Ekonomide devreden miras (1)

Siyasi iktidarın önünde çözülmesi gereken iki temel sorun, demokrasi ve hukuk sorunu ile ekonomik istikrar sorunudur. Bunlar birbirini etkilemekle birlikte, demokrasi ve hukuk sorunu daha uzun vadeli, ekonomik sorun ise hemen el atılması gereken bir sorundur. Zira kısa vadeli riskler yüksektir.

Kısa dönemli risklerin başında, cari açı , dış borç ve döviz kuru geliyor.

Bu sene büyümeye paralel olarak cari açık da arttı. Nisan ayında yıllık cari açık 47.4 milyar dolara yükseldi. Maalesef cari açığın geçmiş yıllara göre sürdürülmesi daha fazla zora girdi. Çünkü bir yandan yabancı sermaye girişi azaldı. Öte yandan dış borçlanma sınırına geldik.

ekran-alintisi-495.jpg

MB Nisan ayında bir yıl ve daha kısa vadeli dış borç stokunu 125.5 milyar dolar olarak açıkladı. Önümüzdeki bir yıl içinde cari açığın da 50-60 milyar dolar olması beklenir. Ayrıca bir yıldan daha uzun vadeli dış borçlardan vadesi gelenleri de katarsak, Türkiye'nin cari açığını finanse etmesi ve dış borçlarını çevirmesi için bir yıl içinde 200-220 milyar dolara ihtiyacı olacaktır.

Dış borç stoku da 2017 yılı sonu itibariyle, 453.2 milyar dolara yükseldi.

Dış borçlarda üç sorun var:

1- Dış borçlar yönetilemiyor. Yılın yarısı bitiyor. Hazine son olarak 2017 sonu dış borç stokunu açıkladı. Borç yönetimi ve gerekli strateji için her şeyden önce elde doğru ve güncel veri olmalıdır. Bunun içindir ki 30 senedir, "dış borç yönetiminin hazineden ayrı bir kurum tarafından yapılması gerekir'' diyorum.

2- Türkiye'de dış borç stokunun GSYH'ya oranı yaklaşık yüzde 55'tir. Bu oran yüksek bir oran değildir. Ancak Türkiye döviz kazanan değil, döviz kaybeden bir ülkedir. Kaldı ki dış borçların, kırılganlığı artırması, yüksek faiz ve enflasyon gibi ilave maliyetleri vardır.

İşte bu nedenle Türkiye'de dış borçların rakamları aşan aşırı yükü vardır.

3- Türkiye dış borçlarını çevirme sınırına geldi. Dünya ortalamasından daha yüksek faizle ancak dış borç bulabiliyoruz. Dış borç sigorta primi olan CDS'ler de çok yüksektir.

Borçlanma sınırına gelmiş olmamız nedeniyle, ithalat için döviz bulmak zorlaşacak ve üretim ve büyüme de olumsuz etkilenecektir.

Dahası, siyasi iktidar bugüne kadar yap-işlet devret dediği model için dış kredi kullanan özel sektöre kefil oldu. Bu alanda da sorun yaşarız. Bunun için artık altyapı projeleri bütçe kaynakları ile yapılmalı veya yapılması planlanan altyapının adıyla hazine tahvili çıkarılarak finansmanı sağlanmalıdır.

Cari açık, dış borçların çevrilmesi, döviz ihtiyacını da artırıyor. Kur artışı ithal girdi fiyatlarını ve sonuçta maliyetleri artırıyor. Sonrasında TÜFE'ye yansıyor. Mayıs ayında yıllık TÜFE oranı yüzde 12.15'e yükseldi. Yıllık Yurt İçi ÜFE artışı da yüzde 20.16 oldu. Bu artış TÜFE'ye yansıyacaktır.

2018 ilk çeyrekte yüzde 7.4'lük büyüme, işsizliği bir puan düşürdü. Ancak işsizlik yine de yüksektir. Bugünkü şartlarda büyümenin devam etmesi de çok zordur.

Siyasi iktidarın bugüne kadar olan tutumu devam ederse, ekonomik istikrarı çözmesi zor olacaktır. Günübirlik politikalardan kurtulması gerekir. Orta ve uzun vadeli ciddi istikrar programları yapması gerekir. (Yarın devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları