Ekonomi topun ağzında

İnsanlık tarihinde bugüne kadar parayla satın alınan tek yaklaşım “Küresel ekonomik” anlayışı olmuştur. Parayla satın alınan bir yaklaşım diyorum, çünkü uluslararası spekülatif sermaye, ülkelerde yönetimleri değiştirecek kadar harcama ve propaganda yapmıştır. Soros buna örnektir. Dünyada sıcak para ve spekülatif sermayenin hızlı hareketi, suni bir refah ortamı yaratmıştır. Bu süreçte ülke çıkarlarını ön planda tutan Çin gibi ülkeler, dış ekonomik ilişkilerinde cari fazla vererek, ABD ise doların rezerv para olması nedeniyle kazançlı çıkmıştır. Biz ise 11 yılda 300 milyar dolardan fazla cari açık vererek, küresel süreçten en zararlı çıkan ülke olduk. Ara malı fabrikalarını kapattık... Ara malı ithal ettik... Pamuk tarlalarını bozduk... Pamuk ithal ettik. Eğer farklı kur ve farklı kambiyo düzenimiz olsaydı, küresel süreçten biz de kazançlı çıkabilirdik.
Küresel süreç yeni bir gedik bulup, kurtulabilir mi? Kendi hatalarını onarabilir mi? Çok zor görünüyor... Çünkü, temel dengeler çok bozuldu. Para ve sermaye piyasaları balon yaptı. Reel dengeler bozuldu. İşsizlik arttı.
Küreselleşmenin getirdiği daha önemli sorun, kriz aralığının daralması oldu. 2008’in üstünden 3 yıl geçmeden yeni bir kriz riski ortaya çıktı. Maalesef böyle bir krizi, Türkiye ulusal çıkarlarını ön planda tutmadığı, günü birlik politikalara bağlı kaldığı için daha ağır yaşayacaktır. Aslında 2009 yılında da gelişmekte olan ülkeler içinde en fazla daralan ekonomi yine biz olmuştuk.
Resesyon, ekonomik krizin en ağır şeklidir. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler, küresel kriz olan 2009 yılında ortalama yüzde 1.7 oranında büyürken, Türkiye yüzde 4.7 oranında küçüldü. Aynı yıl krize rağmen Çin 8.7, Güney Kore 0.20, Polonya 1.70 büyüdü.
Krizde Türkiye’nin yine yüksek oranda daralacağını gösteren belirtiler var. Bu sene ilk çeyrekte büyüme oranı düşük geldi. Bundan sonra da yüksek büyüme olmayacağı anlaşılıyor. Söz gelimi geçen sene Haziran ayında 96.4 olan Tüketici Güven Endeksi, bu sene Haziran ayında 91.8’e geriledi. (Endeksin yüzün altında olması tüketici güvensizliğini gösteriyor.)Yine bu endekse göre beklentiler de olumsuz seyrediyor... Endekste işsizlerin iş bulma olanakları da bir önceki aya göre 1.5 puan geriledi. Bugünkü zamanın dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğu ise yine bir önceki aya göre 2.9 puan düştü.
Yatırımlarda beklentiler için de kötümser bir tablo var... Sanayi Ciro Endeksi’nde sermaye malı imalatı, bir önceki aya göre 2.2 puan geriledi. Sermaye malı imalatında gerileme yatırım talebinin düştüğünü gösteriyor
AKP İktidarı bütçe açığında çok iyi bir performans gösterdi. Ne var ki Maliye Bakanı bütçe performasında ciddi bozulma olduğunu söylüyor. Bugüne kadar, bütçe için özelleştirme gibi geçici kaynaklar bulundu.
Varlık satışları, işsizlik fonu gibi fonlar kullanıldı. 2/B uygulamasına bel bağlandı. Belki 2/B’den de bir miktar gelir sağlanır. Ancak sonrası, elde bir şey kalmadı. Mahalli seçimlerde bütçe performansının daha da bozulacağı açıktı.
Daha da önemlisi, resesyon riski arttı. Türkiye cari açığını kapatmak için, varlıklarını sattı... Sıcak paraya taviz verdi. Dış borç aldı. Bunun içindir ki dışarıya, faiz, kâr olarak kaynak çıkıyor. Artık dış borçlanma sınırlarına gelindi. Aldığımız dış borçtan daha fazla borç anaparası geri ödersek, net dış borç ödeyen ülke olacağız. Sonuçta borç anaparası, kâr ve faiz olarak çıkan kaynakların GSYH’ya oranı, büyüme oranından daha fazla olursa, fakirleşme başlayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları