Ekonomide canlanma ve yapısal sorunlar
Hizmet sektörü, perakende ticaret sektörü ve inşaat sektöründe Aralık ayı güven endeksleri açıklandı. Her üç sektörde de güven endeksi arttı. En yüksek artış inşaat sektöründe oldu... 2018 Aralık ayında 55.4'e düşmüş olan güven endeksi, bu sene Aralık ayında 68.9'a yükseldi.
TÜİK'in yayınladığı güven endekslerinde 100 güven sınırını gösteriyor. 100 üstü güven, 100 altı güvensizliği gösteriyor. Aralık ayında hizmetler sektöründe talep beklentisi 100.5 ve perakende ticaret sektöründe güven endeksi 102.6 oldu.
Nedeni ister iç dinamiklerin harekete geçmesi olsun, ister ertelenen iç talebin devreye girmesi olsun ister bütçe açıkları olsun, ister kredilerde genişleme olsun, piyasada canlanma olduğu açıktır. 2019 yılının üçüncü ve dördüncü çeyreğinde GSYH'da büyüme olacaktır.
Ekonomide canlanma var diye, işi burada bırakmamak gerekir... Sürdürülmesi için gene yapısal sorunların çözülmesi, güven ortamının artırılması gerekir.
Birinci öncelikli sorun yatırımları artırmaktır
GSYH, 2018 yılının dördüncü çeyreğinde daralmaya başladı ve üç çeyrek daraldı. Ancak yatırımlar bir çeyrek önce daralmaya başladı ve devam etti... Yani yatırımlar beş çeyrektir daraldı. Yatırımların daralması, potansiyel büyüme oranını negatif etkiliyor. İşsizliğin artmasına neden oluyor... Türkiye de sosyal gelişmeyi de kapsayan bir kalkınma yaşamamız için fert başına GSYH'nın yüzde 5 üstünde artması gerekir.
Hukukun üstünlüğü ve demokrasi sorunları nedeniyle, yatırım ortamı kötüleşti. Büyümede olsa da yatırımlarda artış olmadığı takdirde, artan talep ithalata yansıyacaktır. Yeniden ithalatta daha yüksek artış ve cari açıklı yıllar gelecektir. Halen TL yüzde 25 oranında daha düşük değerdedir. Bu nedenle ithal girdi artışı üretim maliyetlerini artıracak ve TÜFE'ye yansıyacaktır. Kronik enflasyon uzun vadeli istikrar için risk oluşturmaktadır.
Dış politika dışarda kalmıyor... Ekonomiye yansıyor... Suriye de Rusya ile ve ABD ile karşı karşıya kalmamız, ABD ambargosu, Libya ya asker gönderme gibi üst üste gelen sorunlar, özellikle yatırım ortamını bozuyor.
İşsizliğin nedeni, üretimin ithalata bağımlı olmasıdır. Üretimde artış girdi ithal ettiğimiz ülkelerde istihdam yaratmamız demektir. Bu şartlarda büyüme olsa da aynı oranda istihdama yansımaz. 7 milyon fiili işsiz sayısı 6.5 milyona geriler , o kadar. Dahası 5 milyon Suriyeli ekonomik ve sosyal dengeleri bozuyor ve daha çok bozacaktır.
Yeni yatırımlar, genç işsizliğin çözülmesine yardım edecektir. Ancak inşaat yatırımları kısa vadeli istihdam ve büyüme yaratır ve fakat iş bitince bu etkileri de kalmaz. Yalnızca kira geliri gibi gelir artışı katma değer yaratır. Bu durumu yaşadık.
Yapmamız gereken, ithalat ikame edilecek girdi yatırımları, teknoloji yatırımları, sanayi yatırımları gibi sürdürülebilir büyüme ve istihdamı sağlayacak yatırımlar olmalıdır.