Ekonomide işimiz zor

Ekonomideki daralma, ani bir çöküşle de gelebilir. Söz gelimi finans sektöründe, sermaye piyasasında, konut sektöründe balon olursa, kurlarda ani bir artış olursa, kısa sürede ekonomik kriz ortaya çıkabilir. Genellikle uygulamada kriz sözü de bu anlamda kullanılıyor. Kriz varsa, kısa vadeli programlarla yeniden dengeler kurulabilir. 2001 krizinde böyle oldu. 2001'de ekonomi yüzde 5.7 oranında daraldı. Ertesi sene 2002'de yüzde 6.2 oranında büyüdü. 2000 yılında 9.7 milyar dolar olan cari açık 2001 yılında 3.3 milyar dolar cari fazlaya dönüştü.

Bugün yaşamakta olduğumuz ekonomik daralma ise uzun dönemde kaynakların yanlış kullanılması, dış kaynağa dayanan büyüme, sektörel dengesizlik, piyasada oligopol yapılaşma gibi sürdürülemez politikalar sonucu ortaya çıktı.

TL'de devalüasyon da dalgalı kur sistemi olduğu için, on yıllık bir süreçte ortaya çıktı. 2008 yılında TL kuru yüzde 26 daha değerli iken bugün tersine yüzde 24.5 oranında daha düşük değerdedir.

Ekonomideki daralmayı, büyüme, işsizlik, yatırımlarda gerileme gibi makro göstergeler ile reel sektörün zor durumda olması gösteriyor.

Ayrıca Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), sektörel güven endekslerini açıkladı. TÜİK'in düzenli yayınladığı, Tüketici Güven Endeksi ile Sektörel Güven Endeksleri aynı zamanda, ekonomideki gidişatın da bir barometresidir. Bu endekslerdeki hızlı güven kaybı da durgunluğun farklı bir göstergesidir.

Dahası güven meselesi ekonominin geleceğini de belirliyor. Zira eğer kötümser beklentiler varsa, üretici ve tüketici harcamalarını kısıyor. Tasarruf sahibi güven duymadığı için yatırım yapmıyor. Ekonomi daha çok daralıyor.

Aşağıdaki tabloda açıklanan güven endeksinde, değişme oranları yer alıyor.

* Her üç sektörde de güven endeksi, güven sınırının altına düştü ve bir yıl öncesine göre geriledi. Güven kaybı en fazla yüzde 38.2 düşüşle inşaat sektöründe meydana geldi.

* Her üç sektör de son üç ayda işlerinin bozulduğunu söylüyor. Anketlere verilen cevaplara göre bu sektörlerden hizmet sektörü son üç ayda işlerinin yüzde 21 oranında, perakende ticaret sektörü yüzde 13.3 oranında ve inşat sektörü ise yüzde 37.4 oranında düştüğünü söylüyorlar.

* Yine önümüzdeki üç ayda her üç sektör de daha az işçi çalıştıracağını söylüyor. Bu demektir ki önümüzdeki aylarda işsizlik artacaktır.

*****

REEL SEKTÖR GÜVEN ENDEKSİ 2018/2019

ŞUBAT AYI YILLIK DEĞİŞME (YÜZDE)

ENDEKS DEĞİŞME

Hizmet -21,0

Perakende Ticaret -13,3

İnşaat -38,2

SON ÜÇ AYDA İŞ HACMİ

Hizmet -22,8

Perakende Ticaret -27,8

İnşaat -37,4

TOPLAM ÇALIŞAN SAYISI GELECEK 3 AY BEKLENTİSİ

Hizmet -13,2

Perakende Ticaret -15,5

İnşaat -36,2

********

Bugün geldiğimiz noktada işimiz zordur. Ekonomide canlanma olması için önce siyasi, hukuki ve demokratik kurumsal alt yapıların yeniden düzenlenmesi gerekir. Aksi halde sermaye ve yatırımlar için güven ortamı yaratamayız. 4 milyon Suriyeli sorunu güvensizliğin daha önemli bir nedeni haline gelmiştir. Bu sorunu çözmeden adım atamayız.

Eğer bunları kısa sürede yapamazsak o zaman AB normlarına dönmek de bir seçenek olur. AB demokrasi ve hukuk normlarına döneceğimizi ilan edersek, bizim için bir çıpa olur.

İkincisi iktisat politikalarında değişikliğe gitmeliyiz. İki ayağı var.

Kısa sürede finans sektörü ve dış borçların çevrilmesinde IMF bir çıpa olabilir.

Uzun dönemde devlet-piyasa optimal dengesinin kurulması, üretimde kullanılan ithal girdi oranının azaltılması (bu sektörde ithal ikamesine dayanan politikalar uygulanması), popülist politikalardan vazgeçilmesi, kaynakların etkin kullanılması ve yatırımlara öncelik verilmesi gerekir.

Bütün bunlara rağmen üretici ve tüketici olarak moralimizi sağlam tutalım, ancak inşallah olmaz ama daha kötü günler için önlem de alalım.

Yazarın Diğer Yazıları