uzun dönemli ülke istikrarına tercih ediyor. Siyasi iktidar seçim kazanıyor.
Muhalefetin Zayıflığı;
Cumhurbaşkanlığı anketlerinde, önceleri yalnızca Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş vardı. Her ikisi de açık ara yüksek çıkıyordu. Sonradan Kılıçdaroğlu aday oldu ve anket sonuçları değişti ve Erdoğan öne geçmeye başladı. Muhalefet bu gerçeği göremedi ve kaybetti.
CHP demokrasi dedi ve fakat ne bir ön seçim yaptı ve ne de iktidar partisinin yaptığı gibi bir ön yoklama yaptı. Genel merkezden atanan adayların neye göre atandığı hâlâ güven sorunu oluşturmaya devam ediyor.
Kılıçdaroğlu hukuk dedi, hukukun üstünlüğü dedi, tenkit edeni partiden ihraç etti.
Kılıçdaroğlu, halkın hassas olduğu konularda yanlış kararlar aldı. Söz gelimi Ermeni soykırımı yapıldı diyenleri bu nedenle Ermenilerden özür dileyenleri partide üst düzeylere getirdi. Ya da Atatürk’e dil uzatanları yakın danışman yaptı.
Bundan sonra ne olur?
Siyasi iktidarın dağıttığı 850 lira ile 1250 lira arası aile yardımları, kadınlara dağıttığı 4000 lira yardım, hiperenflasyona giderken bir anlam ifade etmeyecek, insanların aklı başına gelecek ve para yerine iş vereceğine inandığı partileri destekleyecek.
Devlet imkânlarını bölüşmenin sonu yoktur. Bölüşenler birbirine düşecek.
Eğer CHP’de genel başkan ve son on üç yıldır 13 seçimi kaybeden kadrosu değişmezse, partililer sandığa gitmeyecek. CHP marjinalleşecek. Değişirse iktidara aday olabilecek.