Ekonomide güven bunalımı (06 Şubat 2015)
Merkez Bankası, son müdahaleler, faiz diretmesi, Bank Asya’nın TMSF’ye geçiş şekli, Başkanlık sistemi ile ilgili açıklamalar, Ocak ayında ihracatın gerilemesi ile borsada ve dövizde spekülatif hareketler yerli ve yabancı sermayeyi ürküttü.
Sermaye için yaşananlar; “Sermaye ürkektir... İyi koku alır, nerede daha çok kazanma fırsatı varsa oraya gider, nerede de kaos, istikrarsızlık, keşmekeş varsa, ekonomi kırılgan ve ülke riski yükse oradan kaçar” şeklinde genel bir sonuç olarak özetlenebilir.
Başta Cumhurbaşkanı, Hükümet ve ekonomi yönetimi bu gerçeği bildiği halde neden Merkez Bankası’na tehdit seviyesinde baskı yapıyorlar?
Ekonomi yönetiminin ve özellikle piyasaların güvendiği Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da bu olaylar karşısında suskun kaldı. Merkez Bankası Başkanı ve Para Kurulu da ezik kaldı. Olmaz ama diyelim ki ABD’de FED aynı baskıyı görseydi ne yapardı?
Ekonomide güven bunalımı yaratanlar, resmi devlet kurumu Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK)’nun açıkladığı endekslere de mi
bakmıyorlar?
Aşağıdaki grafik 2012 ile 2015 yılları arasında, Ocak ayında Ekonomik Güven Endeksi’nin 107.7’den 88.7’ye gerilediğini gösteriyor.
Ekonomik güven endeksinde 100, güven sınırıdır. 100 altı güvensizliği gösteriyor. 2015 Ocak endeksi olan 88.4, aynı zamanda güvenin hızlı bir şekilde düştüğünü gösteriyor.
Ekonomik güven endeksi içinde, tüketici güven endeksi, reel kesim güven endeksi, hizmet sektörü güven endeksi, perakende ticaret sektörü güven endeksi ve inşaat sektörü güven endeksi yer alıyor. Bu endekslerden, hizmet sektörü dışındakiler, Ocak 2015’te bir önceki aya göre de düşüş göstermişler.
Bu şartlarda zaten küresel sorunlar nedeniyle kararsız olan yabancı yeni yatırım sermayesinin Türkiye’ye gelmesi zor olacaktır. Merkez Bankası raporlarına göre, 2014 Ocak-Kasım arasında onbir aylık dönemde yabancılar yalnızca 84 milyon ABD doları tutarında net iç borçlanma senedi almıştır. Aynı on bir ayda yurt dışında yerleşik Türk vatandaşlarınca Merkez Bankası nezdinde açılan mevduat hesaplarında 2.247 milyon ABD doları net çıkış gerçekleşmiştir.
Ekonomide güven bunalımı devam ederse, sert sermaye çıkışı olur ve aynı zamanda kısa vadeli dış borçları çevirmekte zorlanırız.
Öte yandan, zaten iç tasarruf oranı yüzde 12 veya 13’lere inmişken sermayeyi ürkütürsek, yatırımlar için daha fazla dış kaynağa ihtiyaç duyacağız. Mamafih, MB ödemeler bilançosuna göre 2014 yılında yurt dışına daha fazla doğrudan yatırım için sermaye çıkışı olmuştur.
Ayrıca cari açığın devam ettiği bugünkü Merkez Bankası rezervleri, bu sorunlara cevap verecek yeterlikte değildir. Zira MB rezervlerinin yüzde 60.7’si bankalarındır. Mevduatta çözülme olursa bu rezerv otomatik olarak eriyecektir. (Aşağıdaki tablo)