Ekonomi ve siyaset yabancı kontrolüne girdi
Yasalara göre yayın kuruluşlarında yabancı sermayenin payı yüzde 25’i geçemiyor. Bu oranın yüzde 50’ye çıkarılmasını öngören Televizyon Yayınlarına İlişkin Yasa Tasarısı hazırlandı.
Uygulamada yüzde 25’lik sınır kağıt üstündedir. Gerçekte bazı medya araçlarının tamamı yabancıya aittir.
Bizzat BDDK açıklamasına göre Türk bankacılık sisteminde bundan 6 yıl önce yabancıların payı yüzde 3 iken bugün, yüzde 42’dir. Türkiye’de 49 banka arasında Arap kökenli bankaların sayısı 7’dir.
Batı Avrupa ülkelerindeki bankalarda yabancı payı en fazla yüzde 12’dir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) on beş gün önce “2007 yılında Yabancı Kontrollü Girişim İstatistiklerini” açıkladı. Bu istatistiklerde bankalar ile mali aracı kuruluşlar hariç tutuldu.
İmalat sanayiinde yabancı kontrolü yüzde 59.6’dır. Bu sektör içinde yer alan alt sektörlerde yabancı payı:
Tütün ürünleri sanayiinde yüzde 69.
Otomotiv sektöründe yüzde 50.3.
Elektronik sanayiinde yüzde 48.5.
Kimyasal ürünler sanayii yüzde 32.3’tür.
Yabancı kontrolündeki üretimde ilk beş ülkenin yüzde payı:
Hollanda.............................................15.7
Almanya................................................17.0
Fransa................................................10.5
ABD.......................................................10.3
Lübnan...........................................9.7’dir.
Borsada yabancıların payı ortalama yüzde 70 dolayındadır.
Akaryakıt sektöründe yabancı şirket payı yüzde 70’tir.
İletişim sektöründe de yabancı payı yüksektir.
Küreselleşmenin misyonerlerinden, Baron M.A. Rothschild “Bana bir ülkenin parasının kontrolünü verin, yasaları kimin yaptığı umurumda değil” demiştir.
Bir ülkede ekonomiyi yabancılar kontrol ediyorsa, siyaseti de kontrol ederler.
Bunun içindir ki, Türkiye ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi’nin bir aracı haline gelmiştir. Bunun içindir ki Deniz Baykal’a komplo kurulmuştur.
Bunun içindir ki basın CHP’yi yeniden dizayn etmeye çalışıyor.
Türkiye’de bankalarda yabancı kontrolü, kırılganlığı artmıştır. Zira yabancı bankalar, daha önce Arjantin’de görüldüğü gibi isterlerse veya bir kriz halinde bir gecede istedikleri kadar yurt dışına kaynak transfer edebilirler.
İletişim sektörü stratejik bir sektördür. İletişim sektörünün yabancıların eline geçmesi ulusal güvenlik açısından risklidir.
İmalat sanayinin de yabancıların kontrolünde olması, “fabrikayı sırtına alıp götürecek mi?’’sloganından daha önemlidir.
İmalat sanayiinde üretimde, hammadde ve aramalı ithalatının payı yüzde 70’tir. Bu nedenledir ki bu sektörde yabancılar aynı zamanda kur lobisi oluşturmuştur. Düşük kur ucuz ithalat demektir.
İmalat sanayiinde çalışan bir yabancı firma, kur düşük olursa dışarıya daha çok kâr transfer eder. Örneğin 1 milyon lira kârı olan bir yabancı firma, eğer dolar 1.5 lira olursa dışarıya 660 bin dolar, dolar 2 lira olursa 500 bin dolar götürür.
Ekonomiyi yabancı kontrol ediyorsa, ülkeyi de bu yabancı lobi yönetiyor demektir.