Ekonomide Demokrat Parti dönemi

Türkiye 97 yıldır siyasi ve ekonomik sorunlar yaşıyor. Bu yolla milletlerin hayatında siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarı sağlam bir zemine oturtmanın asırlar sürdüğünü de görebiliyoruz. Siyasilerin iyi niyetine bağlı olarak bazı ülkelerde bu süre daha da kısalabilir. Söz gelimi Güney Kore bu anlamda daha şanslı bir ülkedir.

14 Mayıs 1950 tarihi, Türkiye'de tek parti döneminin kapandığı ve çok partili döneme geçişin yaşandığı, seçim tarihidir. Bu geçişte birçok faktör etkili olmakla birlikte İsmet İnönü'nün iyi niyeti yadsınamaz öneme sahiptir.

1950-1960 Demokrat Parti iktidarının özellikle 1954 sonrası siyasi çalkantılarla geçti. Ancak aynı zamanda ekonomik sorunlar da bir o kadar arttı ve sonunda Türkiye dış borç iflasına gitti.

Demokrat Parti döneminde ekonomide üç fahiş hata yapılmıştır:

Birisi, fiyatlarda narh konulmasıdır. İkincisi liberasyon uygulamasıdır, üçüncüsü ise bir sonuç olarak, geçmişte ve bugüne kadar ilk defa 1958 yılında dış borçlarımız için Moratoryum ilan edilmesidir.

1- Fiyat kontrolünün önemli iki ayağı,1956'da ithal malları fiyat kontrolü dairesinin kurulması ve daha da önemlisi de Millî Korunma Kanunu'nun uygulamaya konulmasıdır. Bu yasanın amacı piyasaları daha iyi denetlemek, stokçuları ve karaborsacıları şiddetle cezalandırmaktır. Bu müdahale ters çalıştı ve karaborsa arttı.

2- DP, 1950'den itibaren ithalatta liberalleşmeye gitti. 1954 yılına kadar, ithalat yapmak isteyenler Merkez Bankası'na Türk Lirası yatırıyor, buna karşılık Merkez Bankası da döviz transfer ediyordu. Bu şekilde ithalat için verilen bu devlet garantisinin de etkisiyle, ithalat arttı. Aşağıdaki tablodan anlaşılacağı gibi, dış ticaret açıkları arttı. Altın ve döviz rezervlerini kullanan Türkiye, bu borçları yurt dışına aktarmakta zorlanmaya başladı. Bu durumda ithalatın kısıtlanacağını düşünen ithalatçılar, ithalatlarını hızlandırarak, dış ticaret açığının daha çok artmasına neden oldular. Türkiye 1952 yılında döviz taahhütlerini yerine getirememeye başladı. 22 Eylül 1952'de liberasyon sisteminden vazgeçildi.

*************************************

1950-1960 Dönemi Dış Ticaret Verileri

(Cari Fiyatlarla-Milyon Dolar)

Yıl İhracat İthalat Dış Ticaret İhracatın İthalatı

Denge Karşılama oranı

1950 263 286 -23 92.2

1951 314 402 -88 78.1

1952 363 556 -193 65.3

1953 396 533 -137 74.4

1954 335 478 -143 70.0

1955 313 498 -185 63.0

1956 305 407 -102 74.9

1957 345 397 -52 86.9

1958 247 315 -68 78.5

1959 354 470 -116 75.3

1960 321 468 -147 68.5

*************************************

3- 4 Ağustos 1958 tarihinde ''iktisadi istikrar tedbirleri'' adı altında IMF'nin de baskısı ile istikrar programı yapıldı. Bu program çerçevesinde Türkiye'nin en yüksek oranlı devalüasyonu yapıldı. Bir dolar 280 kuruştan 900 kuruşa çıkarıldı.

Devalüasyonu ihracattaki tıkanıklığa kısmen faydalı oldu. Ancak TL'nin değer kaybı nedeniyle ithal mallarının fiyatı arttı. İthal mallarında darlıklar ve fiyat yükselmeleri oldu. Bu nedenle iç fiyatlar arttı. 1958 yılında enflasyon oranı yüzde 14.3 ve 1959 yılında 19.9 oldu.

Bu dönemden kalan ithalat borçları, 1959 yılındaki istikrar programı ile taahhüt edildi ve buna ilişkin olarak da aynı yıl Paris'te bir anlaşma imzalandı. 1950-1960 döneminde 3,389 milyar dolar ödemesi yapılmış olan bu borçların 1960 yılı bakiyesi 376,6 milyon dolardır. Vadesi geldiği halde ödenmemiş bu borçlara ''Ariyere Borçlar'' denilmiştir.

Türkiye için iktisat politikaları, gelen siyasi iktidarın ideolojik anlayışına göre değil, Türkiye şartlarına ve ekonomik konjonktüre göre şekillenebilseydi, Türkiye'nin fert başına geliri, Güney Kore'den daha yüksek olurdu. Zira ellili yıllarda zaten daha yüksekti.

Yazarın Diğer Yazıları