Ekonomik istikrar dikiş tutmayacak
Ağustos ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) aylık yüzde 9,09 ve yıllık yüzde 58,94 oranında arttı.
Ağustos 2023 için İTO İstanbul geçinme endeksini de daha yüksek; yüzde 74,16 olarak açıklamıştı. TÜİK gıda fiyatlarındaki artışta geçinme endeksine daha yakın yüzde 72,86 oldu.
Dünya; yıllık enflasyon ortalaması; gelişmiş olan ülkelerde yüzde 4,24 ve gelişmekte olan ülkelerde 5,11 iken, bizde Ağustos ayında bir aylık TÜFE oranı bunun iki katı yüzde 9,09 oldu. Bu durumda eğer enflasyonu dış faktörler etkiliyor diyen olursa, ayıp etmiş olacaktır.
Enflasyon kronikleşti;
Çekirdek enflasyon; yönetemeyeceğimiz şartlar altında; söz gelimi hava koşullarına bağlı olarak değişen işlenmemiş gıda fiyatları, yurt dışı şartlara ve kararlara bağlı olan enerji fiyatları, üzerinde yüksek vergi yükü olan tütün ve alkollü içecek fiyatları ile fiyatı küresel düzeyde oluşan altındaki fiyat artışını çıkardıktan sonraki, fiyat endeksidir.
Ağustosta Çekirdek Enflasyon(B) TÜFE’den daha yüksek yüzde 63,58 oldu. Çekirdek Enflasyonun yüksek olması, enflasyon direncinin de yüksek olduğunu gösterir. Eğer faizlerde şok bir artış olmazsa, MB reel faize geçmez ise, TÜFE artmaya devam edecektir.
İstikrarsızlıkta da kırılgan oldu
2018’den beri, enflasyon trendi de kırılgan oldu. TÜFE; 2022 Kasım ayında yüzde 85,51 oldu. 2023 Nisan ayında yüzde 38,21 oldu. 2023 Ağustos’ta tekrar 58,94’e yükseldi.
Enflasyonun yeniden artışına;
*Şubat ayında MB’nin inadına faizleri yüzde 8,5’a düşürmesi ve bu nedenle Mayıs sonrasında kurlardaki artış;
*Seçim popülizmi;
*Yeni gelen ekonomi yönetiminin istikrar programı açıklamamış olması,
*İç güven sorunu ve toplumun panik yaşaması, sebep oldu.
Bu defa enflasyon daha
yüksek düzeyde kronikleşti
Yİ-ÜFE’de aylık artış yüzde 5,89 ve yıllık artış yüzde 49,41 oldu. Yİ-ÜFE maliyet artışını gösterir. Daha önceki artışlarda kur artışı ithal girdi fiyatlarını artırırdı. Yİ-ÜFE daha yüksek çıkardı. Yİ-ÜFE artışı aynı ay veya bir sonraki ay TÜFE’ye yansırdı. Bu defa kur artışının yine etkisi var ve fakat bu etki daha düşüktür. Aşağıdaki grafikte kur artışının, Mayıs ve Temmuz arasında aynı oranda enflasyonu etkilemediği görülüyor.
Demek ki, Başkanlık Sistemi ile gelen ekonomiye yanlış müdahaleler, devlette kurumsal yapının ve şeffaflığın kaybolması, kara para aklamanın artması ve yapısal sorunların kronikleşmesi, enflasyonu da kronikleştirdi.
İstikrar neden dikiş tutmaz?
Bir ekonomide bir yönetime karşı iç ve dış güven sorunu oluşmuşsa, yönetim değişmezse sorun devam eder. Güvenin temel dayanağı; Hukuk; demokrasi, mülkiyet güvencesi, kurumsal devlet ve sosyal huzurdur. Mevcut hükümetten bu alanlarda değişme beklemek nafiledir. Dahası 10 milyon göçmen sorunu ve bunların eğitildiğine dair söylentiler, toplumun huzurunu daha çok bozuyor.
Bu durumda halkın demokrasi talep etmesi gerekir. Demokratik ülkelerde başarısız hükûmetler ve muhalefet liderleri istifa eder. Bizde etmiyor; çünkü halkta biat kültürü oluştu, demokrasi talebi zayıfladı.
Bu şartlarda; Tek yol IMF kalıyor. IMF ile dış güven sorunu çözülür. Ayrıca IMF yabancı yatırım sermayesi için çıpa olur. Ne var ki; IMF stand-by yapmak için popülizmin kaldırılmasını şart koşar. Bu durumda Sayın Cumhurbaşkanı’nın “itibarda tasarruf olmaz” anlayışını rafa kaldırması gerekir.