Ekonomi için geçmiş ola…

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, ekonomik programın temel bileşenlerini açıkladı;

*Mali Disiplin;

*Enflasyon;

*Yapısal reformlar.

1.Bütçede mali disiplin Bakanın anladığı gibi değil.

2003 ve sonrasında da IMF’nin önerdiği güçlü ekonomi programı ile mali disiplin sağlanmıştı. Bütçe açıkları azalmıştı. Ama bugün aynı bütçe yok. Mali disiplin sağlanması mümkün değil. İki nedenle;

Bir… Bütçe kaynakları etkin kullanılmıyor ve ipotek altındadır.

İki … Vergi oranlarının artırılması, geçici etki yapar.

Bütçe kaynakları etkin kullanılmıyor ve bütçe ipotek altındadır.

a.Devlette lüks araba şatafatı var. Cumhurbaşkanlığı saray harcamaları ve konvoylar, başkanlık sisteminden sonra arttı. Bütçede yatırımların payı azaldı. Bütçe popülizm ağırlıklı bir bütçe oldu.

Aşağıda 5 aylık bütçe harcamaları tablosu var. Harcamalar içinde cari transferlerin payı yüzde 42,1’dir. Yapılan popülist yardımların payı yüzde 9,1’dir. Buna karşılık yatırımların payı çok düşük yüzde 5,7’dir. Bu bütçe ile istikrar sağlamak imkânı yoktur.butce-giderleri.jpg

b.Kur Korumalı Mevduat için yapılan faiz ve ek ödemelerin bir kısmı bütçeden yapılıyor. Kur Korumalı Mevduat devam ettikçe, bütçe üstündeki yükü de devam eder.

c.Kamu-özel işbirliği ödemeleri dolar garantili olarak bütçeden yapılıyor. Çalışmayan hava alanları ve yatırımların tamamına yakını bütçeden ödeniyor. Kur arttıkça bütçe yükü artıyor. Kamu- özel işbirliği yatırımları bütçeyi ipotek altına aldı.

Bu üç soruna çözüm bulmadan, bütçede disiplin sağlanmaz.

Vergi oranlarının artırılması ise, orta vadede yatırımların azalmasına, durgunluğa, vergi kayıp ve kaçaklarının artmasına neden olur ve bu yolla vergi gelirleri azalır, bütçe açıkları artar.

Kaldı ki; bakanın ilk açıklamasına göre vergi sisteminde sadeleştirmeye gidilmesi, bekleniyordu. Vergi artışları, çifte vergileme beklenmiyordu. Güvensizlik oluştu.

2.Enflasyon arz talep dengesinin bozulmasıdır.

Enflasyonu önlemenin ilk ayağı, tüketimi kısmaktır. Bunun için de reel faiz politikası olmalıdır. Eğer faizler yüzde 42’ye çıkarılmış olsaydı, harcamanın maliyeti artacak ve tüketim azalacaktı. Dahası kur artışı da enflasyona misliyle yansıyor. Eğer reel faize geçilseydi, kur artışı olmazdı ve enflasyona yansımazdı. Yabancı yatırım sermayesi girerdi. Cari açık azalırdı.

Demek ki hükümet ilk adımda enflasyonda başarısız oldu.

3.Yapısal reformlar her zaman slogan düzeyinde kalmıştır.

Yapısal sorunların başında, demokrasi, hukuk ve kurumsal yapıların yeniden kurulması gerekiyor. Devletin ve eğitimin kurumsal yapı kazanmasını Hazine Bakanı nasıl sağlayacak?

İkinci önemli yapısal sorun, üretimin dışa bağımlı olmasıdır. Bunun için ithal girdi yerine içerde üretim yapılmalı ve teşvik edilmelidir. Bugünkü iktidar böyle bir adım atar mı? Atsa bile yatırımlarda güven sorunu çözülebilir mi? Çok zor görünüyor.

Bir başka yapısal sorun, piyasada oligopol yapının olmasıdır. Kamu tekellerini, elektrik dağıtımını bu hükümet devletleştirebilir mi? Mümkün değil.

Sonuç olarak, bugünkü kadro istese de, ekonomik istikrar getiremez.

Yazarın Diğer Yazıları