Ekonomide daralma kısır döngüsü oluştu

2019 Yılında da GSYH'da küçülme devam edecek. TÜİK'in yayınladığı son veriler de bu küçülmenin boyutunu ortaya koyuyor .

1 - En büyük daralma, son on senedir ekonominin lokomotifi olarak kullanılan, inşaat sektöründe yaşanıyor. Bu yılın ilk yarısında, gecen yıla göre konut satışları yüzde 21.71 oranında daraldı. Konut stokları oluştu. Üstelik bütün teşvikler ve kolaylıklara rağmen, ilk elden yani sıfır konut satışları daha çok düştü. Ayrıca konut kredileri ile satılan ipotekli satışlar, geçen seneye göre yüzde 58.92 oranında geriledi. (Aşağıdaki tablo )

OCAK-HAZİRAN 6 AY KONUT SATIŞLARI

2018 2019 YÜZDE DEĞİŞME

TOPLAM SATIŞ (ADET) 646 032 505 796 -21,71

İLK SATIŞ (ADET ) 298 877 206 254 -30,99

İPOTEKLİ SATIŞ (ADET) 201 805 82 885 -58,92

İPOTEKLİ SATIŞ/TOPLAM (%) 31.1 16.4

2 - Perakende satış endeksleri, piyasanın ne kadar canlı veya durgun olduğunu gösterir.

Açıklanan takvim etkilerinden arındırılmış sabit fiyatlarla Mayıs 2019 perakende satış hacmi, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3.7 oranında azaldı. Üstelik bu azalış yüzde 3 oranında gıda da oldu. Yani durgunluk nedeniyle halk boğazından kesti.

Ekonomik faaliyetlere göre, büyük düşüş yüzde 20,7 oranında elektrikli eşya ve mobilyada yaşandı. Bunun ilk nedeni son iki seçimde ekonomiyi canlandırmak için bu eşyalarda yapılan vergi indirimleridir. Popülist amaçlı ve geçici olduğu için bu indirimlerin etkisi de geçici oldu. Sonuçta bugün hem vergi gelirleri azaldı, hem de bu sektörlerde daralma daha yüksek oldu.

3 - 2019 ilk altı ayında bütçe açığı arttı. Çünkü ekonomide daralmadan dolayı vergi gelirleri artmadı. Sabit fiyatlarla hesaplarsak, 2019 ilk 6 ayında geçen senenin aynı dönemine göre, vergi gelirleri sabit kaldı. (yüzde 0.27 artış). Buna karşılık kamu harcamaları yine sabit fiyatlarla yüzde 4.10 oranında arttı.

4 - Merkez Bankası anketlerine göre, hem kredi talebi geriledi, hem de kredi hacmi daraldı.

Ekonomide daralma üreticinin ve tüketicinin moralini bozuyor. Güven kaybı yaşanıyor. Güven kaybı daralmayı tetikliyor. Adeta birbirini tetikleyen daralma kısır döngüsü oluşuyor.

Bu döngüden kurtulmak için, ekonomi yönetiminin ikna edici, güven veren, elle tutulur önlemler alması gerekir. Önlem almak için ise, içinde bulunduğumuz konjonktürü iyi teşhis etmemiz gerekiyor. Her şey düzelecek diye algı yaratmaya kalkarsak, daha çok moral bozarız.

İktisadi ajanları ikna etmek için, her zaman ve herkesin söylediği ve beklediği yapısal reformları yapmak gerekir. Bu anlamda;

1. Başkanlık Sistemine çok hızlı bir geçiş yaşadık. Bürokrasi ve devlet uyum sağlayamadı. Bu kapsamda yetki ve sorumluluk tarifi ve uygulaması yapılmadı. Gerçekte başkanlık sistemi tartışılabilir. Ancak bir geçiş dönemi tanımadan çarkların dönmesi mümkün değildir ve tartışılmaz.

Yine devlette liyakata göre bir personel sistemi oluşturmazsak, kamu hizmetlerinde etkinliği sağlamamız mümkün değildir.

Aynı şekilde kamu - özel sektör işbirliği kapsamında yapılan altyapı yatırımları, yüksek toplumsal maliyetler, talep garantisi ve kur artışı nedeni ile bütçe yükleri getirdi. Bu uygulama sosyal faydayı düşürdü, sosyal maliyeti artırdı. Kaynak kullanımında etkinliği düşürdü.

2. Üretimin dışa bağımlılık oranı, teşvik ve ithal ikamesi politikaları ile sağlanmalıydı. Şu anda yüzde 30 oranında düşük TL bu işi kanırta kanırta yapıyor. Etkisi ise üretimde düşme olarak ortaya çıkıyor.

3. Piyasada oligopol yapılar var. Devlet tekelleri özelleştirildi. Özel tekellere dönüştü. Bu yapılar rekabeti bozuyor. Öte yandan kontrolsüz sıcak para, bankaların kartelleşmesi spekülatif piyasaların oluşmasına neden oldu. Yine Devlet -piyasa dengesi bozuldu.

4. Nihayet Hukuk altyapısı, içerde ve dışarda negatif bir algı yarattı. Hukukun üstünlüğünü sağlanamadan, yatırım ortamı yaratmak imkanı yoktur.

Yazarın Diğer Yazıları